Sorduğu gibi yanıtlamayan, kanıttan çok inanca yaslanan: Bilimin kılığına girmiş yanılsama.
Pseudoscience, yani sözdebilim; bilimselmiş gibi görünen ama bilimsel yöntemlerle sınanmamış, geçerliliği ispatlanmamış veya çürütülmüş iddialar bütünüdür. Bu tür yaklaşımlar, bilimsel bir dil ve biçim kullanarak inandırıcılık kazanır; fakat gözlem, deney, tekrar, eleştirel analiz gibi bilimsel kriterlere uymaz. Astroloji, homeopati, kristal terapisi, yaratılışçılık gibi örnekler sözdebilime dahildir. Amaçları çoğu zaman hakikate ulaşmak değil, bir inancı, varsayımı ya da ideolojik tutumu meşrulaştırmaktır.
Bilim, her iddiayı test edilebilir, yanlışlanabilir ve tekrar edilebilir hale getirmeye çalışır. Bir hipotezin değeri, onun çürütülebilir olmasında yatar. Sözdebilim ise, genellikle kendini çürütülemez kılar; örneğin başarısızlığı açıklamak için sürekli yeni koşullar öne sürer. Bilim hata yapma ihtimalini kabul eder; sözdebilim ise dogmatik ve savunmacıdır. Bu ayrımın netliği, kamusal aklı korumak için hayati önemdedir.
Sözdebilim, insanlara karmaşık dünyayı anlamlandırmak için kolay çözümler ve kesin cevaplar sunar. “Bilimsel gibi görünen ama sorgulanmayan” bilgiler, sosyal medyada hızla yayılır çünkü anlatımları basittir, umut vericidir ya da korkulara hitap eder. Ayrıca bazı sözdebilimler, mevcut bilimsel otoriteye karşı “alternatif bilgi” sunarak bir tür “bireysel aydınlanma” hissi verir. Bütün bunlar, sahte bilimsel güven yaratmanın etkili psikolojik yollarıdır.
Pseudoscience, özellikle sağlık ve eğitim gibi hassas alanlarda ciddi zararlara yol açabilir. Kanser tedavisinde bilimsel yollar yerine bitkisel kürlere yönelmek, aşı karşıtlığını bilimsel gibi göstermek, depremi astrolojiyle tahmin etmek gibi örnekler; yanlış kararlar, toplumsal kutuplaşma ve bilim karşıtlığına neden olur. Üstelik sözdebilim, bilimsel araştırmalara duyulan güveni sarsar ve kamusal tartışmalarda gerçeği bulanıklaştırır.
Eleştirel düşünme, medya okuryazarlığı ve bilimsel yöntem bilgisi, sözdebilimle mücadelede temel araçlardır. İnsanların bir iddianın kaynaklarını sorgulaması, istatistiksel verilerin anlamını kavraması ve “bilimsel” iddiaların hangi yöntemle test edildiğine dikkat etmesi gerekir. Bilim eğitimi, sadece laboratuvar becerisi değil; aynı zamanda “ne bilim değildir” sorusuna da yanıt vermelidir.
Kitap Dünyasında:
Carl Sagan’ın Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı adlı kitabı, sahtebilimin yükselişini ve tehlikelerini anlatır. Michael Shermer’ın Why People Believe Weird Things adlı eseri, irrasyonel inançların arkasındaki psikolojiyi inceler.
Sinemada ve Dizilerde:
Zeitgeist gibi komplo belgeselleri sözdebilim üretirken; Cosmos gibi yapımlar bilimin savunusunu yapar. The X-Files gibi diziler de paranoya ve sözdebilimle bilimi aynı evrende buluşturur.
Video Oyunlarında:
Assassin’s Creed serisi gibi bazı oyunlar, bilimsel ve tarihsel verileri kurgu ile harmanlayarak “alternatif gerçeklik” sunar. Bu, sözdebilimin kurgu içindeki çekiciliğine işaret eder.
Tiyatro ve Diğer Sanat Alanlarında:
Performans sanatçıları, hipnoz ya da şifa seanslarını sergileyerek sözdebilimin sınırlarını eleştirel biçimde tartışmaya açarlar.
Sözdebilim, bilginin karanlık ikizidir: Bize “bilirmiş gibi” görünerek, gerçeğin yerine kendi kurgusunu sunar. Modern dünyada hakikati savunmak, sadece doğruyu söylemekle değil, sahte olanı tanımakla da mümkündür. Sözdebilimle mücadele, aynı zamanda cehaletle, korkuyla ve manipülasyonla mücadeledir. Her sahte sorunun arkasında, sahici bir ihtiyaç vardır. Bilim, bu ihtiyaçlara samimiyetle eğilmeyi sürdürmelidir.
► KOMPLO KURAMLARI
► AŞI KARŞITLIĞI
► QUEER TEORİ
► BİYOİKTİDAR
► BEDEN POLİTİKALARI