Ticari ve kültürel dünyada çoğalan hikâyeler, markalar ve deneyimler bütünü.
Franchise (İngilizce: Franchise, Almanca: Franchise, Fransızca: Franchise), bir markanın, hikâyenin ya da iş modelinin farklı alanlarda ve yerlerde çoğaltılması, yeniden üretilmesi ya da lisanslanması anlamına gelir. Kavram iki düzlemde kullanılır:
1. İşletme / Ekonomi bağlamında: Bir şirketin markasını, ürününü veya hizmetini lisans yoluyla başka işletmelere kullandırması (örneğin McDonald’s, Starbucks).
2. Kültürel bağlamda: Bir film, oyun, kitap ya da çizgi roman evreninin, devam yapımları, yan ürünler ve yan hikâyelerle sürekli genişlemesi (örneğin Star Wars, Marvel, Harry Potter).
Franchise, bugünkü modern biçimiyle ilk kez 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. Bu dönemde Martha Matilda Harper, Amerika Birleşik Devletleri’nde franchise sistemiyle işleyen bir kuaför salonu ağı kurdu. İki dünya savaşı arası dönemde ise özellikle General Motors, otomobil satış ağını hızla genişletmek için bağımsız garaj sahipleriyle franchise anlaşmaları yaptı. Bu yöntem, ABD’nin sıkı anti-tröst yasalarına takılmadan markanın yayılmasını sağladı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra franchise modeli ABD’de olağanüstü bir ivme kazandı. İşsiz kalan gazilere, bağımsız bir iş kurabilmeleri için çeşitli franchise fırsatları sunuldu. Benzer bir süreç, Vietnam Savaşı sonrasında da yaşandı. Bugün hâlâ Amerika’daki perakende cirosunun yaklaşık %40–50’sinin franchise sözleşmeleri kapsamında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Avrupa’da ise franchise sistemi özellikle Fransa merkezli gelişti. İlk örnek, Groupe Prouvost’un kurduğu “Pingouin yünleri” markasına dayanır. Fransa’da sistem, özellikle 1960’lardan itibaren büyük bir hız kazandı. 1970 ve 80’lerde giyim, ev eşyaları, otelcilik, gıda ve kuaförlük gibi sektörler, franchise’ın öncü alanlarını oluşturdu. Bugün bile bu sektörler sistemin bel kemiğini teşkil etmekte, ancak hızlı yemek (fast-food) ve kişisel hizmetler gibi yeni alanlar da giderek büyümektedir.
Fransa’da 1989’da çıkarılan Doubin Yasası ile franchise sözleşmeleri yasal çerçeveye kavuşturuldu. Bu yasa, ticaret kanununa eklenen 330-3. maddeyle, franchise verenin sözleşme öncesinde franchise alana ayrıntılı bir bilgilendirme yapmasını zorunlu kıldı. “Ön Sözleşme Bilgilendirme Belgesi” (Document d’Informations Précontractuelles, D.I.P.), sözleşme imzalanmadan en az yirmi gün önce verilmelidir. Belgede sektörle ilgili pazar araştırması, şirketin SIRET numarası, ticari unvanı, organizasyon şeması, iş ortakları, mevcut franchise sahiplerinin iletişim bilgileri ve Kbis gibi yasal belgeler yer alır.
Son yıllarda Fransa’da franchise hâlâ daha çok erkeklerin hâkimiyetinde bir alan olarak görülmektedir. 2014 verilerine göre, franchise sahiplerinin yaklaşık %60’ı erkeklerden oluşmaktadır.
Franchise kavramı, 20. yüzyılın ortalarında özellikle Amerikan fast-food zincirleriyle ekonomik bir model olarak yaygınlaştı. Ancak popüler kültürdeki karşılığı daha eskidir. Sherlock Holmes, Tarzan ya da James Bond gibi karakterler, farklı mecralarda yeniden üretilen ilk kültürel franchise örnekleri arasında sayılır.
1980’lerden itibaren Hollywood’un blockbuster çağında Star Wars, Indiana Jones, Jurassic Park gibi seriler, yalnızca filmlerle değil oyuncaklar, romanlar, diziler ve oyunlarla da “franchise” mantığını büyüttü. Günümüzde Marvel Cinematic Universe veya Pokémon gibi markalar, milyarlarca dolarlık küresel kültür endüstrileridir.
Franchise, bir markanın ya da işletme sahibinin (franchise veren / franchiseur) kendi ticari modelini bağımsız girişimcilere (franchise alan / franchisé) belirli koşullar altında devrettiği bir işbirliği biçimidir. Bu sistemin en önemli özelliği, girişimciye “anahtar teslim” bir başlangıç imkânı sunmasıdır. Franchise alan, işe başladığı andan itibaren ürün listesi, reklam desteği, mağaza düzeni, tedarikçiler ve satış teknikleri gibi hazır unsurları kullanma hakkı elde eder.
Franchise veren taraf, “gizli, esaslı ve tanımlanmış” bir bilgi birikimi (know-how) ile sürekli destek sağlamakla yükümlüdür. Karşılığında girişimci, genellikle bir giriş bedeli ve ciroya bağlı lisans ödemeleri yapar. Bir işletmenin franchise modeli kurabilmesi için, bilgi birikiminin belirli yöntemlerle tekrarlanabilir olması ve bu uygulanabilirliğin uzman şirketlerce yapılacak fizibilite incelemesiyle doğrulanması gerekir. Ancak hukuken, franchise verenin önceden bizzat işlettiği bir “örnek işletmeye” sahip olması zorunlu değildir.
Franchise alan, hukuken ve mali açıdan bağımsız bir tacir statüsündedir. Dolayısıyla kendi işletmesini özgürce yönetme hakkına sahiptir; yalnızca markanın veya konseptin çerçevesi bu özgürlüğü sınırlar. Kendi personelini seçebilir, tedarikçilerini belirleyebilir, fiyatlarını ayarlayabilir ve işletmesinin günlük düzenini kurabilir. Bununla birlikte, sözleşme koşulları kimi zaman franchise alanın hareket alanını geniş tutabilir, kimi zaman da daha sıkı sınırlamalar getirebilir. Bu nedenle franchise sistemi, hem kesin sınırlar koyan hem de bağımsızlık sağlayan “çelişkili” bir iş modeli olarak tanımlanır.
Franchise türleri arasında şunlar öne çıkar:
Üretim Franchise’ı: Belirli bir ürünün üretim hakkı devredilir.
Dağıtım Franchise’ı: Marka adına ürünlerin pazarlanması ve satışı yapılır.
Hizmet Franchise’ı: Restoran, otelcilik ya da eğitim gibi hizmet sektörlerine uygulanır.
Sanayi Franchise’ı: Daha büyük ölçekli, üretim ve tedarik zincirini kapsayan anlaşmalar içerir.
Master Franchise: Belirli bir ülke ya da bölge için franchise verme hakkının tek bir işletmeye devredildiği modeldir.
Franchise, tüm evreni kapsayan geniş bir çerçeveyi ifade ederken, spin-off daha çok yan hikâye ya da yan karakterin bağımsız öyküsüdür.
Bir marka, belirli kurallara bağlı kalarak işletme açma hakkını başka girişimcilere verir. Bu, hem markanın hızlı yayılmasını sağlar hem de yatırımcıya hazır bir sistem sunar.
Marvel ve DC evrenleri, Star Wars, Harry Potter, Game of Thrones, Pokémon, The Witcher. Bunlar romanlardan filmlere, dizilerden oyunlara kadar farklı mecralara yayılır.
Çünkü bazen “yaratıcılığı öldürmekle” suçlanır. Sürekli aynı evrenlerin yeniden üretilmesi, risk almayan ve yalnızca güvenli ticari formüllere yaslanan bir kültür yaratmakla itham edilir.
Çünkü insanlar bildikleri hikâyelere dönmeyi, tanıdık karakterlerle yeni maceralar yaşamayı sever. Franchise’lar bir tür kolektif mitolojiye dönüşür.
Sinema: Marvel Sinematik Evreni, her filmiyle birbiriyle bağlantılı bir yapıyı kurarak “franchise yönetiminin” en başarılı örneği oldu.
Oyun: Assassin’s Creed, Final Fantasy, Pokémon gibi seriler, yıllardır devam eden oyun franchise’larıdır.
Edebiyat: Tolkien’in Orta Dünya’sı ya da J. K. Rowling’in Harry Potter evreni, kitapların ötesine taşarak tüm dünyaya yayıldı.
Franchise, çağdaş kültürün en belirgin işleyiş biçimlerinden biridir. Bir marka ya da hikâye, yalnızca tek bir yapımda değil, sürekli genişleyen ve farklı mecralara yayılan bir deneyim olarak hayat bulur. Bu, hem büyük bir ekonomik model hem de modern toplumların ortak hafızasında paylaşılan bir mitoloji yaratır.