Seçimler yapılır, halk sandığa gider; ama hukuk, ifade özgürlüğü ve temel haklar sessizce geri çekilir.
İlliberal demokrasi, seçimlerin düzenli biçimde yapıldığı ancak demokratik kurumların ve özgürlüklerin sistematik biçimde zayıflatıldığı yönetim biçimidir. Bu rejimlerde halkın oy kullanma hakkı saklıdır; ancak yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi temel haklar büyük ölçüde ihlal edilir. İlliberal demokrasi, demokrasi dışı görünmeden, demokrasiyi içten içe aşındırır.
Terimi ilk kez 1997 yılında Fareed Zakaria, Foreign Affairs’te yayımlanan “The Rise of Illiberal Democracy” başlıklı makalesinde kullanmış ve birçok ülkede demokrasinin sadece biçimsel yönünün kaldığını, içerik olarak ise otoriterleştiğini belirtmiştir.
Seçimli ama özgür olmayan sistem: Sandık var, ama eşit koşullarda yarış yok.
Güçler ayrılığının aşınması: Yasama ve yargı, yürütmeye bağımlı hâle gelir.
Bağımsız medyanın bastırılması: Eleştirel gazetecilik, ya baskı altına alınır ya da sansürlenir.
Sivil toplumun zayıflatılması: STK’lar, akademi ve sendikalar iktidarın hedefi olur.
Popülist söylemler: Halkın iradesi bahanesiyle anayasal denetim mekanizmaları etkisizleştirilir.
Yoksulluk ve eşitsizlik: Ekonomik adaletsizlik, güçlü lider arayışını tetikler.
Güvensizlik ve kutuplaşma: Farklı toplumsal gruplar arasındaki ayrışmalar, çoğulculuğun yerini dışlayıcılığa bırakır.
Demokrasinin yalnızca sandığa indirgenmesi: Seçimden seçime hatırlanan yurttaş, iktidarın karar süreçlerinden dışlanır.
Kurumların çöküşü: Denetleyici kurumlar, zamanla göstermelik hâle gelir ve iktidarın aracı olur.
Kitap Dünyasında
The Road to Unfreedom – Timothy Snyder: Liberal düzenin çöküşüne ve otoriterleşmeye dair güncel analiz
How Democracies Die – Steven Levitsky & Daniel Ziblatt: Demokratik kurumların içeriden nasıl çürütüldüğünü anlatan önemli eser
Democracy Without Rights? – András Sajó: Seçimli rejimlerde temel hakların nasıl işlevsizleştirildiğini irdeleyen çalışma
Sinemada ve Dizilerde
House of Cards – İktidarın halk iradesiyle değil, manipülasyonla yürütüldüğü bir politik sistem tasviri
The Platform (El Hoyo) – Eşitlik vaadinin altına gizlenmiş otoriter bir düzen eleştirisi
The Hunger Games – Seçimli temsilin olduğu ama gerçek özgürlüklerin bulunmadığı bir sistemin alegorisi
Oyun Dünyasında
Beholder – Oyuncunun otoriter bir sistem içinde gözetleme görevi üstlendiği distopik oyun
Democracy 3 – İktidarın karar süreçlerini yönettiğiniz ama halk desteğini korumak için özgürlükleri sınırladığınız bir simülasyon
Orwell: Keeping an Eye on You – Güvenlik bahanesiyle kişisel verilerin izlendiği bir düzenin simülasyonu
İlliberal demokrasi, demokrasinin estetiğini korurken özünü yok eden bir yönetim biçimidir. Bu rejimlerde halkın iradesi, çoğu zaman özgürlüklerin bastırılmasını meşrulaştırmak için araçsallaştırılır. Günümüzde birçok ülke, bu modelin farklı versiyonlarını deneyimlemektedir. İlliberal sistemler, seçimlerin varlığını değil, anlamını tartışmaya açar: Oy veririz ama neye, kime ve hangi şartlarda?
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz:
[DEMOKRASİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ – Halkın Egemenliğine Dayalı Yönetim]
[POPÜLİZM VE SİYASİ MANİPULASYIN – Halkı Yönetmenin Psikolojisi]