FATİH SULTAN MEHMET (II. Mehmed)

II. Mehmed (1432-81), İstanbul’un fatihi, Osmanlı Sultanı, 400 yıldan uzun süre ayakta kalan Osmanlı İmparatorluğu’nun gerçek kurucusuydu.

Osmanlıların kökenleri Orta Asyalı göçebelere dayanıyordu. Mehmed’in doğum yılı olan 1432’de, Doğu Akdeniz ve Balkanlarda büyük topraklar fethetmişlerdi. II. Murad’ın Hüma Hatun’dan dünyaya gelen ve dördüncü oğlu olan Mehmed, 1444’te daha on iki yaşındayken tahta geçti. Fakat Osmanlılar hala Hıristiyan Avrupasından gelecek saldırılara açıktı; Mehmed’in babası II. Murad, emeklilikten vazgeçmek zorunda kaldı ve Varna Savaşı’nda Haçlı ordusunu bozguna uğrattı. Murad, 1451’de ölünceye kadar tahtta kaldı.

Bu sıralarda Mehmed’in içinde İstanbul’u alma tutkusu vardı. İstanbul, iki denize kıyısı olan stratejik bir mevkiidi; iki kıta arasında adeta kavşak görevini üstleniyordu. Büyük Konstantin tarafından 324’te kurulduğundan beri Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti; Doğu Hıristiyan Kilisesi’nin ise merkeziydi. Osmanlıların başkenti, İstanbul’un 300 kilometre kuzeybatısında bulunan çok daha mütevazı bir şehir, Edirne’ydi.

Yirmi iki yaşındaki Sultan, kuşatma ve hücuma başka hiçbir şey düşünmeden, büyük bir kararlılık ve olağanüstü bir beceriyle hazırlandı – ordusunu takviye ederek olumlu anlaşmalarla Venedik ve Macaristan’ı da aldı. Karadeniz’e yakın Avrupa sınırında, şehrin büyük surlarının kıyısına Rumeli Hisarını inşa etti; o güne kadar ateşlenen en büyük çaptaki topları döktürdü ve Boğaziçi’ni kontrolde tutmak için bir donanma oluşturdu. Kuşatma 2 Nisandan 29 Mayıs 1453’e kadar sürdü. En sonunda, ne dev toplar ne de kazığa geçirilen Hıristiyanların manzarası şehri savunanları alt edebildi. Asıl güç, Mehmed’in donanmaya verdiği Pera’nın arkasında karaya ve Haliç içlerine çekilme emriydi. Bu usta hareket sonucunda şehir limanını teslim etti. Son saldırının yapılacağı gün Mehmed bizzat en usta askerlerini, yeniçerilerini, şehrin surlarındaki bir yarıktan yönetti. Şehir yağmalandı. O günü kayda geçen devlet tarihçileri kuşatmayı anarken kan nehirlerinden bahsederler. Son Roma İmparatoru olan XI. Konstantin çatışma sırasında öldü; böylece Roma İmparatorluğu son buldu. Mehmed bizzat, vakit kaybetmeden Aya Sofya – Doğu Hıristiyan aleminin ana kilisesi – katedraline yönelerek burayı camiye dönüştürdü.

İstanbul’un fethi Mehmed’e dev bir şöhret ve itibar bahşetti: İslam’ın savunucusu, Büyük İskender ve Sezar’ın varisi, Padişah ‘İki kıta ve iki denizin hükümdarı’. Mehmed İstanbul’da aynı düzeni korudu: tümüyle kozmopolit ve çokuluslu bir şehir oluşturdu; Yahudi ve Hıristiyanlara aynı derecede hoşgörüyle davranıldı. Mehmed camiler, yüksekokullar inşa etti; kanunlar düzenledi ve onun sayesinde yabancı tüccarlar, alim ve zanaatkarlar dostça karşılandı. Böylece, Bizans İmparatorluğu’nun gelenekleri, Yunan ve Roma miraslarıyla birlikte yeni bir Osmanlı gerçeğinde bütünleşti.

Hükümdarlığının geri kalanında Mehmed, Osmanlı hakimiyetini Kırım ve güney İtalya gibi uzak yerleri de içine alan başarılı bir dizi askeri seferle yaymaya devam etti. Anadolu ve Balkanlardaki Osmanlı hakimiyetini 1473’teki Otlukbeli Savaşı’nda, Türkmen lideri Uzun Hasan’a karşı kazandığı kesin bir zaferle kanıtladı. Öldüğünde İtalya’yı işgal etmeyi planlıyordu.

O günü kayda geçen devlet tarihçileri, Mehmed’in İstanbul’u işgalinden bahsederken, kuşatma sırasında şehirde ‘kan nehirleri’ akmaktaydı  şeklinde tabirler kullanırlar.

KRONOLOJİ

1432   30 Mart’ta Edirne’de doğdu

1444   12 yaşında ilk kez tahta geçti

1446   II. Murad tahtı devraldı

1451   Mehmed babasının ölümü üzerine tekrar tahta geçti

1453   İstanbul’un işgali

1473   Otlukbeli Savaşı

1481   3 Mayısta İstanbul yakınlarında vefat etti

 

KÜLTÜRLÜ BİR HÜKÜMDAR

  • Mehmed düşmanlarına ne kadar acımasız olup korkunç cezalar verse de, büyük bir kültür adamıydı ve olağanüstü bir açık görüşlülüğe sahipti. Çok okur; kendisi de şiir yazardı.
  • İstanbul’un patriği Gennadios Scholarius’tan Hıristiyan inancı üzerine bilimsel bir inceleme yazmasını istedi ve bunu Türkçe’ye tercüme ettirdi.
  • Sanatçı Gentile Bellini, Mehmed’in daveti üzerine Venedik’ten gelerek sarayın duvarlarını fresklerle süsledi. Bellini’nin resmettiği Mehmed portresi bugün Londra’daki National Gallery’de sergilenmektedir.
  • Mehmed’in yeniçerileri seçilmiş piyadeler, Osmanlı İmparatorluğu’nu kazanan baskın birlikleriydi. “Yeniçeri” Türkçe’de “yeni birlikler” anlamına gelmektedir.
WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com