Bir cihaz aldığınızda TRT’ye ödeme yaparsınız. İzleyip izlememeniz fark etmez. Bu bir bağış değil; mecburî bir katkıdır. Peki, ama neden?
Televizyonun olsun olmasın, TRT’ye katkı yaparsınız. Çünkü o yalnızca bir yayın kuruluşu değil; yasayla korunan bir kamusal yapı olarak görülür. TRT bandrolü, bu anlayışın ürünüdür. Ancak sistem yıllardır “kamusal hizmet” ile “zorunlu kesinti” arasındaki çizgide tartışma konusu olmaya devam ediyor.
TRT Bandrolü, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Gelirleri Kanunu’na göre, TRT’ye finansal destek sağlamak amacıyla, belirli ürünlerin satışından alınan zorunlu katkı payıdır.
Bu bandrol, “TRT’nin kamusal yayıncılık görevini sürdürebilmesi için” gerekçelendirilir.
Bandrol ücreti, radyo-televizyon işlevi görebilecek ya da yayın alabilecek ürünlerden tahsil edilir:
✅ Televizyonlar, radyolar
✅ Cep telefonları, tabletler
✅ Bilgisayarlar, akıllı saatler
✅ Modem, uydu alıcıları, medya oynatıcılar
✅ FM/AM özelliği taşıyan küçük ev aletleri (bazı tost makineleri dahi dahil olmuştur)
Satın aldığınız cihazın fiyatının belirli bir yüzdesi (genelde %1 ile %10 arasında) doğrudan TRT’ye aktarılır.
Oranlar zamanla değişebilir ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belirlenir.
Örneğin:
✅ Cep telefonlarında %6
✅ Tabletlerde %2
✅ Akıllı saatlerde %2
✅ Televizyonlarda %10’a kadar
Kesilen ücret doğrudan fiyata yansır; tüketici genellikle bunun farkında olmaz.
1. İzlemesen de ödüyorsun: TRT yayınına erişmeyen kişilerden de kesiliyor.
2. Vergi değil ama zorunlu: Katkı adı altında yapılan bu kesinti, neredeyse bir dolaylı vergi gibi işliyor.
3. Şeffaflık yok: TRT’nin bu gelirleri nasıl kullandığına dair kamuoyuna düzenli ve detaylı hesap verilmiyor.
4. Tarafsızlık sorunu: TRT’nin “devletin değil, iktidarın yayıncısı gibi davranması” bu katkının etik boyutunu da tartışmaya açıyor.
✅ 2021’de elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırıldı.
Ancak cihazlardan alınan bandrol ücretleri artarak devam etti.
✅ Siyasi partiler (CHP, HDP, İYİ Parti) bu uygulamayı “zorunlu bağış” olarak tanımlayıp kaldırılması için teklifler sundu.
✅ Kamuoyunda “cep telefonundan TRT’ye neden para ödüyoruz?” sorusu defalarca gündem oldu.
TRT’nin bütçesi içinde bandrol gelirlerinin payı küçümsenemez.
Bu kaynak sayesinde:
✅ Reklam gelirine bağımlılık azaltılıyor
✅ Yayınların kamusal nitelik taşıması hedefleniyor
✅ TRT, “kamu yayıncısı” olmanın gereklerini ekonomik olarak sürdürebilir kılıyor
Ancak bu model, zorunluluk ve meşruiyet arasındaki gerilimi de beraberinde getiriyor.
TRT bandrolü, kamu yayıncılığını destekleme amacıyla getirilmiş bir sistemdir.
Ancak bugünün dünyasında:
✅ Yayıncılık çok sesli hale gelmişken
✅ TRT’nin tarafsızlığı tartışma konusu olmuşken
✅ Ve izleyicinin platform seçme özgürlüğü artmışken…
Bu sistemin hâlâ zorunlu ve tek yönlü bir modelle işletilmesi, eleştiriye açıktır.
Bu bir katkı mı, yoksa gönülsüz bir ödeme mi?
Belki de cevap şu soruda saklıdır:
“Kimin adına, kime neyin karşılığında katkıda bulunuyoruz?”
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz: