Uyku sırasında felçle birleşen kâbus deneyimi.
Karabasan (İngilizce: sleep paralysis; Almanca: Schlafparalyse; Fransızca: paralysie du sommeil), kişinin uykuya dalarken ya da uyanırken bilincinin açık olmasına rağmen bedenini hareket ettirememesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Çoğu zaman yoğun korku, göğüste baskı, nefes alamama hissi ve halüsinasyonlarla birlikte yaşanır. Halk arasında cin, kötü ruh veya kara gölgeyle ilişkilendirilerek mistik bir anlam kazanmıştır.
Karabasan deneyimi çok eski çağlardan beri kaydedilmiştir. Antik Yunan’da “Ephialtes” adıyla anılan bu durum, göğse çöken bir varlık olarak tasvir edilirdi. Ortaçağ Avrupa’sında “Incubus” ve “Succubus” figürleri karabasanın cinsel yönelimli korkutucu biçimleriydi. Osmanlı kültüründe ise “karabasan” adıyla bilinir ve çoğunlukla cinlerin işine yorulurdu.
Bilimsel olarak, REM uykusunda kasların doğal felci (atoni) ile bilincin kısmen açılması sonucu oluştuğu açıklanır. Modern nöroloji ve psikiyatri bu olguyu uyku bozukluklarının bir türü olarak inceler.
► Karabasan ile normal kâbus arasındaki fark nedir?
Kâbus, tamamen rüya içinde yaşanır; kişi uyandığında hareket edebilir. Karabasan ise uyanıklıkla uyku arasında, bilincin açık ama bedenin kilitli olduğu bir evrede yaşanır.
► Neden göğüste baskı hissi duyulur?
Çünkü REM uykusundaki kas felci solunumu da yavaşlatır. Beyin, bu zorlanmayı bir baskı veya üzerine oturan varlık olarak algılar.
► Karabasan herkesin başına gelir mi?
Evet, hayatı boyunca en az bir kez karabasan yaşayanların oranı dünya genelinde %20–40’tır. Stres, uyku düzensizliği ve sırtüstü yatma alışkanlığı riski artırır.
► Neden halk arasında cinlerle ilişkilendirilir?
Çünkü kişi hem görsel hem işitsel halüsinasyonlar yaşar. Gölge varlıklar, fısıltılar veya odada dolaşan figürler “cin” ya da “ruh” yorumuna yol açar.
► Karabasanın sanata etkisi oldu mu?
Evet, oldu. Ressam Henry Fuseli’nin 1781 tarihli ünlü tablosu The Nightmare doğrudan bu deneyimi betimler. Türk halk anlatılarında da “gece bastıran kara varlık” motifi sık görülür.
Edebiyat: Edgar Allan Poe’nun öykülerinde uyku ve kabus halleri karabasanı andırır.
Resim: Henry Fuseli’nin The Nightmare tablosu bu fenomenin en bilinen görsel ifadesidir.
Sinemada: The Entity (1982), Mara (2018) gibi filmler karabasanı doğrudan konu alır. Türk korku sinemasında da “cinlerin musallatı” anlatılarında sıkça karşımıza çıkar.
Halk kültüründe: Anadolu’da “karabasanı boğmak” ya da “besmele çekerek kovmak” gibi uygulamalar yaygındır.
Karabasan, insan zihninin uykuyla bilinç arasındaki kırılgan eşiğinde ortaya çıkan bir fenomendir. Hem biyolojik açıklamaları hem de mitolojik yorumlarıyla kültürler arasında yankı bulur. Bir yanda bilimsel bir uyku bozukluğu olarak tanımlanır, öte yanda halkın kolektif hayal gücünde doğaüstü varlıkların kanıtı gibi yaşatılır.