Bir salon, birkaç karakter, tekrarlanan kahkahalar ve aslında hiç değişmeyen bir düzen. Sitcom, gülmeyi bir formül hâline getiren, gündelik hayatın ritmini mizahın matematiğine dönüştüren türdür.
Sitcom (İng. Situation Comedy; Alm. Situationskomödie; Fra. Comédie de Situation), “durum komedisi” anlamına gelir.
Televizyonun altın çağında doğmuş, sınırlı mekân ve karakter kadrosuyla tekrarlanan sosyal durumlar üzerinden mizah üreten dizi türüdür.
Genellikle 20–30 dakikalık bölümler hâlinde yayınlanır; her bölümde bir sorun doğar, karmaşa büyür ve finalde eski düzen—bazen ironik biçimde—yeniden kurulur.
Sitcom’un kökeni 1930’ların radyo oyunlarına kadar uzanır. Görsel biçimini 1950’lerde ABD televizyonu kazandırdı.
I Love Lucy (1951) ve The Honeymooners (1955) ilk klasik örneklerdir: canlı stüdyo önünde çekilen, seyirci kahkahalarının ritmine göre yazılmış yapımlar.
1970’ler, türün toplumsal bilinç kazandığı dönemdir. All in the Family ve MASH*, ırkçılık, savaş ve cinsiyet rolleri gibi temaları mizahın içine taşır.
1990’larda Friends, Seinfeld ve Frasier gibi dizilerle sitcom, küresel bir dil hâline geldi.
2000’lerde The Office (İngiltere ve ABD versiyonları) ve Parks and Recreation gibi mockumentary tarzı yapımlar, türü “belgesel estetiğiyle mizah” noktasına taşıdı.
Bugün dijital platformlarda Brooklyn Nine-Nine ve Ted Lasso gibi diziler, geleneksel sitcom’un sıcak tonunu çağdaş duyarlıkla harmanlıyor.
► Sitcom’un başarısının sırrı nedir?
Rutin içinde çeşitliliktir. Aynı karakterler, benzer mekânlarda farklı krizler yaşar. İzleyici, tanıdıklığın konforuyla sürprizin merakını bir arada yaşar.
► Kahkaha efekti neden kullanılır?
Radyo kökenli bir alışkanlıktır. Ortak gülme, kolektif bir ritim yaratır. Zamanla bu kahkahalar, seyirciyle yapım arasındaki görünmez sözleşmenin sesi hâline gelmiştir.
► Sitcom toplumu nasıl yansıtır?
Toplumun nabzını “normal” üzerinden tutar. İş yerindeki stres, aile içi ilişkiler, komşuluk, dostluk… Sitcom bunları ciddiye almaz ama hafife de almaz. Gülme aracılığıyla normların sınırını çizer.
► Günümüz dizileri hâlâ sitcom sayılır mı?
Klasik anlamda değil. Çoklu kamera ve stüdyo seyircisi geleneği azaldı; ancak format ruhunu koruyor. The Office’in “kameraya konuşan” karakterleri, çağdaş sitcom’un yeni dili sayılabilir.
► Sitcom neden evrensel bir türdür?
Çünkü gülme, kültürler arasında çevrilebilen az sayıdaki dildir. Aile, iş, aşk, arkadaşlık gibi temalar evrenseldir; mizah biçimleri değişse de durumlar tanıdıktır.
Televizyonda: Friends (1994–2004), Seinfeld (1989–1998), The Office (2005–2013), How I Met Your Mother (2005–2014) ve Modern Family (2009–2020) türün kilometre taşlarıdır.
Edebiyatta: David Foster Wallace, sitcom mantığını postmodern edebiyatın ritmine taşıyarak ironinin kültürel işlevini sorgular.
Sinemada: The Truman Show (1998) ve Pleasantville (1998), sitcom dünyasının steril mizahını distopik bir çerçeveye yerleştirir.
Sosyolojide: Sitcom’lar, modern şehir yaşamının “kısa devrelerini” temsil eder; gülme, sistemin en sessiz eleştirisidir.
Sitcom, hayatın sıradanlığını komedinin laboratuvarına dönüştürür. Aynı ev, aynı ofis, aynı yüzler… ama her defasında başka bir saçmalık.
Bu tekrar, modern insanın döngüsünü yansıtır: her gün aynı şeyleri yapar, her akşam biraz güler, sonra yeniden başlar.
Kısacası, sitcom yalnız bir dizi türü değil, çağdaş yaşamın teatral aynasıdır.