Bir distopyada yargı, yürütme ve infaz bir tek kişide birleşirse… Ortaya, çelik zırhlı bir kâbus çıkar: Judge Dredd.
Judge Dredd, İngiliz çizgi roman antolojisi 2000 AD’de 1977 yılında ilk kez okur karşısına çıkan, hem yargıç, hem polis, hem de cellat yetkilerine sahip bir karakterdir. Distopik bir gelecekte geçen hikâyelerde, Dredd yalnızca suçla savaşmaz; aynı zamanda sistemin çelişkileriyle de yüzleşir. Karakterin adı geçen evrende “Yargıçlar”, devletin doğrudan temsilcisi olan kolluk güçleridir. Yargılama süreci mahkemelerde değil, sokak ortasında saniyeler içinde gerçekleşir. Suç sabit görüldüğünde infaz da anında uygulanır. İşte Dredd, bu yeni düzenin en soğukkanlı infazcısıdır.
Judge Dredd, John Wagner ve Carlos Ezquerra tarafından yaratıldı. İlk çıkışından bu yana özellikle İngiltere’de büyük bir kült hâline geldi. Dredd’in hikâyesi Mega-City One adlı dev bir şehirde geçer; burası, savaşlar ve çevre felaketleri sonucu harabeye dönmüş bir dünyanın kalbidir. 1995 yılında Sylvester Stallone’un başrolde oynadığı bir sinema uyarlaması geldi ama bu film, Dredd’in kaskını çıkarması ve popülerleştirilmiş anlatımıyla çizgi roman hayranlarını memnun etmedi. 2012 yapımı Dredd (Karl Urban’lı versiyon) ise hem sadakati hem estetik başarısıyla övgü aldı.
Judge Dredd yalnızca bir çizgi roman karakteri midir?
Hayır. O, aynı zamanda otoriter devletin, mutlak adalet anlayışının ve bürokratik şiddetin bir alegorisidir. Onun kimliği, Batı’nın distopik paranoyalarının somutlaşmış halidir.
Neden hep kaskla görünür, yüzünü göstermez?
Çünkü Dredd bir birey değil, bir sistemdir. Yüzsüzlüğü, adaletin kişisellikten sıyrıldığını ve makineleştiğini simgeler. 2012 filminde bu anlayış korunmuş, kask hiç çıkarılmamıştır.
Judge Dredd’in “kanun benim” sözü ne anlama gelir?
Bu, sadece otoriteyi değil, onun mutlaklaşmasını simgeler. Dredd, yasa kitaplarını değil, kendi muhakemesini takip eder. Bu yönüyle, yasanın insanîlikten uzaklaştığı bir dünyayı temsil eder.
Judge Dredd bir kahraman mı, yoksa bir tiran mı?
Bu tartışmalıdır. Dredd, suçla mücadelede kararlı ve etik açıdan “temiz”dir. Ama sistemin kölesi oluşu ve vicdanı yargılamaya dâhil etmeyişi, onu bir otorite figürü hâline getirir. O bir “anti-kahraman”dır.
Hangi toplumsal konulara değinir?
Adaletin mekanikleşmesi, güvenlik devletinin sınırları, sivil özgürlüklerin kısıtlanması, ceza adaleti sisteminin militarizasyonu gibi temaları işler. Göç, teknoloji, genetik manipülasyon gibi güncel konulara da sık sık atıfta bulunur.
Sinema: 1995’teki Stallone’lu uyarlama hayal kırıklığı yaratırken, 2012’de Karl Urban’lı Dredd kült mertebesine erişti.
Video Oyunları: 1986’dan bu yana çeşitli platformlarda video oyunları çıkmıştır.
Çizgi Romanlar: 2000 AD’de düzenli olarak yayımlanmasının yanı sıra, çeşitli spin-off’larla evreni genişlemiştir.
TV Uyarlamaları: “Judge Dredd: Mega-City One” isimli bir televizyon dizisi uzun süredir geliştirme aşamasındadır.
Judge Dredd, çizgi roman tarihinin en sert, en gri karakterlerinden biridir. Sadece bir polis değil; bir rejimin, bir korkunun ve bir ütopya kabusunun tezahürüdür. Onu anlamak, yalnızca süper kahraman şablonlarını değil, çağdaş adalet anlayışının geleceğini de sorgulamaktır.
► SLASHER
► CYBERPUNK
► DİJİTAL VİCDAN
► SİBER ZORBALIK
► AMERİCAN PSYCHO
