Zihinle maddeyi eğip bükebilir miyiz? Rüyalar, telepati, ölüler… Bilim dışı mı, yoksa bilimin kıyısında bir ihtimal mi?
Parapsikoloji, geleneksel bilimsel paradigmaların açıklamakta zorlandığı zihinsel ve psişik fenomenleri inceleyen tartışmalı bir alandır. Telepati, durugörü, psikokinezi, medyumluk, reenkarnasyon ve ölümden sonra yaşam gibi konular parapsikolojinin temel ilgi alanlarına girer. Modern bilimin sınırlarında dolaşan bu disiplin, sıklıkla “psişik araştırmalar” ya da “anomalistik psikoloji” başlıkları altında da ele alınır. Akademi tarafından çoğu zaman kuşkuyla karşılanır, ancak toplumsal ilgisi canlılığını korur.
19. yüzyılın sonlarında, özellikle Viktoryen dönemde ruh çağırma seansları ve medyumluk uygulamalarıyla birlikte “psişik araştırmalar” kurumsallaşmaya başladı. İngiltere’de 1882’de kurulan Society for Psychical Research bu anlamda ilk örnektir. 20. yüzyılda J. B. Rhine’ın laboratuvar deneyleriyle telepati ve zihin okuma gibi konular psikolojiye yakınlaştırılmaya çalışıldı. Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB’nin psişik yetenekleri askerî amaçlarla araştırdığı iddia edildi. Günümüzde parapsikoloji, deneysel yöntemler uygulansa da hâlâ bilimsel meşruiyet sorunlarıyla karşı karşıyadır.
1. Philip Deneyi (1972, Toronto)
Bir grup Kanadalı araştırmacı, hayal ürünü bir hayalet olan “Philip Aylesford”u icat etti. Ancak bu hayali varlıkla iletişim kurduklarını iddia ettiler. Masa hareketleri, vurma sesleri ve tepki veren fenomenler gözlemlendi. Philip’in “varlığı”, zihnin kolektif etkisini tartışmaya açtı.
2. Uri Geller’in Kaşık Bükme Deneyleri
1970’lerde psişik güçlere sahip olduğunu iddia eden İsrailli Uri Geller, televizyonda metal bükme, saat çalıştırma gibi gösteriler yaptı. Bazı deneysel ortamlarda başarı sağladı, bazıları ise hileli bulundu. Bu durum, “gösteri mi, gerçek mi?” tartışmasını ateşledi.
3. Meryem Ana Gözyaşları (1953, Syracuse)
İtalya’da bir Meryem Ana büstünün gözyaşı döktüğü iddia edildi. Laboratuvar incelemeleri sıvının gerçekten insan gözyaşıyla benzer içerikte olduğunu gösterdi. Ancak kaynağı belirlenemedi ve vaka hâlâ gizemini koruyor.
4. St. Louis Perisi – “Rosa Marks” Vakası (1960’lar)
Genç bir kızın, istemsiz olarak etrafındaki objeleri hareket ettirmesiyle başlayan bu olayda, aile ve komşular birçok paranormal aktiviteye tanıklık etti. Ruhsal ya da psikokinetik bir enerjiye sahip olabileceği öne sürüldü.
5. Reenkarnasyon Vakası – Shanti Devi (Hindistan, 1930’lar)
Dört yaşındaki Shanti Devi, önceki hayatında kim olduğunu ayrıntılı şekilde anlatmaya başladı. Delhi’den 145 km uzaklıktaki Mathura’da yaşadığını, eşinin adını ve yaşadığı evi tarif etti. Araştırmacılar, verdiği bilgilerin çoğunun doğru olduğunu saptadı.
6. Menphis’li Medyum Daniel Dunglas Home (19. yy)
Seanslarında levitasyon (havada süzülme), masa kaldırma, ruhlarla iletişim gibi olaylarla tanındı. Bazı fizikçiler onun gerçekten bilinmeyen bir güç kullandığını iddia etti. Sahtekârlık yaptığına dair somut kanıt bulunamadı.
7. CIA Psişik Ajanları – Stargate Projesi
Soğuk Savaş sırasında ABD Savunma Bakanlığı ve CIA, psişik yeteneklerle uzaktan görme ve casusluk yapılabileceğini düşündü. 1995’e kadar süren programda binlerce “uzaktan görüntüleme” deneyi yapıldı. Sonuçlar gizli tutulsa da parapsikoloji tarihine damga vurdu.
8. “Poltergeist” Vakası – Enfield Olayı (1977, İngiltere)
İki kız kardeşin bulunduğu evde eşyalar havalanıyor, kapılar çarpılıyor, garip sesler duyuluyordu. Gazeteciler ve bilim insanları da olaylara tanık oldu. Bazı görüntüler sahte olsa da her şeyin açıklanamadığı kabul edildi.
9. Nina Kulagina – Sovyetlerin Psi Yıldızı
1960’larda Sovyetler’de parapsikoloji deneylerinde adı geçen Nina Kulagina, yalnızca zihinsel yoğunlukla objeleri hareket ettirebildiğini iddia etti. Bazı görüntüler kaydedildi. Gerçekliği tartışılsa da psişik yetenekler araştırmalarında sıkça anıldı.
10. Ölüm Anında Ruhun Ağırlığı – Duncan MacDougall (1907, ABD)
MacDougall, ruhun maddi bir varlık olduğunu kanıtlamak için ölen insanların ağırlığını ölçtü. Sonuç: Ölüm anında vücut yaklaşık 21 gram hafifliyordu. Bu rakam popüler kültürde “ruhun ağırlığı” olarak efsaneleşti, fakat bilimsel olarak geçersiz sayıldı.
Parapsikoloji bilim midir, yoksa sahtebilim mi?
Parapsikoloji, bazı araştırmacılara göre bilimsel yöntemle çalışılabilir bir disiplindir; deneyler, kontrollü ortamlar ve istatistiksel analizler kullanılır. Ancak çoğu bilim insanı, tekrarlanabilirlik ve açıklanabilirlik kriterlerini karşılamadığı gerekçesiyle onu sahtebilim olarak niteler.
Telepati gerçek midir?
Bilimsel olarak kesin olarak kanıtlanmamış olsa da, bazı deneylerde istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bu sonuçların yorumlanması tartışmalıdır. Kimi bunu “zihinler arası bilgi transferi” olarak görürken, kimileri rastlantı ve deney yanlılığına bağlar.
Medyumlarla yapılan deneyler ne gösterdi?
Pek çok medyum vakası, sahtekârlıkla sonuçlanmıştır. Ancak bazı istisna vakalar, bilgilerin normal yollarla edinilemeyeceği izlenimi yaratmıştır. Bu durum, medyumluk olaylarının tümüyle çürütülememesine yol açar.
Rüyalar yoluyla bilgi alma mümkün mü?
Parapsikoloji, rüya deneyimlerinin bazen durugörü ya da telepatik unsurlar içerdiğini ileri sürer. Özellikle REM uykusu sırasındaki rüyalar, bilinçaltının değil “başka bilinçlerle” temasın izlerini taşıyor olabilir mi sorusu gündeme gelir.
Parapsikoloji ile psikoloji arasında ne fark vardır?
Psikoloji, zihinsel süreçleri açıklamak için bilişsel, davranışsal ve nörobilimsel yöntemler kullanır. Parapsikoloji ise gözlemlenebilir neden-sonuç ilişkilerinin dışına çıkarak olağanüstü ya da açıklanamayan fenomenleri araştırır. İki disiplin zaman zaman kesişse de metodoloji ve kabul görme bakımından ayrılırlar.
Kitap Dünyasında:
Colin Wilson’un The Occult ve Dean Radin’in The Conscious Universe kitapları alanın klasiklerindendir. Carl Jung’un “senkronisite” kavramı da parapsikolojik ilgilere yakındır.
Sinemada:
Ghostbusters, The Sixth Sense, The Others, Flatliners gibi filmler ölüm ötesi, psişik yetenekler ve zihin gücü temalarıyla öne çıkar. Japon animelerinde de parapsikolojik güçlere sıkça rastlanır.
Oyunda:
Control, Alan Wake, Life is Strange, Beyond: Two Souls gibi oyunlar zihin gücü ve bilinç ötesi deneyimleri merkez alır.
Tiyatroda:
Patrick Hamilton’un Gaslight ve Stephen Mallatratt’ın The Woman in Black oyunları, parapsikolojik ögeleri sahneye taşıyan örneklerdendir.
Parapsikoloji, bilim ile inanç, gerçek ile kurgu, olasılık ile belirsizlik arasında hassas bir dengede durur. Akademik kuşkuya rağmen, insanın bilinmeyene duyduğu ilgiyi beslemeye devam eder. Zihin, bilinç ve ölüm gibi büyük sorular karşısında ortaya çıkan her olağanüstü deneyim, bu alanın kapısını yeniden aralar. Parapsikoloji belki hâlâ “bilim dışı” kabul ediliyor ama tam da bu yüzden, bilimsel sınırları genişletme potansiyeli taşıyor olabilir.
► WABİ SABİ
► BİLİNÇALTI
► HALÜSİNASYON
► REENKARNASYON
► SPİRİTÜELİZM