Kalpte doğan ışık, darda okunan dua, Hakk’ın insana yüz gösterişi.
Tecellâ (İngilizce: Manifestation of the Divine, Almanca: Göttliche Offenbarung, Fransızca: Manifestation divine), sözlük anlamıyla “ilâhî kudretin meydana çıkışı, görünmesi” demektir. Tasavvufî literatürde ise Hak nurunun kulun kalbine doğması, hakikatin idrak edilmesi ve Allah’ın lütfuna erme hâlidir. Kader, kısmet, nasip gibi anlam boyutlarını da taşır. Tecellâ’nın zıddı, “örtme, gizleme” anlamına gelen setrdir.
Klasik İslâm düşüncesinde tecellâ, yalnızca dış dünyada görünen bir kudret değil, aynı zamanda insanın iç dünyasında gerçekleşen bir idrak hâli olarak kabul edilir. İbn Arabî’den Mevlânâ’ya kadar birçok mutasavvıf, tecellâ kavramını Hak ile kul arasındaki en özel temaslardan biri olarak yorumlamıştır.
Alevî-Bektaşî geleneğinde ise “dar”da okunan tecellâ duası öne çıkar. Bir talip, pir huzurunda dara durur; dede, “Tecellânız, temennânız Hakk’a yazıla; tecellânız temiz, yüzünüz ak ola; tecellâ gören cehennem ateşi görmeye” diyerek dua eder. Bu dua, yalnızca bir ritüel değil, aynı zamanda kulun Hakk ile yüzleşmesi ve manevî yolculuğunun kabul edilmesi anlamını taşır.
Âşık Sıdkî Baba, bir şiirinde şöyle seslenir:
“Teslim et özünü illallah eyle /
Hakk’ı tesbih edip zikrullah eyle /
Tecellâ temannâ eyvallah eyle /
Asıl Mansur gibi dâr kapısına”
Bu dizeler, tecellânın teslimiyet, zikrullah ve hakikate yönelişle gerçekleşeceğini anlatır.
Hayır. Tecellâ hem kâinatta ilâhî kudretin belirmesi hem de insanın kalbinde hakikatin doğmasıdır. İkisi birbirini tamamlar.
Sûfîlere göre her varlık bir tecellânın ürünüdür. Hak, âlemde farklı sûretlerde görünür; kulun görevi, bu tezahürleri tanıyabilmektir.
Çünkü bu dua, bir talibin manevî yolculuğunun kabul gördüğünü simgeler. Hakk’ın yüz göstermesi, kul için cehennem ateşinden korunma anlamına da gelir.
Sözlük anlamlarından biri kaderdir. Bu, insanın karşılaştığı hâl ve nasiplerin, Hak tecellîsi olarak görülmesinden kaynaklanır.
Şiirde genellikle hakikatin bir anda parlaması, kalbin açılması ve ilâhî güzelliğin görünmesi anlamında kullanılır. Divan edebiyatında sıkça rastlanır.
Edebiyat: Klasik divan şiirinde Hak ile buluşmanın metaforu olarak geçer.
Müzik: Alevî-Bektaşî nefeslerinde ve deyişlerinde sıkça zikredilir.
Sinemada: Tasavvuf temalı filmlerde, kulun ilâhî ışıkla yüzleşmesini simgeleyen sahnelerde ima edilir.
Tecellâ, hakikatin görünür kılınışı, insanın kendi varlığı içinde ilâhî olanla karşılaşmasıdır. Hem tasavvufî hem folklorik anlamlarıyla, kaderden duaya, şiirden ritüele kadar geniş bir alana yayılır. Onu kavramak, yalnızca bir kelimenin anlamını bilmek değil, aynı zamanda manevî bir hâli idrak etmektir.