1. İğrençlik, iğrenme, tiksinme.
2. Bir işi istemeyerek baskı altında yapma.
3. (Din.) Şeriatın kesin olarak yasaklamadığı, fakat harama yakın olma ihtimalinden dolayı çekinilmesi gereken şeyin durumu, mekruh olma hâli.
KERÂHET VAKTİ
Kerâhet vakti, güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakte denir.
İslam dinine göre kerâhet vakitlerinde namaz kılınması mekruh’tur. Farz ve Nafile bütün namazların kılınmasının mekruh olduğu vakitler üçtür:
a. Güneşin doğuşundan itibaren ışınları gözleri kamaştırır hâle gelinceye kadarki sabah vakti, kerâhet zamanıdır. Bu vakit, güneşin doğuşundan sonraki takriben 45-50 dakikalık bir zamandır.
b. İkinci kerâhet vakti, istiva vakti de denilen güneşin göğün tepe noktasında olduğu andır. Bu an da yaklaşık olarak öğle namazı vaktinden önceki 10 dakikalık zaman dilimi içerisinde yer aldığından bu zaman dilimi içerisinde namaz kılmak mekruhtur.
c. İkindiden sonra, güneşin sarararak göz kamaştırmaz duruma geldiği andan başlayıp güneş batıncaya kadar süren vakit de kerâhet vaktidir. Demek oluyor ki ikindi namazını güneş ışınlarının sararmakta olduğu sıralara kadar geciktirmemeli yani kerahet vaktine bırakmamalıdır. Bu da güneşin batmasından yani akşam ezanı vaktinden 45-50 dk. önce başlayan zaman dilimine karşılık gelir.
Bir de vakt-i kerâhet vardır ki, o da “akşamcıların içki içme saati” demektir.