Sekülarizm, dinin devlet işlerinden ve kamusal alandan ayrılması, bireylerin dini inançlarına göre değil, hukuka dayalı bir yönetim sistemi içinde yaşamaları gerektiğini savunan düşünce sistemidir. Din ve devlet işlerinin ayrılığı ilkesine dayanır ve bireylerin dini inançlarına özgürlük tanırken, devlet yönetiminin dini kurallardan etkilenmemesini amaçlar.
Sekülerizm, modern demokrasilerin temel taşlarından biri olarak kabul edilmekte olup, özellikle hukuk, eğitim, siyaset ve bireysel haklar üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Tarihsel süreçte Aydınlanma Çağı, Fransız Devrimi ve laikleşme hareketleriyle gelişmiş ve dünya genelinde farklı şekillerde uygulanmıştır.
Antik Yunan’da, özellikle Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi filozoflar, yönetimin dini dogmalardan bağımsız olması gerektiğini savunmuştur.
Roma İmparatorluğu, devlet yönetiminde dini etkileri barındırsa da, hukuki sistemini din dışı temellere dayandırarak seküler bir yaklaşım göstermiştir.
Orta Çağ’da Avrupa’da kilise, siyasi otoritenin bir parçası haline gelmiş ve devlet yönetimi üzerinde büyük bir güce sahip olmuştur.
Kutsal Roma İmparatorluğu ve Katolik Kilisesi arasındaki güç mücadelesi, sekülerizmin ilk kıvılcımlarını oluşturmuştur.
John Locke, Voltaire, Jean-Jacques Rousseau gibi düşünürler, dini otoritelerin bireylerin yaşamı üzerindeki etkisini sorgulamış ve akılcı yönetim sistemleri önermiştir.
Fransız Devrimi (1789), sekülerizmin en önemli dönüm noktalarından biri olmuş, Katolik Kilisesi’nin devlet üzerindeki etkisi azaltılmış ve laik yasalar oluşturulmuştur.
Osmanlı’da Tanzimat Fermanı (1839) ve Islahat Fermanı (1856), devlet yönetiminde seküler uygulamaların başlangıcı olmuştur.
Fransa, 1905 yılında kilise ve devleti kesin olarak ayıran yasalar kabul etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte (1923), Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde seküler reformlar hayata geçirilmiş ve laiklik ilkesi Anayasa’ya dahil edilmiştir.
Bugün sekülerizm, farklı ülkelerde farklı seviyelerde uygulanmaktadır.
Bazı ülkeler katı laik sistemlere sahipken (Fransa, Türkiye), bazıları din ile devletin belirli ölçülerde iç içe geçtiği sistemlere sahiptir (İngiltere, ABD).
Bazı ülkelerde sekülerizm, dini özgürlüklerle çatışan bir olgu olarak eleştirilirken, bazı yerlerde dini baskılardan korunmanın en önemli garantisi olarak görülmektedir.
1. Devlet ve Din İşlerinin Ayrılığı
Devlet yönetimi, herhangi bir dini kuruma veya otoriteye bağlı olmamalıdır.
Devlet, din hizmetlerini organize etmez, dini grupların karar alma süreçlerine müdahale etmez.
2. Bireysel İnanç Özgürlüğü
Her birey, inançlarını özgürce yaşayabilir, ancak bu inançlar kamusal yönetimi belirleyemez.
İnanç özgürlüğü, sekülerizmin temel unsurlarından biridir.
3. Hukukun Evrenselliği ve Eşitliği
Hukuk, dini kurallara değil, evrensel insan hakları ve rasyonel yasalar temelinde oluşturulmalıdır.
Bireyler dini aidiyetlerine göre değil, hukuki eşitlik ilkesiyle yargılanmalıdır.
4. Eğitimde Laiklik
Eğitim sistemleri bilimsel bilgiye dayanmalı, dini inançlar bireyin özel alanına bırakılmalıdır.
Kamu eğitiminde hiçbir dini öğreti zorunlu olmamalıdır.
KİTAP VE AKADEMİK ÇALIŞMALARDA
“A Letter Concerning Toleration” (John Locke, 1689) – Dini hoşgörü ve devletin dini tarafsızlığı üzerine önemli bir eser.
“Le Siècle des Lumières” (Voltaire) – Aydınlanma Çağı’nda kilise karşıtı düşünceleri içeren bir eser.
“Laiklik ve Demokrasi” (Şerif Mardin) – Türkiye’de ve dünyada sekülerizmin gelişimini ele alan akademik bir çalışma.
SİNEMADA VE DİZİLERDE
“Agora” (2009) – Dinin bilimsel gelişmelere karşı çıkışını anlatan bir film.
“The Handmaid’s Tale” (2017) – Dini baskının totaliter bir yönetim oluşturması üzerine distopik bir dizi.
“Spotlight” (2015) – Kilisenin gücüne karşı gazetecilik ve sekülerizm arasındaki ilişkiyi konu edinen bir film.
OYUNLARDA
“Assassin’s Creed” serisi – Din ve seküler otoriteler arasındaki mücadeleyi konu alan bir oyun serisi.
“Bioshock: Infinite” – Dinî fanatizm ve sekülerizm arasındaki çatışmayı işleyen bir yapım.
MÜZİKTE
John Lennon – “Imagine” şarkısında, dinin toplum üzerindeki etkilerine ve seküler bir dünya hayaline değinmiştir.
Pink Floyd ve Queen gibi grupların şarkılarında seküler düşünceler sıkça işlenmiştir.
Sekülerizm, modern demokrasinin temel taşlarından biri olup, bireylerin inanç özgürlüğünü korurken, devletin tarafsız kalmasını sağlayan bir sistemdir. Dünya genelinde farklı şekillerde uygulanmış, bazı ülkelerde laik düzeni güçlendirmiş, bazı yerlerde ise tartışmalara neden olmuştur. Eğitim, hukuk ve siyaset üzerindeki etkileri nedeniyle sekülerizm, günümüzde de önemli bir konu olmaya devam etmektedir.