BİR tür piramit sistemi, piramit şeması veya halk arasındaki ismiyle saadet zinciri olarak bilinenler içinde, ülkemizdeki en büyüğü…
Titan Saadet Zinciri, 1990’lı yıllarda görüldü. Belli bir katılım ücreti karşılığında üyelerine kısa vadede son derece yüksek kâr oranları sunan TİTAN (Uluslararası Bilgi İşlem ve Matematiksel Kazanç Sistemler Ticaret Danışmanlık Hizmeti) adlı kuruluş, katılımcılarına zincire dahil ettikleri her yeni üye için de belirli miktarda prim vadetti. Böylece piramit genişledikçe genişledi.
Her yeni üye tarafından ödenen katılım ücreti, bahsedilen kısa vadeli ve yüksek kâr oranlı kazanç olarak daha önceki üyeleri ödenerek “zincir” ayakta tutuldu.
O dönem, zincire katılım ücreti 2 bin 400 Alman Mark idi.
Kurucusu: Kenan Şeranoğlu
26 ülkede faaliyeti olan ‘Titan’ın Türkiye’deki direktörlüğünü Almanya’da yaşayan Kenan Şeranoğlu üstlendi.
Organizasyon ilk olarak 1997 yılında, Titan Saadet Zinciri’nin yöneticisi Kenan Şeranoğlu’nun 31. yaş günü dolayısıyla İzmir Hilton Oteli’nde verdiği partiyle dikkatleri üzerine çekti.
Şeranoğlu’nun medya imajı, gösterişli yaşam tarzı ve aşırı lüks harcamaları gündem oldu. Ferrari, Lamborghini, Cherokee marka bir dizi lüks otomobili dillerden düşmedi.
Türlü tedirginlikler ve dedikodular üzerine üyeler paralarını çekmek istedi. Yaşanan sorunlar üzerine de davalar açıldı.
Süren soruşturmalar sonucunda, çeşitli etkinliklerde toplanan 385 bin 700 Alman Mark’ı Polger Cens adlı şahıs tarafından yurt dışına çıkarılırken İzmir Atatürk Havalimanı’nda ele geçirildi.
Davanın Haziran 1998’deki son duruşmasında Kenan Şeranoğlu kendini şöyle savundu:
“Yapılan iş ticari ahlaka aykırı olabilir ama yasalara aykırı değildir. Titan’a ait tek kuruş para yurt dışına çıkarılmamıştır. Ayrıca Türkiye genelinde vergi rekortmenleri arasına girdim. Ben olay basında yayınladığında yurt dışına çıkma şansım olmasına rağmen hiçbir yere gitmedim. Çünkü yaptığım iş yasaldı. Kimseyi dolandırmadım, haksız kazanç sağlamadım. Beraatimi istiyorum.”
Şeranoğlu daha sonra 17 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Rahşan Affı
Dava kararları doğrultusunda Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesinde düzenlenen “Şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların birleştirilmesi hâlinde tatbik edilecek ceza, hapiste 25 yılı geçemez” hükmü gereğince, Türkiye Direktörü Kenan Şeranoğlu’nun 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 798 milyon 311 bin 569 lira ağır para; İzmir yetkilisi Ahmet Hakan Baz’ın 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 234 milyon 626 bin 798 lira ağır para cezasına çarptırıldı.
Mahkûm edilenler arasında Kenan Şeranoğlu’nun babası Sistem Müdürü Fevzi Barbaros Şeranoğlu, Baz DATA yetkilisi Levent Gülal, Sistem Müdür Yardımcısı Serdar Güldal, Alman uyruklu Rene Emil Herbert Patric ve Alman uyruklu Thorsten Röcker de yer aldı.
Organizasyon 1998 yılında devlet müdahalesiyle kapatıldı. Zincirin kurucularının tamamı, Rahşan Affı olarak da bilinen “şartla salıverme ve cezaların ertelenmesine” ilişkin yasadan yararlanarak Şubat 2008’de Eskişehir Cezaevi’nden tahliye oldu.
Bkz. Rahşan Affı