TOKUGAWA IEYASU

Tokugawa Ieyasu (1543 – 1616), samuray savaşçısı ve devlet adamı; yüzyıldan fazla süren iç savaşlara son vererek Japonya’nın Şogunlardan oluşan Tokugawa Hanedanlığını kurdu. Kurduğu Hanedanlık 250 yılı aşkın süre ayakta kalmayı başardı.

On sekizinci yüzyılın başlarında Japonya’da savaşan klanların anarşisi hüküm sürmekteydi; geleceğin Şogunu (askeri hükümdarı) böyle bir ortamda yetişti. Matsudaria Takechiyo, modern Nagoya şehri yakınlarındaki Mikawa’da, Matsudaira askeri klanında dünyaya geldi. Yedi yaşına bastığında Sumpu’da (Shizuoka) karargah kuran komşu Imagawa ailesiyle ittifak kurmak için rehin olarak gönderildi.

Sumpu’da büyüdü; tahsilini burada sürdürdü ve askeri eğitim gördü. Bu sırada şahinleri av için yetiştirmeye merak sardı. Daha sonra Imagawa Yoshimoto için askeri seferler yürütmeye başladı; yıllar geçtikçe korkusuz bir samuray savaşçısı oldu. Burada evlenerek doğacak bir sürü çocuktan ilkine babalık yapmaya başladı.

Imagawa Yoshimoto, 1560’ta Nobunaga klanıyla savaşırken öldürüldü; böylelikle eline kaçma fırsatı geçen Ieyasu, Mikawa’daki vatanına geri döndü. Adını Tokugawa Ieyasu olarak değiştirmesinin ardından Nobunaga ailesiyle ittifak yaptı ve derhal bir ana üs ve ordu kurmaya koyuldu. Ieyasu, yavaş yavaş topraklarını genişletmeye başladı; 1582’de Nobunaga’nın ölümüyle birlikte onun topraklarının bir kısmını kendi topraklarına kattı, ayrıca eski Imagawa topraklarını da ele geçirdi. Karargahını yıllarca rehin olarak tutulduğu Sumpu’ya taşıdı ve 1583 itibariyle beş vilayetin efendisiydi.

On yıl kadar bir süre Nobunaga’nın halefi, tam bir diktatör olan Toyotomi Hideyoshi’nin gölgesinde huzursuz bir şekilde yaşamını sürdürdü; Hojo topraklarının bir kısmını ele geçirdiği vakit ganimetlerini Hideyoshi’yle paylaşarak dost kalmaya çalıştı. Bu topraklar arasında balıkçı kasabası Edo’yu (modern Tokyo) da sayabiliriz. Hideyoshi’nin Kore’ye düzenlediği felaket getiren iki askeri seferine katılmaktan kaçındı. Üretken ve iyi yönetilen bir devlet imar etti; Hideyoshi, 1598’de öldüğü sırada Ieyasu, Japonya’nın en büyük ve en etkili ordusuna, en iyi işleyen topraklarına sahipti. Hideyoshi’nin eski teğmenleriyle Ieyasu arasında 1600’de Kyoto’nun seksen kilometre kadar kuzeydoğusunda kalan Sekigahara’da son bir çarpışma yaşandı. Çarpışma Ieyasu’nun doğu ordularının zaferiyle sonuçlandı ve Ieyasu artık Japonya’nın karşı gelinemeyen tek hakimiydi.

Ieyasu, büyük bir teşkilatçıydı; hemen topraklarını yeniden düzenlemeye girişti, toprakları yeniden dağıttı, yerel yöneticilerin yerlerini değiştirdi ve en güvenilir olanları merkezin kontrolüne getirdi. Güçsüz ama saygın imparatorluk sarayı onun konumunu 1603’de onaylayarak kendisini Şogunluğa atadı.

İki yıl sonra bu görevinden ayrılarak unvanını oğlu Hidetada’ya devretti, böylece bu hak miras yoluyla babadan oğla geçmeye başladı. Yaşı ilerlemesine rağmen Ieyasu büyük şahsi otoritesini sürdürmeye devam etti; dış ilişkilerden direk sorumlu kişiydi.

Geriye tamamlanmamış tek bir görevi kalmıştı; oğlunun verasetinden kesin bir şekilde emin olmak için 1614 ve 1615’te Hideyoshi kalelerine son iki saldırı düzenledi. Osaka’daki büyük kaleyi fethetti ve son Toyotomi kanını da dökmüş oldu. Hanedanlığını emniyete almış ve barışı sağlamış olarak 1616’da gözlerini yumdu.

KRONOLOJİ

1543                31 Ocakta Okazaki, Japonya’da doğdu

1550                Sumpu’daki Imagawa ailesine rehin verildi

1560                Imagawa öldürüldü, Ieyasu vatanına döndü

1586                Sumptu’da yeni karargahlar kurdu

1600                Sekigahara’da zafer kazandı

1603                Şogun olarak atandı

1605                Emekli oldu ve unvanını oğluna devretti

1616                1 Haziranda Sumpu’da öldü

Ieyasu, günümüzdeki Tokyo topraklarında zamanının en büyük kalesi olan Edo’yu inşa etti.

BAĞLILIK TESTİ

  • Ieyasu, Nobunaga’ya bağlılığının bir delili olarak karısını öldürmeye ve oğluna intihar emri vermeye zorlandı. Onura karşılık insan hayatının değersizliğinin bu şekilde kanıtlanması Ieyasu üzerinde büyük bir etkiye sahipti: Çocukken kendisini aşağıladığı için bir mahkumu idam ettirdi.
  • Dış ilişkilerdeki görevini icra ederken Ieyasu, Avrupalı tüccarları daima iyi karşılardı; ancak Hıristiyan misyonerlere karşı büyük bir şüphe beslemekteydi, bu yüzden 1614’te ülkeye girmelerini yasakladı.
  • Öldüğü sırada Edo’da hendekler, taş duvarlar ve depoların sıralandığı bir ağdan oluşan dünyanın en büyük kalesini inşa etmişti.
  • Japonların Şogun saltanatı (1600 – 1868) Tokugawa başkenti Edo’nun (Tokyo) ardından Edo Dönemi olarak adlandırıldı.
WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com