İş yerinde kimse bağırmaz; ama biri hep kısık sesle yok edilir.
Mobbing, bir kişinin iş yerinde sistematik şekilde yıldırılması, dışlanması ve psikolojik olarak yıpratılmasıdır. Kelime kökeni İngilizce “mob” (saldırgan kalabalık) sözcüğüne dayanır; bu haliyle, bir kurbanın çevresinden gelen sürekli tacizlerle sindirilmesi anlamını taşır. Genellikle yöneticiler ya da iş arkadaşları tarafından uygulanır — ama en tehlikelisi, bu uygulamaların görünmez olmasıdır.
Bir hakaret değil; ima. Bir azar değil; dışlama. Mobbing, iş ortamındaki profesyonel maskeler altında yürütülen bir psikolojik savaş sanatıdır.
Mobbing genellikle ani bir öfke patlamasıyla değil, zamana yayılan küçük jestlerle başlar. Göz teması kurmamak, toplantıya çağırmamak, sürekli hata aramak, başarıyı görmezden gelmek, alaycı sözler sarf etmek, iş yükünü adaletsiz şekilde dağıtmak…
Tüm bu küçük eylemler birikerek mağdurda özgüven kaybı, kaygı bozukluğu ve tükenmişlik yaratır. Mobbing’in etkisi fizikselleşmeden önce zihni hedef alır. Kurban, “Belki de ben abartıyorum” demeye başlar. İşte o an, saldırı başarıya ulaşmıştır.
Mobbing farklı biçimlerde kendini gösterebilir:
Dikey mobbing: Üstlerin astlara uyguladığı baskı (en yaygın türdür).
Yatay mobbing: Aynı seviyedeki çalışanlar arası psikolojik taciz.
Tersine mobbing: Astların üstlerine karşı uyguladığı manipülasyon.
Kurumsal mobbing: Bizzat şirket politikalarının uyguladığı sistematik dışlama.
Her tür, farklı yöntemler barındırsa da ortak özellikleri sessizlik, tekrar ve izolasyondur.
Zorbalık çoğu zaman bireysel, doğrudan ve görünürdür. Mobbing ise daha sinsidir; kolektif bir suskunlukla ilerler. Zorba bağırır, mobber fısıldar. Zorba vurur, mobber iş vermez.
Zorbalık okul koridorlarında olur; mobbing ise PowerPoint’te, Excel’de, “toplantı iptal” mesajında kendini gösterir.
Çünkü mobbing, davranıştan çok “niyet”le ilgilidir — ve niyetin ispatı zordur. Çoğu mobber, yaptığı davranışı “normal yönetim tarzı”, “espri”, “uyarı” veya “hak edilmiş bir geri bildirim” olarak tanımlar. Oysa mağdur için bu davranışlar, sistematik bir psikolojik kuşatmanın parçalarıdır.
Mobbing’in ispatı zor, etkisi derindir.
Mobbing, sadece bir çalışanın psikolojisini değil, tüm bir iş yerinin iklimini zehirler. İş performansı düşer, yaratıcılık ölür, ekip ruhu bozulur. Kurban çoğu zaman istifa eder — ama iş yeri kazanmamıştır; çünkü kalanlar, bu sessiz infaza tanık olmuştur. Korku yayılır, güven kaçar.
Kimi zaman kişi, iş yerini değil; kendi sağlığını terk eder.
Türkiye’de mobbing, doğrudan adıyla yer almasa da Türk Borçlar Kanunu, İş Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’nda işçinin kişilik haklarını koruyan hükümlerle dolaylı olarak cezalandırılabilir. AİHM kararlarında da mobbing bir “hak ihlali” olarak kabul edilir. Fakat ispat yükü mağdurdadır ve çoğu zaman bu yük taşınamaz.
O yüzden hukuk, mobbinge değil; onun yarattığı hasara müdahale eder.
✅ Sürekli eleştiri ama asla geri bildirim yoksa
✅ İletişim azalıyor, ama söylenti çoğalıyorsa
✅ Sosyal izolasyon varsa
✅ Başarıya değil, hataya odaklanılıyorsa
✅ Kişi “Ne oldu bana?” sorusunu sıkça soruyorsa…
…orada bir mobbing vardır.
Evet. Mobbing sadece bir bireyin değil, bir yapının ürünüdür. Kurum içi iletişim eksikse, şeffaflık yoksa, başarının sahiplenildiği ama hatanın hedef gösterdiği bir düzen varsa, mobbing gelişir. Mobbing, genellikle kötü insanların değil; kötü sistemlerin kaçınılmaz sonucudur.
Çünkü çoğu zaman utanç vericidir. Mağdur, “zayıf” görünmek istemez. İşyeri, “itibar zedelenmesi” korkusuyla sessiz kalır. Tanıklar, başlarına gelmesin diye görmezden gelir. Oysa mobbing, konuşulmadıkça güçlenir.
Sessizlik onun oksijenidir.
Önleyici çözümler:
✅ Açık iletişim kanalları
✅ Psikolojik destek birimleri
✅ Eğitici çalışmalar ve farkındalık atölyeleri
✅ Etik kurul mekanizmaları
Mobbing, yalnızca bir kişiye değil; hepimize zarar verir. Fark edilmezse yayılır, karşı çıkılmazsa normalleşir.