SEGÂH – Kırık Bir Hüzün, İnce Bir Karar

Segâh, tam oturmayan bir sesin etrafında dönen bir dünyadır. Ne tam sevinçtir ne de saf keder; daha çok, içe doğru çöken bir duraksama hâlidir.


Segâh Nedir?

Segâh (İng. Segah mode; Alm. Segah-Tonart; Fra. mode Segâh), Türk musikisinde kendi adıyla anılan segâh perdesi üzerine kurulu, karakteristik olarak koma bemollü üçüncü derece hissi taşıyan köklü bir makamdır. Bu makam, Batı müziğinin eşit aralıklı sisteminden farklı olarak, ince aralıklar üzerinden şekillenen bir duyum dünyasına sahiptir.

Segâh (Segah), Klasik Türk müziğinde hem özel bir perdeyi hem de bu perdeyi karar sesi alan bir makamı ifade eder. Segâh perdesi, Batı müziğindeki tam aralıklı sistemle birebir örtüşmeyen, si natürel ile si bemol arasında konumlanan bir sestir. Teknik olarak bu perde, si natürelden 1 koma daha pes bir noktada yer alır ve Türk musikisinin ince aralık duyarlılığını en belirgin biçimde yansıtan perdelerden biridir.

Bu mikrotonal konum, Segâh perdesine tam bir yerleşme hissi vermekten kaçınan, hafifçe “eksik” ya da “kırık” bir karakter kazandırır. Dinleyici açısından Segâh sesi, karar verilmiş ama tamamlanmamış bir duygulanım hâli yaratır; bu nedenle Segâh, makamlar arasında psikolojik etkisi en güçlü olanlardan biri kabul edilir.

Segâh makamı ise, kararını segâh perdesinden alan, karakteristik olarak çıkıcı seyir izleyen bir makamdır. Seyir sırasında makam, alt bölgede temkinli ilerler; üst seslere doğru çıkıldıkça melodik gerilim belirginleşir. Makamın güçlü perdesi nevâdır (Batı müziğinde la sesi karşılığına yakın), bu da melodinin orta bölümünde geçici bir duraklama ve toparlanma noktası oluşturur.

Segâh makamında yeden sesi, eserin bağlamına ve bestecinin tercihine göre kürdî ya da rast perdesi olarak kullanılabilir. Bu esneklik, makamın hem klasik hem de duygusal açıdan zengin bir ifade alanına sahip olmasını sağlar. Asma kararlar ve geçici duraklamalar, Segâh’ın “tam kapanmayan” karakterini daha da belirginleştirir.

Bu yönleriyle Segâh, yalnızca teknik bir makam değil; tereddüt, içe dönüş ve sessiz hüzün hâllerini taşıyan özgün bir müzikal dil olarak öne çıkar.

Segâh makamının ayırt edici özelliği, karar perdesinin tam bir “yerleşme” hissi vermemesidir. Bu durum, makamın duygusal etkisini belirleyen temel unsurlardan biridir.


Dünden Bugüne Segâh

Segâh, klasik Türk musikisinin en eski ve en çok işlenen makamlarından biridir. Osmanlı saray müziğinde, özellikle içli, vakur ve derinlikli duyguların ifadesinde tercih edilmiştir. Dini musikide, ilahi ve tevşihlerde; klasik formlarda ise beste, ağır semai ve yürük semai gibi yapılarda sıkça kullanılmıştır.

Zamanla Segâh, yalnızca klasik çevreyle sınırlı kalmamış; halk müziği, şehirli şarkı geleneği ve hatta modern düzenlemelerde bile etkisini sürdürmüştür. Makamın “eksik kapanış” hissi, modern dinleyici için bile sezgisel olarak algılanabilen bir melankoli üretir.


Segâh Makamının Yapısı, Seyri ve Çeşnileri

Segâh makamı, Türk mûsikisi makam sistemi içinde terkip tarihi kesin olarak bilinmeyen, ancak kaynaklarda en eski makamlardan biri olarak kabul edilen köklü bir yapıdır. Seydî, Segâh’ı hem şube hem makam olarak zikrederken; Kantemiroğlu ile Abdülbâkî Nâsır Dede, Segâh’ı doğrudan makamlar arasında değerlendirir. Bu durum, Segâh’ın tarihsel sürekliliğini ve sistem içindeki merkezi konumunu açık biçimde gösterir.

Segâh makamının seyir karakteri çıkıcıdır. Durağı, makamla aynı adı taşıyan ve koma bemollü si olarak tanımlanan segâh perdesidir. Bu perde, makamın hem teknik hem de duygusal merkezini oluşturur.

Dizi Yapısı ve Temel Çeşniler

Segâh makamı genellikle, segâh perdesi üzerinde kurulu bir segâh beşlisine, eviç perdesi (bakiye diyezli fa) üzerinde yer alan bir hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle tarif edilir. Ancak bu tanım, makamın gerçek kullanım zenginliğini tam olarak yansıtmaz.

Seyir sırasında, özellikle inici nağmelerde, eviç perdesi yerine acem (doğal fa) perdesinin tercih edilmesi yaygındır. Bu değişiklik, segâh beşlisini eksik segâh beşlisi hâline getirir ve dizinin iç yapısında önemli dönüşümlere yol açar. Bu durumda:

  • Segâh perdesindeki beşli, uşşak–bayatî karakterine yaklaşır.

  • Nevâ perdesi üzerinde uşşak-bayatî dizisi belirginleşir.

  • Gerdâniye perdesinde bir bûselik beşlisi ortaya çıkar.

Tarihsel repertuvara bakıldığında, Segâh makamında ikinci yapı (acemli kullanım) çok daha sık tercih edilmiştir. Bu tercih, makamın inişli bölümlerinde ortaya çıkan cazibenin doğal sonucudur.

Ferahnâk ve Diğer Çeşni Genişlemeleri

Segâh makamının yapısına zamanla farklı çeşniler eklenmiştir. Özellikle:

  • Dik-hisar perdesinin kullanımıyla segâh beşlisi bazen ferahnâk beşlisi karakteri kazanır.

  • Dik-hisar yerine hüseynî perdesinin gelmesi, beşliyi eksik ferahnâk yapısına dönüştürür.

  • Bu yapı, nevâ perdesinde bûselik dizisini daha da belirginleştirir.

Bazı eserlerde, eviç perdesi üzerinde hicaz dörtlüsüne de sınırlı biçimde yer verilir. Tüm bu unsurlar birlikte düşünüldüğünde Segâh, tek bir diziyle açıklanamayacak ölçüde çok katmanlı bir makam hâline gelir.

Bu özellikleri kapsayacak biçimde Segâh makamı;

  • Segâhta tam ve eksik segâh beşlisi,

  • Segâhta tam ve eksik ferahnâk beşlisi,

  • Nevâda uşşak-bayatî dizisi,

  • Gerdâniyede bûselik dizisi,

  • Yer yer eviçte hicaz dörtlüsü
    unsurlarının birbirine eklenmesi ve karışık biçimde kullanılmasıyla oluşur.

Bu yapı genişledikçe çârgâh perdesinde rast dizisi de görünür hâle gelir. Buna rağmen tam kararın mutlaka segâh perdesinde, segâh veya ferahnâk çeşnisiyle yapılması esastır.

Genişleme Alanları

Segâh makamının güçlü perdesi nevâdır. Bu perdede uşşaklı veya bûselikli asma kararlar yapılır. Dik-hisar perdesi, segâh ve ferahnâk çeşnili asma kararlar için önemli bir duraktır. Çârgâh perdesinde ise rast çeşnisiyle kalış mümkündür.

Karar duygusunu kuvvetlendirmek için bakiye diyezli la (kürdî) perdesi yeden olarak kullanılır. Bu perdeyle pest tarafa inilirse ırak perdesinde hicaz dörtlüsü oluşur. Eviçteki hicaz dörtlüsü de, bu yapının tiz taraftaki simetriğidir.

Segâh makamı, güçlüsünün üçüncü derece olması ve çok sayıda çeşniyi bünyesinde barındırması nedeniyle birleşik bir makam olarak değerlendirilir.

Seyir Özeti ve Repertuardaki Yeri

Seyre; duraktan, durak çevresinden ya da pest taraftaki genişlemiş bölgeden başlanabilir. Makam içinde karışık gezinilerek nevâ perdesinde yarım kararlar yapılır; asma kararlarda kalışlar gösterilir. Nihayetinde, çoğunlukla yedenli biçimde segâh perdesinde tam veya eksik karar ile seyir tamamlanır.

Segâh makamı, dinî ve din dışı repertuvarda çok sayıda başyapıta zemin oluşturmuştur. Şerîf, Nâyî Osman Dede, II. Gazi Giray Han, Abdülkādir-i Merâgī, Buhûrîzâde Mustafa Itrî, Ebûbekir Ağa, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Hacı Ârif Bey ve Zekâi Dede gibi bestecilerin eserleri, Segâh’ın ifade gücünü en açık biçimde ortaya koyar.

Ayrıca Segâh dizileri, müstear, segâh mâye ve rûy-i ırak makamlarının teşekkülünde de temel bir yapı taşıdır.


Segâh neden ‘hüzünlü’ kabul edilir?
Çünkü karar perdesi tam bir dinlenme sağlamaz; kulakta sürekli bir iç çekiş hissi bırakır.


Segâh Batı müziğinde karşılığı olan bir makam mıdır?
Hayır. Segâh’ın koma yapısı, Batı müziğinin majör–minör sistemine birebir çevrilemez.


Segâh makamı zor mudur?
Evet. İnce aralıkları ve hassas seyri nedeniyle hem icrada hem de algıda dikkat ister.


Dini musikide neden sık kullanılır?
Çünkü Segâh, yakarış ve içe dönüş duygusunu abartısız ama derin bir biçimde taşır.


Segâh modern müzikte hâlâ yaşar mı?
Evet. Dolaylı biçimde, özellikle melankolik melodik yapılarda izleri sürer.


Popüler Kültürde Segâh

Segâh, popüler kültürde doğrudan adıyla değil; duygusal etkisiyle var olur. Türk sanat müziği repertuvarında pek çok klasik eser bu makamda bestelenmiştir. Ayrıca film müziklerinde, özellikle geçmiş, kayıp ve içsel hesaplaşma temalarında Segâh duyumuna yakın melodik tercihler yapılır.


Genel Değerlendirme

Segâh, kesinlikten kaçınan bir makamdır. Ne tam karar verir ne de bütünüyle askıda kalır. Bu nedenle Segâh, insan ruhunun kararsız, kırılgan ve içe dönük hâllerini en sahici biçimde taşıyan müzikal alanlardan biridir. Dinleyeni yönlendirmez; ona eşlik eder.


Velev’den İlgili Maddeler

POPÜLER MÜZİK
TÜRK POP MÜZİĞİ
MELİZMA
TARAB GELENEĞİ
TASAVVUF MÜZİĞİ