Tehdidi havada durdurmak: Hava savunma sistemleri yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda stratejik ve siyasi araçlar olarak da çalışır. Peki ya gerçekten koruyorlar mı?
Hava kalkanı yahut Gökyüzü kalkanı, bir ülkenin hava sahasını füze, uçak, insansız hava aracı (İHA) ve diğer hava tehditlerine karşı savunmak için kurduğu çok katmanlı savunma sistemlerinin tümüne verilen addır. Bu sistemler, genellikle radarlar, komuta-kontrol altyapısı ve karadan havaya füzelerle entegre şekilde işler. Hem alçak hem yüksek irtifa tehditlerine karşı etkili olabilmesi için birbirini tamamlayan farklı menzillerdeki sistemlerden oluşur.
İkinci Dünya Savaşı’nda başlayan hava savunması çalışmaları, Soğuk Savaş döneminde hız kazanarak nükleer füzelere karşı koruma sağlayacak sistemlere dönüştü. Sovyetler Birliği ve ABD bu dönemde “füze savunma kalkanı” yarışına girdi. 1980’lerde Reagan yönetiminin başlattığı “Yıldız Savaşları” programı, bu teknolojinin uzaya taşınmasını hedefliyordu. 21. yüzyılda ise İsrail’in “Iron Dome”, ABD’nin “Patriot” sistemleri, Rusya’nın “S-400” ve Çin’in “HQ-9” sistemleri gibi çözümler dikkat çeker. Türkiye gibi ülkeler ise ulusal sistemlerini geliştirmenin yanı sıra müttefiklerden tedarik yoluna da gitmektedir.
Hava kalkanı sadece füzeleri mi durdurur?
Hayır. Hava kalkanı, balistik füzelerin yanı sıra savaş uçakları, İHA’lar ve seyir füzeleri gibi çok çeşitli tehditlere karşı savunma sağlar. Gelişmiş sistemler, aynı anda birçok hedefi izleyip vurabilir.
Türkiye’nin hava kalkanı ne durumda?
Türkiye uzun süre yabancı sistemlere bağımlı kaldı. 2017’de S-400 alımı büyük yankı uyandırdı. Bununla birlikte, Hisar-A, Hisar-O ve Siper gibi yerli sistemlerle milli bir hava savunma kapasitesi oluşturulmaya çalışılıyor.
Hava savunma sistemleri neden katmanlıdır?
Çünkü tehditler farklı irtifalardan ve hızlardan gelebilir. Düşük irtifa İHA’lardan hipersonik füzelere kadar uzanan yelpazede, her tür tehdide uygun tepki vermek için katmanlı (çok kademeli) savunma gerekir.
Hava kalkanları tamamen güvenli bir koruma sağlar mı?
Hayır. Hiçbir sistem %100 güvenlik sağlamaz. Doygunluk saldırısı (çok sayıda hedefin eş zamanlı saldırısı) gibi taktikler, en gelişmiş sistemleri bile zorlayabilir.
Bu sistemlerin siyasi etkisi nedir?
Hava kalkanı, sadece askeri değil, diplomatik bir güç aracıdır. Örneğin Türkiye’nin S-400 alımı, NATO ile ilişkileri gererken, bazı ülkeler için bu sistemler ittifak tercihlerini de yansıtır.
Hava savunma sistemleri sinema ve video oyunlarında sıklıkla karşımıza çıkar. Iron Dome, Call of Duty gibi savaş oyunlarında taktiksel savunma unsuru olarak yer alır. Independence Day (1996) filminde dünyanın hava savunma sistemleri uzaylılara karşı yetersiz kalır. Netflix’in Occupied dizisinde hava savunması, enerji üzerinden gelişen uluslararası krizlerin merkezindedir. Bu sistemler, çoğu zaman devlet gücünün simgesi olarak anlatılır.
Hava kalkanı, modern devletin güvenlik mimarisinde vazgeçilmez bir unsur hâline gelmiştir. Ancak yüksek maliyetler, dışa bağımlılık ve sınırlı koruma kapasitesi gibi sorunlarla da iç içedir. Sadece gökyüzünden gelen tehditlere değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerdeki dalgalanmalara karşı da bir pozisyon belirtecidir.
► SİBER GÜVENLİK
► SOĞUK SAVAŞ
► SAVAŞ SANATI
► JEOPOLİTİK
► GÖZETİM TOPLUMU