FERÂCE

1. ESKİDEN kadınların dışarı çıkarken giydikleri, gerdan altında kavuştuktan sonra omuzlara doğru açılıp sırttan yere kadar dökülerek inen, pelerine benzer, geniş yakalı üst giyeceği…

2. Eskiden bilhassa ilmiye sınıfındaki erkeklerin giydikleri, kolları çok geniş ve yarık yabanlık giyecek.

Osmanlı imparatorluğunda Anadolu’da yaşayan Türklerin, kadınların çarşaftan önce sokakta giydikleri üstlüktür. Bu elbise, uzun kollu, yakasız, bol ve siyah renkte pardösüyü hatırlatan yere kadar uzanır. Günümüzde, Türkiye’nin batı kesiminde köy kadınları tarafından günlük elbise olarak tercih edilir.

Ferâceler fantezi kumaştan, çuhadan, softan yapılırdı. Genellikle düz, sade olanların yaygın olduğu gibi, cepleri ve yakaları işlemeli olanları da vardı. Modaya göre daha koyu renkli, arka yakası uzun, bedeni bol ve dar olanları da giyilirdi. Ferâcenin al renkli olanı gençler arasında daha yaygındı. Ferâce günümüzdeki kadınların giydiği mantonun çok benzeri olup, mantodan farklı özelliği geniş yakalarının olmayışı ve daha uzun oluşudur. Ferâce boyun kısmını tam olarak kapatmadığı için, kadının baş ve yüz kısmı yaşmakla kapatılırdı. Ayakkabının, çantanın ve şemsiyenin renginin ferâceninkine uygun olmasına günümüz kadınları gibi, eskiler de çok dikkat ederlerdi.

İlmiye sınıfından olan kimselerin resmî günlerde giymiş olduğu sırma işlemeli elbiseye de ferâce ismi verilirdi. Çuhadan yapılan bu ferâcenin kolları oldukça boldu. Bu ferâceler Osmanlı Devletinin sonuna kadar devam etmişti.

Tanzimat devrinden önce sarayın üst makamında olanlar da ferâce giyerlerdi. Böyle ferâcelerden bazılarının içi kürkle kaplı olurdu. Ulemaya ait olanlarınkine, ulema, kadınlarınkine kadın, erkeklerinkine de erkek ferâcesi denirdi. Yapılış olarak kadın ve erkeklerin çuhası farklı biçimlerde idi. Ferâce 20. asrın başlarına kadar giyilmiştir. Bazı bölgelerde hâlen giyilmektedir

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com