Assi ve Mansour Rahbani… Arap müziğini modernleştiren, Lübnan’ın kültürel kimliğine benzersiz bir sahne dili kazandıran, Feyruz’un sesiyle ölümsüzleşen bir besteci ve yazar ikilisi.
Rahbani Kardeşler (Arapça: الأخوان رحباني), Lübnanlı besteci-yazar ikilisi Assi Rahbani (1923–1986) ve Mansour Rahbani’den (1925–2009) oluşan, 20. yüzyıl Arap müzik ve tiyatro tarihinin en etkili sanat topluluğudur. Geleneksel Levant melodilerini Batı armonisi, şiir, dramatik yapı ve politik bilinçle birleştirerek “modern Lübnan estetiği”nin temelini attılar. En büyük eserlerini Feyruz’la birlikte verdiler; üçlü, Arap dünyasında benzersiz bir kültürel fenomen hâline geldi.
Kardeşler, 1950’lerde Beyrut Radyosu’nda çalışırken Feyruz’la tanıştı ve bu birliktelik yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 1957’den itibaren beraber ürettikleri yüzlerce şarkı, müzikal, tiyatro oyunu ve operet, Arap sanatında modernleşmenin parçası hâline geldi.
Rahbani’lerin sahnelemeleri tipik olarak folklorik ritimleri, kasaba yaşamını, toplumsal kimlik arayışını ve politik göndermeleri içerir. Biyyael Amira, Petra, Loulou, Jibal Al Sawwan, Hala wal Malik gibi oyunlar, hem müzikal hem dramatik nitelikleriyle dönemin Lübnan toplumunu yansıtan büyük sahne yapıtlarıdır.
İç savaş (1975–1990), hem üretimlerini hem de Lübnan kültürünü derinden etkiledi. Assi’nin hastalığı ve 1986’daki vefatıyla ikili dönemi kapansa da Mansour, oğullarıyla birlikte Rahbani geleneğini devam ettirdi. Bugün eserleri hem Lübnan’da hem diaspora toplumlarında kolektif hafızanın temel taşlarıdır.
► Rahbani Kardeşler’i bu kadar özel kılan neydi?
Folklorla modern kompozisyonu kusursuz biçimde birleştirmeleri. Lübnan’ın dağ köylerindeki halk ezgilerini Batı armonisi, çok seslilik ve şiirsel dramatik yapıyla kaynaştırdılar.
► Feyruz ile ilişkileri neden bu kadar önemlidir?
Çünkü Rahbani estetiğini mümkün kılan ana ses Feyruz’du. Onun vokal sadeliği, sözlerin şiirselliğini ve melodilerin zarafetini görünür kıldı; üçlü birlikte bir “ulusal duygu dili” yarattı.
► Politik yönleri var mıydı?
Evet. Özellikle Petra, Jibal Al Sawwan ve Hala wal Malik gibi eserlerde otoriterlik, adaletsizlik, halk direnişi ve özgürlük temaları belirgindir. Doğrudan slogan atmadan politik bir bilinç örerler.
► Arap müziğini nasıl değiştirdiler?
Sahne müziğini merkezileştirdiler, orkestrasyonu genişlettiler, armonik ilerlemeleri Batı müziğine yaklaştırdılar. “Doğu-Batı sentezi”ni klişe olmadan, organik bir biçimde gerçekleştirdiler.
► Bugün etkileri sürüyor mu?
Kesinlikle. Lübnan sahne sanatları, televizyon müzikalleri ve Ortadoğu pop-folk çizgisi hâlâ Rahbani dilini model alır. Dünya müzik çevrelerinde de “Arap müziğinin modernist dönemi” onların adıyla anılır.
Feyruz’un seslendirdiği “Kan Enna Tahoun”, “Nassam Alayna El Hawa”, “Habbaitak Bil Sayf” gibi klasikler tüm Arap dünyasında kuşaklar boyu aktarılan kültürel miraslardır.
Rahbani müzikalleri, tiyatro festivallerinde yeniden sahnelenir; Lübnan dizileri ve filmleri, Rahbani dilini estetik bir referans olarak kullanır. Eurovision tarzı büyük sahne koreografilerinin Arap dünyasındaki öncüsü oldukları kabul edilir.
Rahbani Kardeşler, yalnızca iki besteci değil; Lübnan kimliğinin kültürel mimarlarıdır. Onların eserleri, hem nostalji hem modernlik taşır; ulusal hafızayı, aşkı, kederi, dağ köylerinin ritmini ve politik direnişi aynı çerçevede birleştirir. Bugün Arap müziğinde “Rahbani sonrası” diye bir dönemden söz ediliyorsa, bu onların yaratıcı gücünün büyüklüğündendir.
► FEYRUZ (NOUHAD HADDAD)
► ÜMMÜ GÜLSÜM
► KOLEKTİF HAFIZA
► MELODRAM
► PERFORMANS SANATI