Ne tam anlamıyla hüzün, ne de sadece iç sıkıntısı… Melankoli, duygularla düşüncelerin ağır çekimde dansıdır.
Melankoli, antikçağdan bu yana hem bir ruhsal durum hem de bir yaratıcı hâl olarak tanımlandı. Kimi zaman depresyona çok yaklaştı, kimi zaman ise derin düşüncenin ve sanatsal üretkenliğin kaynağı sayıldı. Bugün ise modern psikiyatri ile edebiyatın, felsefe ile iç dünyanın kesişiminde, gri bir bölge olarak duruyor. Ne hastalık ne fazilet; ne geçici ne de sabit. Melankoli, bir tür içsel yankı…
Melankoli (Yunanca: melas = kara, khole = safra; Fr. melancolie; Alm. Melancholie; İng. melancholia), ilk kez Hipokrat tarafından, insan bedeninde dört “hılt”tan biri olan kara safra fazlalığına bağlanarak tanımlandı.
Bu anlayışa göre:
✅ Melankolik insan, ağır, içine kapanık, düşkün ama düşünceli biridir
✅ Hılt dengesi bozulduğunda bu hâl kalıcılaşır
Modern zamanlarda ise melankoli:
✅ Depresyon öncesi veya sonrası bir hâl,
✅ İçsel çöküntüyle estetik algının iç içe geçtiği bir ruh durumu,
✅ Ya da zamanın yavaşladığı, dünyayla mesafenin açıldığı bir bilinç hâli olarak tanımlanır.
Melankolik depresyon semptomları depresyonun genel belirtilerine benzer ancak genellikle daha şiddetli ve çok daha ağır bir şeklide seyreder. Genel olarak depresyonun dört belirti grubu vardır. Bu belirtiler duygusal belirtilerin yanı sıra bilişsel, fiziksel ve güdüsel belirtiler olarak kendini gösterir. Bir hastaya depresyon tanısı koymak için bunların hepsinin görülmesi gerekmez. Bununla birlikte kişinin geçirmekte olduğu depresyonun şiddeti bu belirtilerden kaç tanesini gösterdiği ile doğru orantılıdır. Depresyon belirtilerinin sayısı arttıkça, hastanın ne kadar ağır bir depresyona maruz kaldığından o derece emin olunur. Üzüntü ve keder melankolik depresyonda en çok göze çarpan belirtidir. Bununla birlikte melankolik kişilik sürekli olarak mutsuzdur, kendisine zarar verme düşüncesi olabilir, çok sık ağlar ve kendisini çoğu zaman aciz hisseder. Melankolik depresyon için aynı ölçüde yaygın olan diğer bir özellik de neşe, doygunluk, coşku ve hayattan zevk alma duygusunun yitirilmesidir. Melankolik kişilik doyum sağlamak için yapılan etkinlikleri boş ve anlamsız görür.
Risk faktörleri arasında, aile geçmişinde hastalığa rastlanılması, önemli ve büyük hayat değişiklikleri, birtakım ilaçlar, kronik sağlık sorunları ve madde bağımlılığı bulunmaktadır. Riskin yaklaşık %40’ının genetik ile alakalı olduğu belirtilmektedir.
Melankolik rap, bir rap müzik türüdür. Duygusal bir altyapı eşliğinde duygusal şeyler şarkı sözlerine konu edilir. Aşk, dertler, ölüm, yalnızlık gibi konuları ele alır.
Antik dönemde tıp vücut sıvılarıyla hastalıkları bağdaştırmıştır. Vücutta dört özsu bulunmaktadır: kan, sarı safra, balgam ve kara safra. Bu dört özsu dört mevsimi, insan yaşamının dört dönemini, dört elementi ve dört organı temsil eder. Vücutta bulunan dört sıvı arasında bir dengesizlik bulunduğu takdirde kişilerde hastalıklar meydana gelir. Melankoli dediğimiz ‘’hastalık’’ kara safranın fazla olduğu kişilerde ortaya çıkar. Ki melankoli kelimesinin kökeni Yunanca’dan gelen ‘’melaina chole’’ yani kara safradır (Seven, 2018). Kara safra nemi, sonbaharı, dalağı ve ömrün olgunluk dönemini temsil eder. Bu kişiler hüzünlü, umutsuz, mutsuz olurlar. Özsu teorisi her ne kadar çoktan keşfedilmiş olsa da ruh hastalıklarının bu şekilde sınıflandırılması ve melankoli sözcüğünün ilk kullanımı Hipokrat’ın metinlerinden Corpus Hippocraticum’a dayanır (Akın, 2014). Hipokrat melankolinin tedavisi için fazla gelen kara safranın bağırsaklar yoluyla vücuttan atılması gerektiğini belirtmiştir. Hipokrat’dan sonra gelen tıpçılar da bu teorinin üstüne eklemeler yaparak kara safra hastalığını pekiştirmişlerdir.
Dönemin yazınsal eserlerine bakıldığında melankolik hüznü betimleyen ögeler bulunmaktadır. Entelektüel çerçevede tartışılan insanın yaratıcı nitelik kazanmasını sağlayan bir özelliği Aristoteles’e göre melankolik kimliğidir. Öyle ki şöyle tanımlamıştır: ‘’ Filozof olsun; devlet adamı, şair ya da sanatçı olsun niçin bütün üstün nitelikli adamlar belirgin bir şekilde kara safralıdır?’’(Seven, 2018). Kişi melankolik hastalığa sahipse bu durum tehlikelidir fakat melankolik mizaca sahipse o zaman bu bir hediyedir. Platon’a göre ise melankoli ruhsal kökenli ve sıradan delilikle eşdeğerdir (Seven, 2018). Tanrının öfkesinden dolayı kişiler deli yani melankolik olurlar.
Görüldüğü üzere melankoli antik dönemin baş tartışma meselelerindendir. Fakat Orta çağ ile birlikte bu bakışlar da değişecektir.
✅ Hipokrat ve Galen: Melankoli, tıbbi bir durum
✅ İbn Sina: Melankoliyi hastalık ile hikmet arasında konumlandırdı
✅ Albrecht Dürer’in meşhur gravürü Melencolia I, yaratıcı dehanın melankoliyle bağlantısını vurgular
✅ Melankoli, yaratıcıların laneti ve armağanı sayılır
✅ Baudelaire, Novalis, Poe gibi isimlerde melankoli, şiir ve ölüm duygusuyla bütünleşir
✅ Artık sadece bir duygu değil, bir varoluş durumu hâlini alır
✅ Freud: Yas ve Melankoli – Melankoli, kaybedilen bir nesnenin içe alınmasıyla ilgilidir
✅ Julia Kristeva: Melankoli, dil öncesi travmatik bir eksiklik deneyimidir
✅ Modern psikiyatri: “Melankolik depresyon” adıyla sınıflandırılan klinik vakalar
Melankoli, edebiyat ve sanatta en çok işlenen temalardandır.
Hemen her türde karşımıza çıkar: şiirde, romanda, resimde, sinemada…
Spleen et Idéal – Baudelaire
Yeraltından Notlar – Dostoyevski
Ezeli Mağlup – E.M. Cioran
Yaşamın Ucuna Yolculuk – Tezer Özlü
Melankoli – Serol Teber
Erik Satie – Gnossienne
Fazıl Say – Kara Toprak yorumu
Sezen Aksu – “Tükeneceğiz”, “Gidemem”
Melankolik arabesk (Müslüm Gürses, Bergen)
Melancholia – Lars von Trier
Lost in Translation – Sofia Coppola
Her, Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Bir Zamanlar Anadolu’da – Nuri Bilge Ceylan
Melankoli, bir anlamda hareketsizlik içinde hareket yaratır: düşüncenin içeri kıvrıldığı anların estetiğidir.
Melankoli bugün çoğunlukla majör depresyonun bir türü olarak sınıflandırılır. Ancak klasik depresyondan şu yönleriyle ayrılır:
Nedensizdir: Ortada açık bir tetikleyici yoktur
Suçluluk ve özdeğer yıkımı yoğundur
Duygusal tepkisizlik (anhedoni) baskındır
Bireyin kendilik algısı çöker, ama bu çöküş sessiz ve içe dönüktür
Freud’un tanımıyla:
“Yasta dünya yoksullaşır, melankolide benlik.”
Yani melankolide kişi kendini kaybeder.
Birçok yaratıcı kişi için melankoli:
✅ İlham kaynağı,
✅ Gerçeğin filtrelenmiş biçimi,
✅ Zihinsel derinliklerin kapısını aralayan bir eşik olmuştur.
Aristoteles bile sormuştur:
“Neden büyük adamların çoğu melankoliktir?”
Melankoli, bazen ağır bir iç çekiştir; bazen de derin bir iç görü. Kendimizi yitirdiğimiz değil, bulduğumuz bir boşluk olabilir. Neşeyi dışarıda değil, kayıpla barışan bir içeride aramaktır.
Melankoli, belki de acıya batmadan varoluşu anlayamayacağımızı hatırlatır.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdakilere de göz atabilirsiniz: