Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566) gelmiş geçmiş en büyük Osmanlı padişahıydı. Osmanlı hakimiyetini Bağdat’tan Orta Avrupa’ya kadar genişletti; Osmanlı medeniyetini hukuk, edebiyat, sanat ve mimaride geliştirmek için yeni standartlar getirdi.
Yavuz Sultan Selim ve Kırım Hanının kızı Ayşe Hafsa Sultan’ın oğlu olan Süleyman, 1520’de babasının ardından tahta geçmeden önce sancakbeyi olarak yeterince deneyim kazanmıştı. Babasından birinci sınıf bir ordu miras aldı ve bunu kendi hükümdarlığında olabildiğine iyi kullandı. Osmanlı gücünü uzak Avrupa içlerine taşıdı: Belgrad 1521’de ele geçirildi; Macarlar 1526’daki Mohaç Meydan Savaşı’nda bozguna uğratıldı; Süleyman, Drava nehrini geçmek için inşa ettirdiği köprünün o geçtikten sonra yakılmasını emretti. Süleyman’ın orduları, onun hükümdarlığı sırasında birçok kez, fethedilen topraktaki hanedan kavgalarını bastırmak için Macaristan’a gelip gittiler. 1529’da Kanuni’nin Habsburglu rakibi Şarlken’in (V. Karl) yönettiği ve Doğu Avrupa başkenti olan Viyana’yı kuşatması başarısızlıkla sonuçlandı. Fakat sonunda Kanuni Şarlken’i vergiye bağladı ve Fransa’yla yakın bir ittifak kurdu. Böylece, Osmanlı Devleti Avrupa’da itibar kazanmış oldu.
Kanuni Sultan Süleyman, İran’a üç büyük sefer düzenledi ve Irak’ı alarak göz alıcı Müslüman şehri Bağdat’ı İmparatorluk topraklarına kattı. Kanuni’nin hükümdarlığında Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. Hükümdarlığının ilk yıllarında Rodoslu Tapınak Şövalyelerinden Rodos’u aldı ve çok geçmeden şunu fark etti: Bütün tutkularına ulaşması için bir donanma gerekiyordu. Barbaros Hayrettin komutasındaki Cezayirli korsanların yardımıyla bir donanma kurdu. Barbaros batıda “Kızıl Sakal” olarak tanınıyordu ve 1534’te Osmanlı donanmasının Kaptan-ı Derya’sı oldu. Osmanlı donanması, 1538’de Venedik ve İspanya’nın birleşik donanmalarını mağlup ederek Osmanlı hakimiyetinin Kuzey Afrika içlerine kadar yayılmasını sağladı. Barbaros Hayrettin Paşa, 1546’da hayata veda etti, ancak onun güçlü donanması zaferler kazanmaya devam etti: 1551’de Trablusgarp ve 1560’da Tunus. Donanma başlıca iki önemli terslikle karşı karşıya geldi: Birincisinde Cezayir’i alamadılar; diğerinde ise Rodos Şövalyeleri tarafından Malta’dan geri püskürtüldüler.
Kanuni sarayda işinin ehli sadrazamlar atadı; İstanbul’u ve Bağdat gibi şehirleri camiler, köprüler ve su kemerleriyle süslemeleri için mimarlar tuttu. Kanuni’nin baş mimarı Mimar Sinan, Süleymaniye Camisi’yle onun yüksekokullar, kütüphaneler, alışveriş yerleri ve hastanelerden oluşan külliyesini ve Şehzade Camisini inşa etti. Tüm bu yapılar, klasik İstanbul’u bir Müslüman şehrine dönüştürdü. Mimar Sinan, 319’u İstanbul’da olmak üzere 477 yapı inşa ya da restore etti. Kanuni’nin sarayı, ihtişamı ve özenle hazırlanan Doğu’ya özgü törenleriyle ün salmıştı. Altın kaplama ve mücevherlerle süslü tahtı görenleri hayranlıkla birlikte hayrete düşürüyordu. Oğullarının 1530’daki sünnet düğünü kutlamaları tam elli beş gün sürdü. Şiir onun döneminde gelişti; birçok yeni kanun getirdi, bu ona ölümünden sonra “yasa koyucu” anlamına gelen “vazııkanun” unvanını kazandırdı. Kanuni Sultan Süleyman dönemi tam anlamıyla bir altın çağdı.
Kanuni Sultan Süleyman’ın padişahlığı zamanında Akdeniz bir Türk gölü haline geldi.
KRONOLOJİ
1494 6 Kasımda Trabzon’da doğdu
1520 Padişah oldu
1521 Belgrad’ı aldı
1526 Mohaç Savaşı’nda Macarları bozguna uğrattı
1529 Viyana kuşatması
1538 Osmanlı donanması İspanya ve Venedik donanmalarını mağlup etti
1566 6 Eylülde Zigetvar – Macaristan’da vefat etti.
SAVAŞÇI ŞAİR
“Yalnızken yanımda varım sevgilim ay aydınlığım
Giz ortağım tek varlığım güzeller şahı sultanım”[1]
[1] Türkçeleştiren İbrahim Bakırtaş