Bir cümleyle savaş başlatılabilir, bir sloganla bir halk ikna edilebilir. Propaganda, yalnızca bilgi vermek değil; ne düşüneceğimizi, ne hissedeceğimizi ve hatta neyi unutacağımızı belirleme gücüdür. Peki, bu ikna makineleri nasıl çalışır?
Propaganda, belirli bir düşünceyi, ideolojiyi ya da davranış biçimini yaymak ve kabul ettirmek amacıyla sistemli olarak yürütülen yönlendirme faaliyetidir. Bu süreçte gerçek çarpıtılabilir, duygular manipüle edilebilir ve hedef kitle belirli bir algıya yönlendirilir.
Propaganda, yalnızca otoriter rejimlerin değil; demokrasilerin, şirketlerin ve medya organlarının da başvurduğu etkili bir ikna aracıdır. Amaç, sadece bilgi vermek değil; bilgi yoluyla yönlendirmektir.
Kilise Kökeni: “Propaganda” terimi, ilk kez 1622’de Katolik Kilisesi tarafından kurulmuş Sacra Congregatio de Propaganda Fide (İman Propagandası Kutsal Cemaati) ile kullanılmıştır.
20. yüzyılda Devlet Aracı: I. Dünya Savaşı’ndan itibaren propaganda, kitlesel savaş desteği sağlamak ve düşmanı şeytanlaştırmak için yaygın biçimde kullanılmıştır.
Nazizm ve Goebbels: Nazi Almanyası’nda Joseph Goebbels yönetiminde propaganda, bir rejimin temeli hâline gelmiş; medya, sanat, eğitim ve kültür tek bir ideolojik mesaj altında birleştirilmiştir.
Soğuk Savaş Dönemi: Kapitalist ve komünist bloklar arasında süren bilgi savaşı, propaganda tekniklerini daha da sofistike hâle getirmiştir.
Yinelenen Mesaj (Repetition): Aynı fikrin sürekli tekrarı, inandırıcılığı artırır.
Korku Yayma: Tehlike duygusunu artırarak hedef kitlenin rasyonel düşünmesini zorlaştırmak.
Düşmanlaştırma: Karşı tarafı şeytanlaştırmak, karmaşık meseleleri basitleştirerek öfke yaratmak.
Seçici Gerçek: Sadece işine yarayan verileri sunmak, bağlamı gizlemek.
Yükleme (Transfer): Bir duygu ya da anlamı başka bir kişiye, sembole ya da kuruma yansıtmak.
Sosyal Medya Algısı: Like’lar, trend’ler, bot hesaplar ve viral içeriklerle yapılan dijital yönlendirmeler
Kurumsal PR ve Reklamcılık: Şirketlerin “marka algısı” inşa ederken toplumsal değerleri manipüle edebilmesi
Savaş ve Kriz Dönemleri: Hangi görüntünün servis edildiği, hangi kelimenin başlık olduğu artık birer politik tercihtir
Deepfake ve Yapay Zekâ: Görüntülerin bile güvenilir olmadığı bir çağda, propaganda teknikleri daha tehlikeli hâle gelmiştir
Kitap Dünyasında
1984 – George Orwell: Gerçekliğin bizzat devlet tarafından yeniden yazıldığı bir propaganda distopyası
Propaganda – Edward Bernays: Halkla ilişkiler alanının kurucusu tarafından yazılmış, propaganda tekniklerinin el kitabı
Brave New World – Aldous Huxley: Propagandanın korku değil, haz yoluyla işlediği bir gelecek tasviri
Sinemada ve Dizilerde
Wag the Dog – Savaşın medya yoluyla icat edilebildiği absürt ama gerçekçi bir hiciv
The Truman Show – Kurgulanmış bir hayatın propagandayla nasıl gerçek gibi yaşatıldığı
They Live – Gözlük takınca ortaya çıkan gizli mesajlar ve tüketim toplumuna dair bir propaganda eleştirisi
Oyun Dünyasında
Papers, Please – Totaliter bir rejimde çalışırken karşılaştığınız propaganda mesajları ve bürokratik manipülasyon
Bioshock Infinite – Dini ve milliyetçi propagandanın toplum üzerindeki etkilerinin alegorik anlatımı
Call of Duty Serisi – Bazı bölümlerinde savaşın propagandaya nasıl dönüştüğünü eleştirel biçimde işler
Propaganda, sadece “yalan söylemek” değildir; gerçeklerin ne şekilde sunulacağını belirlemek, sessizlikleri konuşmaktan daha çok şey anlatmak demektir. Günümüzde propaganda, ekranlarımızdan, haberlerden, reklamlardan hatta mizah aracılığıyla bile hayatımıza sızmakta. Bu yüzden onu tanımak, yalnızca politik bir eylem değil; aynı zamanda varoluşsal bir savunmadır.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz: