TRİBALİZM – Biz ve Onlar Duygusunun Şifreleri

İnsanın ilkel aidiyet dürtüsü, modern toplumun çatışma koduna nasıl dönüştü? Tribalizm, ait olmanın sıcaklığı ile ötekileştirmenin soğukluğu arasında salınan kadim bir zihin alışkanlığıdır.


Tribalizm Nedir?

Tribalizm (İng: Tribalism, Alm: Tribalismus, Fr: Tribalisme), bireyin ya da grubun kendi kabilesine –yani ait olduğu topluluğa– mutlak sadakat göstermesi hâlidir. Sosyolojik, psikolojik ve politik bağlamlarda kullanılan bu kavram, biz ve onlar ayrımını keskinleştiren bir zihinsel yapıya işaret eder.

Bu anlamda tribalizm, yalnızca kabile toplumlarına özgü bir aidiyet biçimi değil; modern zamanlarda milliyetçilikte, taraftarlıkta, partizanlıkta ve sosyal medya cemaatlerinde de rastlanan bir tutumdur. Özne, kendi grubunun haklılığına körü körüne inanır; ötekini ya düşmanlaştırır ya da küçümser. Tribal zihin, gruba sadakati hakikatin önüne koyar.


Dünden Bugüne Tribalizm

İlkel kabile topluluklarında tribalizm, yaşamı sürdürebilmenin doğal bir koşuluydu. Avlanmak, korunmak, üretmek ve çoğalmak, kolektif dayanışmayı zorunlu kılıyordu. Bu birliktelik duygusu zamanla kültürel kimlikleri, ritüelleri, dilleri ve mitolojileri şekillendirdi.

Ancak modern toplumda tribalizmin işlevi değişti. Devlet yapıları, hukuk sistemleri ve bireysel özgürlükler geliştikçe, kabile sadakati yerine vatandaşlık ve evrensel haklar ön plana çıktı. Ne var ki insan zihni, hâlâ o eski algoritmalarla çalışıyordu.

Bugün siyasal kutuplaşmalardan spor taraftarlığına, dijital cemaatlerden ideolojik kamplaşmalara kadar birçok alanda tribalizm yeniden üretiliyor. Bu “yeni kabilecilik”, duygusal güvenlik sunarken düşünsel esnekliği kısıtlıyor.


Tribalizm sadece ilkel toplumlara mı özgüdür?
Hayır. Tribalizm bir zihinsel örüntüdür; tarihsel olarak ilkel topluluklarda ortaya çıkmış olsa da, günümüz insanında da güçlü biçimde varlığını sürdürür. Siyaset, din, futbol, hatta markalara duyulan aidiyet bile birer tribal eğilim gösterebilir.


Tribalizm ile aidiyet arasındaki fark nedir?
Aidiyet, bireyin bir topluluğa bağlılık ve anlam bulma ihtiyacıdır. Tribalizm ise bu aidiyetin mutlaklaşması ve diğer grupların düşman gibi algılanmasıdır. İlki inşa edici olabilirken, ikincisi yıkıcıdır.


Sosyal medyada tribalizmin etkileri nelerdir?
Çok belirgindir. Algoritmalar, bireyleri kendi görüşlerine yakın insanlarla etkileşime sokarak yankı odaları (echo chambers) yaratır. Bu da farklı düşünenlere karşı hoşgörüsüzlük ve öfke üretir. “Bizimkiler” ve “onlar” arasındaki sınır kalınlaşır.


Tribalist düşünce bireyselliği nasıl etkiler?
Birey, grubun dogmalarına boyun eğdiğinde eleştirel düşünme refleksini yitirir. Kendi grubunun kusurlarını göremez, dış grupların erdemlerini inkâr eder. Bu da bireysel gelişimi ve özgür aklı törpüler.


Tribalizmi aşmak mümkün müdür?
Tamamen ortadan kaldırmak zor olsa da, farkındalıkla yönetilebilir. Çoğulculuk, empati, eleştirel düşünme ve bireysel sorumluluk gibi değerler, tribalizmin etkisini azaltabilir. Modern eğitim sistemleri ve medya, bu konuda önemli rol oynar.


Popüler Kültürde Tribalizm

Lord of the Flies (Sineklerin Tanrısı) romanında çocuklar bir adaya düştüklerinde hızla kabilelere bölünürler; medeniyetin yüzeyi kalktığında, tribal içgüdüler öne çıkar.

Game of Thrones, kabile sadakatlerinin ve hanedan savaşlarının modern anlatımıdır. Dizide ahlâk değil, aidiyet belirleyicidir.

Futbol taraftarlığı üzerinden şekillenen “holiganizm” kültürü, kabileci sadakatin çağdaş bir tezahürüdür.

Sapiens kitabında Yuval Noah Harari, insan beyninin hâlâ “150 kişilik kabile mantığı”na göre çalıştığını belirtir.


Genel Değerlendirme

Tribalizm, modern dünyaya sızmış antik bir ruhtur. Aidiyetin sağladığı güvenle düşüncenin esnekliğini takas eder. Her “biz” inşası, bir “öteki” yaratır. Fakat bu kaçınılmazlık değildir. Bilinçli toplumlar, sadakati körleşmeye, birliği ise dışlamaya dönüştürmeden yaşayabilirler. Ve belki de asıl olgunluk, kendi kabilemizi severken başkalarının varlığını tehdit olarak görmemekte yatar.


Velev’den İlgili Maddeler

ZİHİN GÖÇÜ
IRKÇILIK
SOSYAL MEDYA
İNSANMERKEZCİLİK
NEFRET SÖYLEMİ