Tüm toplumsal yaşamın devlet tarafından kontrol edildiği, muhalefetin yok sayıldığı ve bireyin neredeyse tamamen silindiği bir yönetim biçimi.
Totalitarizm, siyasi iktidarın tüm toplumsal kurumları ve birey yaşamını kapsayacak şekilde merkezileştiği, genellikle tek bir lider veya parti tarafından yönetilen otoriter rejimleri tanımlayan bir kavramdır. Bu rejimlerde yasa, ahlak, ekonomi, eğitim, sanat ve hatta düşünce alanı dahi devletin denetimi altındadır. Totaliter sistemler, çoğu zaman “kutsal bir dava” veya “tarihin yönünü değiştirme” iddiasıyla bireysel özgürlükleri askıya alır; yurttaşlara yalnızca itaati, lidere ise mutlak sadakati öğretir.
Totalitarizm terimi, ilk kez 1920’lerde İtalya’da Benito Mussolini’nin faşist rejimi bağlamında ortaya çıkmış; sonrasında Stalin dönemi Sovyetler Birliği ve Nazi Almanyası gibi rejimlerle birlikte yaygınlık kazanmıştır. 20. yüzyıl boyunca hem sağ hem de sol ideolojilere ait totaliter örnekler görülmüş; bu da totalitarizmin yalnızca bir siyasi yelpazenin değil, aşırı merkezileşmiş tüm güç yapılarının sorunu olduğunu göstermiştir.
Carl J. Friedrich ve Zbigniew Brzezinski gibi siyaset bilimciler, totaliter sistemleri tanımlayan bazı ortak unsurlar belirlemişlerdir: ideolojik bir çerçeve, tek parti yönetimi, kitlesel gözetim, sansür, propaganda, militarizm ve muhaliflerin sistematik olarak bastırılması.
Savaş ve kriz ortamı: Güvenlik endişesi ve kaos hissi, halkın güçlü bir lidere yönelmesini kolaylaştırır.
Karizmatik lider kültü: Tek bir kişinin kurtarıcı olarak yüceltilmesi, alternatif fikirlerin dışlanmasına zemin hazırlar.
Zayıf kurumlar ve hukuk devleti eksikliği: Denetimsiz iktidar, zamanla tüm alanları kontrol etmeye başlar.
Tek tipçilik: Etnik, dini, ideolojik veya sınıfsal farklılıkların yok sayılması ya da bastırılması, totaliter yapının doğasını yansıtır.
Kitap Dünyasında
1984 – George Orwell: Gözetim, düşünce suçu ve propaganda üzerinden totaliter distopyanın başyapıtı
Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley: Bireyselliğin haz ve kontrol yoluyla bastırıldığı bir toplum tasviri
Hayvan Çiftliği – George Orwell: Devrimin nasıl diktatörlüğe dönüştüğünü alegorik dille anlatan eser
Sinemada ve Dizilerde
V for Vendetta – Maskeli bir direnişçinin baskıcı rejime karşı başkaldırısı
The Handmaid’s Tale – Kadın bedenini ve aklını kontrol eden teokratik bir totaliter sistem
Equilibrium – Duyguların bastırıldığı, insanların ilaçlarla kontrol altında tutulduğu bir dünya
Oyun Dünyasında
Papers, Please – Totaliter bir rejimde sınır memuru olmak ve etik ikilemlerle yüzleşmek
Half-Life 2 – Yabancı istilacılarla birleşmiş otoriter rejime karşı direniş
We Happy Few – Gerçeklikten kaçmak için uyuşturucuya zorlanan toplum ve devlet kontrolü
Totalitarizm, sadece siyasi bir rejim tipi değil; aynı zamanda birey ile iktidar arasındaki ilişkinin yok edilmesidir. Günümüzde açık totaliter rejimler azalsa da, teknolojik gözetim, ifade özgürlüğünün sınırlandırılması ve dezenformasyon gibi araçlarla şekil değiştirmiş “yeni totalitarizm” tartışmaları artmaktadır. Bu da, kavramın yalnızca tarihte kalmadığını, günümüz dünyasında farklı biçimlerde varlığını sürdürebileceğini gösterir.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz: