GÜNAH KEÇİSİ – Kolektif Vicdanın Kaçış Noktası

Başkalarının yükünü taşıyan, aslında suçu olmayan kişi ya da şey: Modern çağın kurbanı kimdir?


GÜNAH KEÇİSİ NEDİR?

“Günah keçisi” kavramı, başkasının hatası ya da sorumluluğu olmayan bir kişiye, gruba ya da unsura suç yüklenmesi anlamına gelir. Genellikle karmaşık sosyal, siyasal veya bireysel problemlerde gerçek sorumluluktan kaçmak için bir “günah keçisi” bulunur. Suçun, başarısızlığın ya da çatışmanın asıl nedenlerini sorgulamak yerine, toplumun öfkesini yöneltebileceği bir hedef yaratmak, çoğu zaman kolay ve işlevseldir. Bu hedef, birey de olabilir, bir etnik grup, bir meslek grubu, hatta bir nesne ya da sembol de.


TARİHSEL VE KÜLTÜREL ARKA PLANI

“Günah keçisi” terimi, kökenini Yahudi geleneklerine dayandırır. Levililer Kitabı’nda anlatıldığı üzere, İsrailoğulları toplu olarak işledikleri günahları sembolik olarak bir keçiye yükler, ardından bu keçi çöle sürülerek halkın günahlarının da ondan uzaklaştığına inanılırdı (Levililer 16:10). Bu ritüel, suçun dışsallaştırılması ve arındırma arzusunun toplumsal bir biçimi olarak tarihte ilk örneklerdendir.

Zamanla bu ritüel kavramsal bir metafora dönüştü: toplumların, kurumların ya da bireylerin, yüklerinden arınmak için “masum bir kurban” bulma eğilimi. Orta Çağ Avrupası’nda Yahudiler, veba salgınının sorumlusu ilan edilmişti. 20. yüzyılın başlarında ise ekonomik krizlerin suçlusu olarak göçmenler ya da azınlıklar gösterildi. Modern medyada da siyasetçiler, sporcular, sanatçılar ya da memurlar, sistemsel sorunların simgesel kurbanı hâline getirilebilir.


POPÜLER KÜLTÜRDE GÜNAH KEÇİSİ

Kitap Dünyasında

“Günah Keçisi” (Daphne du Maurier) – Kimlik değiştiren iki adam üzerinden masumiyet ve suç temalarını sorgulayan klasik roman.

“The Scapegoat” (René Girard) – Mitoloji ve din üzerinden kurban etme mekanizmalarını çözümleyen temel yapıtlardan biri.

Sinemada ve Dizilerde

“The Hunt” (Jagten, 2012) – Küçük bir yalanla hayatı altüst edilen bir anaokulu öğretmeninin günah keçisine dönüştürülmesini anlatan çarpıcı film.

“The Crucible” (1996) – Cadı avları üzerinden kolektif paranoyanın günah keçisi yaratma eğilimini sergiler.

Müzikte

Radiohead’in “You and Whose Army?” parçası, sistemin bireyi hedef haline getirme alışkanlığına göndermeler yapar.

Tiyatro ve Diğer Sanat Alanlarında

Arthur Miller’ın “Cadı Kazanı”, tarihsel olaylar üzerinden günah keçisi kavramını dramatik biçimde işler.

Görsel sanatlarda ise Banksy gibi sokak sanatçıları, sıklıkla toplumsal günah keçilerini eserlerine konu eder.


GENEL DEĞERLENDİRME

“Günah keçisi” kavramı yalnızca tarihsel bir anlatı değil, günümüz toplumlarının da aynasıdır. Sosyal medya linçleri, popüler kültürde hedef haline getirilen figürler, politik manipülasyonlar, hepsi bu mekanizmanın güncel formlarıdır. Gerçekle yüzleşmekten kaçan toplumlar, çoğu zaman birini “suçlu” ilan edip rahatlamayı seçer. Bu rahatlık, geçicidir. Çünkü günah keçileri değişir, ama yapısal sorunlar yerinde kalır.


VELEV’DEN İLGİLİ MADDELER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com