PANİK BOZUKLUĞU – PANİK NÖBETLERİ

PANİK nöbetleri, bir anda kişiyi yakalar ve bir fırtına gibi eserek kişinin şiddetli korkular yaşamasına yol açar. Çeşitli fizyolojik belirtiler ve korku, huzursuzluk ve endişe verici düşüncelerle birlikte görülür. O an kişinin duygu, düşünce ve davranışları üzerindeki kontrolü adeta kaybolmuştur.

Panik nöbeti, yaşanan bütün endişe ve korkulara rağmen kendiliğinden sonlanır. Nöbetten sonra, kişi nöbetin yeniden geleceğini düşünerek korku yaşar; bu durum beklenti korkusu olarak ifade edilir. Bozukluğun yeri ve zamanı belli değildir. Kişi, nöbet sırasında yaşadığı duygularının mantıksal bir açıklamasını yapamıyor ve nedenini çözemiyor.

Nöbetlerin görülmediği dönemlerde kişi normal bir yaşam sürdürür. Ancak nöbetlerin yeniden geleceğine dair hissedilen beklenti korkusu ve kendini güvende hissetmeyeceği ortamlarda bulunmama veya o ortamlardan kaçınma çabaları kişinin yaşamını kısıtlamaktadır. Bu nedenle yalnız başına evde kalamayan, sokağa çıkamayan, işe gidemeyen, alış-veriş yapamayan insanlar vardır. Bazı kişilerde beklenti korkusu o kadar şiddetli olur ki, nöbet sırasında hissedilen sıkıntılardan ve korkulardan daha fazla rahatsızlık verebilir.

Kişi, normal yaşam içinde birçok normal olaya verdiği duygusal tepkileri nöbet belirtileri sanıp endişeye kapılabilir. Örneğin, çok basamaklı bir merdiveni hızla çıkan kişi, bedeninde oluşan tepkileri panik atak belirtileri sanabilir. Zamanla kişi sıradan davranışlarını, nöbetin öncülleri olarak görebilir. Bazı uzmanlara göre, bu duygu ve düşünceler nöbetlerin sık yaşanmasına yol açar.

Fiziksel özellikler
Nöbetin yaşanmadığı zamanlarda bireyin dış görünüşünde anormal bir farklılık görülmez. Fakat panik nöbeti sırasında kişinin yaşadığı endişe, heyecan ve korkular yüzüne ve bütün bedenine yansır. Otonom sinir sistemi hızlı bir biçimde çalışmaya başlar; kalp hızla çarpar, bağırsaklar harekete geçer, terleme, titreme ve üşüme olur. Tüyler dikleşir, soluk hızlanır, nefes darlığı yaşanır, kan basıncı yükselir ve yüz kızarır.

Kişi, nefesinin kesileceğini ve kalbinin duracağını sanır. Başı döner, midesi bulanır, göğsünde veya karnında şiddetli bir ağrı duyar. Vücudunun bazı bölgelerinde uyuşma ve karıncalanma hisseder.

Duygusal özellikler
Nöbet sırasında kişiyi büyük bir korku sarar. Yaşanan panik kişinin duygu dünyasını esir alıp, bütün duygularının işlevini alt-üst eder. Nöbet bittikten sonra kişiyi yeni bir korku ve endişe sarar. O da nöbetin yeniden yaşanacağı korkusudur. Bir sonraki nöbetin geliş zamanı belirsiz olduğu için kişinin korkusu hem artar hem de kronikleşir.

Nöbet sırasında kişi kalbinin duracağını, nefesinin kesileceğini düşünür. Çıldıracağına, kontrollünü yitireceğine ve öleceğine dair korkular yaşar.

Zihinsel özellikler
Nöbet dışındaki zamanlarda kişinin zihinsel işlevleri ve düşünce yapısı normal çalışır. Nöbet sırasında adeta kişinin algılama yeteneğinde bir bozukluk varmış gibi görünür. Aslında o an yaşanan şiddetli korkulardan dolayı zihinsel süreçlerde bir karmaşa meydana gelir. Bu da kişinin algısını etkiler ve kişi kendisini ve çevresini değişmiş görür. Kişi delireceğini veya öleceğini düşünür. Nöbetin tekrar yaşanacağına dair düşünceler ise kişinin kaygısını canlı tutar.
Nöbetlerin sürelerinde bir tutarsızlık ve düzensizlik vardır. Bu süre kişiden kişiye farklılık gösterir. Nöbet süresince belirtiler farklı şiddetlerde görüldüğü için dalgalı bir seyir izler. Çoğu zaman kişi kalp krizi geçirdiğini ve öleceğini düşünür. Bu sebeple etraftaki insanlardan kendisini hastaneye götürmeleri için yardım talebinde bulunabilir.

Nöbetlerin nerede, ne zaman ve ne şiddete geleceği önceden bilinmez. Panik bozukluğundan söz edebilmek için en az bir ay içinde birkaç nöbetin geçirilmiş olması veya nöbetin geleceğine dair korku yaşanması gerekir.

Anksiyete bozuklukları gibi, panik bozukluğu da kadınlarda daha fazla görülür. Genellikle normal panikten çok “agorafobi panik” nöbetleri yaşanır. Asansörde, markette, sokakta, otobüste, trende, tünelde ortaya çıkan nöbetler, agorafobi panik bozukluğu olarak kabul edilir.
Genelde nöbetler ya nedensiz ya da psikososyal etkenler sonucu ortaya çıkar. Nöbet olası bir nedenden hemen sonra görülmez; ya bir hafta veya birkaç ay sonra ortaya çıkar.

Panik bozukluğu, kişinin yaşamı için tehlikeli bir sonuç doğurmaz, yani kişi kalp krizi geçirmez, soluğu kesilmez, kontrolünü yitirmez, çıldırmaz ve ölmez. Tedavide ilaçlar ve psikoterapi uygulanır. Kişiye nöbet sırasında görülen belirtilerle başa çıkması öğretilir. Gelecek nöbetlerden korkmaması, üzerine gitmesi sağlanır. Yaşanılan korkularla ve korku oluşturan durum veya ortamlarla yüzleşmesine yardım edilir.

Kafein, nikotin, alkol, şekerli yiyecekler, çay panik bozukluğunu etkilediği için kullanmaması ve düzenli spor yapması önerilir. Olumsuz otomatik düşüncelerden kurtulma ve sakinleşme teknikleri öğretilir.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com