Bir başbakan, sinemadan evine yürürken vurulur. Ne koruma ne kortej vardır; yalnızca karanlık, karısı ve bir tabanca sesi. Stockholm’ün soğuğu o gece tarihe geçer.
Olof Palme (1927–1986), İsveçli siyasetçi, sosyal demokrat lider ve iki dönem başbakan (1969–1976, 1982–1986). Refah devletinin fikir mimarlarından biri olarak, eşitlikçi ve uluslararasıcı politikalarıyla tanınır.
ABD’nin Vietnam Savaşı’nı, Güney Afrika’daki apartheid rejimini ve nükleer silahlanmayı açıkça eleştirmiş; küçük bir ülkenin sesiyle küresel vicdanı temsil etmiştir.
Palme, kuzeyin soğuk aklıyla güneyin sıcak adalet duygusunu birleştiren, entelektüel karizması güçlü bir liderdi.
28 Şubat 1986 gecesi, Olof Palme eşi Lisbeth’le birlikte Stockholm’deki Grand Sinemasından çıkıp yürüyerek evine dönüyordu. Saat 23.21’de Sveavägen Caddesi üzerinde bir suikastçı arkadan yaklaşarak iki el ateş etti. Palme olay yerinde yaşamını yitirdi.
İsveç, o güne dek benzeri görülmemiş bir şok yaşadı. Korumasız başbakanın öldürülmesi, “güven toplumu” kavramını yerle bir etti. Suikastın ardından binlerce kişi sokaklara çıktı; ülke yas, öfke ve şaşkınlık içindeydi.
Soruşturma otuz yılı aşkın sürdü. 1988’de Christer Pettersson adlı bir madde bağımlısı kısa süreliğine suçlu bulundu, ancak delil yetersizliğinden beraat etti. 2020’de savcılar, Stig Engström (nam-ı diğer “Skandia Man”) adlı eski bir grafik tasarımcıyı “muhtemel fail” olarak açıkladı; Engström 2000’de intihar etmişti. Dosya böylece kapandı, ama şüpheler kapanmadı.
Palme suikastı, İsveç’in masumiyetini yitirdiği an olarak görülür: açık toplumun sınırlarının daima görünmez tehditlerle çevrili olduğunu hatırlatan bir dönüm noktasıdır.
► Palme neden korumasızdı?
Çünkü halkına yakın olmayı bir ilke sayıyordu. O, güvenliği demokrasinin bir parçası değil, eksikliği olarak görüyordu. Bu inanç, hayatına mal oldu ama İsveç siyasetinde “vatandaşla eşit lider” imgesini kalıcılaştırdı.
► Suikastın ardında kim vardı?
Net bir kanıt bulunamadı. Kimi teoriler Güney Afrika istihbaratını, kimileri PKK’yı, kimileri CIA veya Sovyet ajanlarını işaret etti. Resmî açıklamaya göre fail Engström’dü; ancak olay hâlâ “Avrupa’nın Kennedy suikastı” olarak anılır.
► Palme hangi ideali temsil ediyordu?
Silahsız adalet. Palme, “nötr ama sessiz olmayan” bir İsveç hayal ediyordu. Bağımsızlık, insan hakları ve eşitlik onun siyasî üçgenini oluşturuyordu. Onun ölümü, bu üçgenin kırılganlığını açığa çıkardı.
► Suikast İsveç toplumunu nasıl etkiledi?
Toplumsal güven geriledi; ilk kez insanlar devletin her şeyi bilemeyeceğini fark etti. O gece, refah devleti modelinin duygusal zemini sarsıldı. “İsveç gibi güvenli bir yerde bile” ifadesi, yeni bir şüphenin mottosu oldu.
► Palme neden hâlâ hatırlanıyor?
Çünkü o, siyasetin ahlakla buluştuğu nadir örneklerden biriydi. Ölümünden sonra kurulan Olof Palme Memorial Fund, insan hakları ve demokrasi alanında dünya çapında ödüller vermeyi sürdürür. İsveç için Palme, hem kayıp bir lider hem de vicdanın yankısıdır.
Belgeselde: The Man Who Played with Fire (2019) ve Palme (2012), hem suikastın hem de liderin portresini çizer.
Edebiyatta: Stieg Larsson’un Millennium serisindeki politik atmosfer, Palme sonrası İsveç’in paranoyasını yansıtır.
Sinemada: 1980’lerin sonunda çekilen The Last Contract (1998), kurgu üzerinden suikastı yeniden canlandırır.
Medyada: Palme suikastı, İsveç’te hâlâ yıldönümlerinde tartışma programlarının ana konusudur; ülkenin kolektif hafızasında çözülmemiş bir bilmece olarak yaşar.
Olof Palme suikastı, sadece bir cinayet değil, bir toplumun aynaya bakışıdır. İsveç’in vicdanı o gece soğudu. Palme’nin ölümü, barışın daima kırılgan, demokrasinin de korumasız olduğunu gösterdi. Bir başbakanın adımlarında halk yürürse, onu hedef alan kurşun aslında o halkın inancına yönelmiştir.
► MALCOLM X SUİKASTI
► SOĞUK SAVAŞ
► DEMOKRASİ
► MAHATMA GANDHI SUİKASTI
► DOĞAL HAKLAR