Tek bir tweet dünyanın öbür ucunda yankı bulabiliyorsa, moda New York’ta doğup Seul’de zirve yapabiliyorsa, bir ekonomi krizi sınır tanımıyorsa: küreselleşme çağındayız. Peki bu karşılıklı bağlılık bizi birbirimize yakınlaştırıyor mu, yoksa eşitsizlikleri mi artırıyor?
Küreselleşme, ekonomik, kültürel, teknolojik ve siyasal alanlarda ülkeler arası etkileşim ve karşılıklı bağımlılığın artması sürecidir.
İletişim teknolojilerinin gelişmesi, ulaşımın hızlanması ve ticaretin serbestleşmesiyle, dünya adeta tek bir büyük ağ hâline gelir.
Küreselleşme, yalnızca sınırların kalkması değil; fikirlerin, ürünlerin, sermayenin ve kültürün hızlı ve yaygın biçimde dolaşımıdır.
İlk Küresel Temaslar (15.–18. yüzyıl):
Keşifler Çağı’yla birlikte kıtalar arası ticaret ve sömürgecilik başladı.
Sanayi Devrimi (19. yüzyıl):
Buhar gücü ve demiryollarıyla malların dolaşımı hızlandı.
İki Dünya Savaşı Arası Dönem:
Ulusal sınırlar güçlenirken küresel entegrasyon yavaşladı.
Soğuk Savaş Sonrası (1989 sonrası):
SSCB’nin dağılmasıyla serbest piyasa ekonomisi küresel ölçekte yayıldı.
WTO (Dünya Ticaret Örgütü), IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar ön plana çıktı.
Dijital Dönem (21. yüzyıl):
İnternet, e-ticaret, sosyal medya ve dijital göçebelik kavramları küreselleşmenin hızını artırdı.
Ekonomik Küreselleşme:
Çok uluslu şirketlerin yayılması, küresel tedarik zincirleri, serbest ticaret anlaşmaları
Kültürel Küreselleşme:
Amerikanlaşma, K-Pop, dijital kültür, ortak yaşam tarzları ve değerler
Siyasal Küreselleşme:
Birleşmiş Milletler, AB, G20 gibi küresel aktörlerin etkisi
Teknolojik Küreselleşme:
İnternetin yayılması, yapay zekâ, fintech, global dijital platformlar
+ Artıları:
Bilgiye erişimin kolaylaşması
Yeni pazarlara açılma imkânı
Farklı kültürlerle etkileşim
Teknolojik ilerlemelerin hızlanması
– Eksileri:
Kültürel tekdüzelik (McDonaldization)
Gelişmekte olan ülkelerde yerli üreticinin zarar görmesi
Gelir eşitsizliğinin artması
Çevresel etkilerin globalleşmesi (iklim krizi, su krizleri)
Anti-global hareketler:
Alternatif Küreselleşme, Occupy Wall Street, Brexit gibi tepkiler yükselmiştir.
Ulus-devletin zayıflaması:
Çok uluslu şirketlerin gücü, kamu düzeni ve ulusal politikalar üzerinde baskı oluşturabilir.
Dijital emperyalizm:
Küresel teknoloji devleri (Google, Meta, Amazon) üzerinden oluşan veri sömürgeciliği endişesi.
“Adaletsiz küreselleşme” sorunsalı:
Joseph Stiglitz’e göre, küreselleşme yönetilmediğinde yalnızca güçlü olanların lehine işler.
Kitap Dünyasında
Küreselleşme ve Onun Büyük Saptırmaları – Noam Chomsky
Adaletsiz Küreselleşme – Joseph Stiglitz
The Lexus and the Olive Tree – Thomas Friedman
Sinemada ve Dizilerde
The True Cost (2015): Fast fashion’ın küresel etkileri
Parasite (2019): Küreselleşmenin yarattığı sınıfsal çelişkiler
Okja (2017): Çok uluslu şirketler ve etik sorunlar
Oyunlarda (Dolaylı Temsil)
Civilization Serisi: Küresel medeniyetlerin yayılımı
Watch Dogs: Legion: Dijital küresel gözetim temaları
Death Stranding: Bağlantısallık ve yalnızlık paradoksu
Küreselleşme, çağımızın en güçlü ve en tartışmalı kavramlarından biridir.
Bir yandan farklı kültürleri birbirine yakınlaştırırken, diğer yandan derin eşitsizlikler, çevresel krizler ve kimliksel çatışmalar yaratabilir.
Bu nedenle mesele yalnızca “küreselleşmek” değil, nasıl ve kimler için küreselleşildiğidir.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz: