Mansplaining, bir erkeğin, bir kadına veya başka bir kişiye, o konuda yeterli bilgiye sahip olup olmadığına bakmaksızın üstenci ve küçümseyici bir şekilde açıklama yapması anlamına gelir.
Terim, “man” (erkek) ve “explaining” (açıklamak) kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Mansplaining genellikle cinsiyetçi bir tutum olarak görülür ve erkeklerin kadınları küçümseyerek bilgi vermeye çalıştığı durumları tanımlamak için kullanılır.
Mansplaining terimi, ilk olarak Amerikalı yazar Rebecca Solnit’in 2008 yılında yazdığı “Men Explain Things to Me” (Erkekler Bana Bir Şeyler Açıklıyor) adlı makalesinde popüler hâle gelmiştir.
Solnit, makalesinde bir erkek tarafından kendi yazdığı bir kitabın konusunun kendisine açıklanmasını anlatmış ve bu olayın kadınların sıkça karşılaştığı bir deneyim olduğunu vurgulamıştır.
Mansplaining, feminist söylemde yaygın olarak kullanılan bir terim hâline gelmiş ve zamanla günlük dile girmiştir.
Mansplaining, genellikle aşağıdaki durumlarla karakterize edilir:
1. Kadınların Uzmanlığını Yok Sayma
Bir kadın belirli bir konuda uzman olsa bile, erkeklerin ona temel bilgileri öğretmeye çalışması.
Örneğin, bir kadın doktorun tıp alanındaki bilgileri hakkında şüphe duyulması.
2. Karşıdakini Küçümseyerek Açıklama Yapma
Açıklamalar sırasında kullanılan küçümseyici bir ton ve üstten bakış.
“Bunu bilmiyor olabilirsin ama…” gibi ifadelerle başlayan cümleler.
3. Kadınların Konuşmasını Bölme ve Alan Tanımama
Kadınların bir konuda konuşmasını keserek veya sözlerini tamamlamalarına fırsat vermeden açıklamalar yapma.
Örneğin, bir iş toplantısında bir kadının fikrini bitirmeden sözü alıp konuyu açıklamak.
Bu tür davranışlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirir ve kadınların uzmanlıklarını sorgulayan bir yapı oluşturur.
Mansplaining’in yaygın görüldüğü bazı alanlar şunlardır:
1. İş Hayatında Mansplaining
Kadın çalışanların erkek meslektaşları tarafından sürekli düzeltilmesi veya iş hakkında gereksiz açıklamalar yapılması.
Kadın liderlerin kararlarının sürekli sorgulanması ve erkekler tarafından alternatif çözümler sunulması.
2. Akademik Ortamlarda Mansplaining
Kadın akademisyenlerin ders anlatırken veya bir konuda sunum yaparken erkek öğrenciler veya meslektaşları tarafından sürekli düzeltilmesi.
3. Teknoloji ve Bilim Alanlarında Mansplaining
Kadınların teknoloji, mühendislik ve bilim gibi erkek egemen alanlarda bilgileri sorgulanarak açıklamalara maruz kalmaları.
Bir kadının telefon tamiri veya yazılım hakkında bilgi sahibi olamayacağı varsayımıyla gereksiz açıklamalar yapılması.
4. Sosyal Medyada Mansplaining
Kadınların bir konuda görüş bildirdiğinde erkeklerin “Aslında şöyle…” diyerek bilgiyi tekrar açıklaması.
Feminist veya sosyal konular hakkında kadınların görüşlerini küçümseyerek yapılan açıklamalar.
Mansplaining, özellikle iş hayatı ve akademik çevrelerde kadınların özgüvenlerini etkileyebilir ve profesyonel alanlarda ilerlemelerini zorlaştırabilir.
Mansplaining, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı birçok diğer kavramla ilişkilidir:
1. Manterrupting (Erkeklerin Kadınları Sürekli Bölmesi)
Kadınların konuşmaları sırasında sürekli sözlerinin kesilmesi.
Araştırmalar, kadınların toplantılarda erkekler tarafından daha sık bölündüğünü göstermektedir.
2. Bropriating (Erkeklerin Kadınların Fikirlerini Sahiplenmesi)
Bir kadının dile getirdiği fikrin bir erkek tarafından tekrarlanarak kendisine mal edilmesi.
Özellikle iş hayatında sıkça rastlanan bir durumdur.
Bu kavramlar, kadınların toplum içinde nasıl sık sık görünmez hâle getirildiğini ve seslerinin nasıl bastırıldığını gösteren önemli yapısal problemlerdir.
Mansplaining, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de kadınların bilgi ve uzmanlıklarının değersizleştirilmesine yol açar.
1. Kadınların Güvenini Azaltır
Kadınların fikirlerini açıkça ifade etme konusundaki özgüvenlerini zedeler.
Zamanla kadınların görüş bildirme konusunda çekingen hâle gelmelerine neden olabilir.
2. Cinsiyet Eşitsizliğini Pekiştirir
Erkeklerin bilginin tek sahibi olarak görülmesine ve kadınların daha az ciddiye alınmasına yol açar.
3. İş Yerinde ve Akademik Alanlarda Kadınları Geri Plana Atar
Kadınların kariyerlerinde ilerlemelerini zorlaştırır ve karar alma mekanizmalarındaki yerlerini sınırlar.
Bu nedenle, mansplaining’in farkında olmak ve kadınların seslerinin daha fazla duyulmasını sağlamak toplumsal eşitlik açısından önemlidir.
Mansplaining kavramı, birçok film, dizi ve kitapta ele alınmıştır.
Mansplaining Temalı Diziler ve Filmler:
The Marvelous Mrs. Maisel – Kadın bir stand-up komedyenin erkek egemen bir dünyada var olma mücadelesini konu alır.
Mad Men – 1960’lar Amerikan iş dünyasında kadınların nasıl ciddiye alınmadığını gözler önüne serer.
Legally Blonde – Kadınların dış görünüşleri üzerinden bilgileri sorgulansa da zekâlarıyla öne çıkabileceklerini gösterir.
Mansplaining Hakkında Kitaplar:
Rebecca Solnit – “Men Explain Things to Me”
Mary Ann Sieghart – “The Authority Gap”
Bu eserler, mansplaining’in kadınlar üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Mansplaining, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından ele alınması gereken önemli bir konudur.
Kadınların bilgi ve deneyimlerinin küçümsenmesi, profesyonel ve sosyal yaşamda ilerlemelerini zorlaştırır.
Bu kavramın farkında olmak ve kadınların söz hakkını daha fazla teşvik etmek, eşit ve adil bir topluma ulaşmak açısından kritik bir adımdır.