Güvence az, risk çok; ama her şey “özgürlük” adıyla sunuluyor.
Esnek kapitalizm (flexible capitalism), 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren küresel düzeyde belirginleşen, iş gücünü daha fazla hareketli, geçici ve belirsiz hâle getiren bir ekonomik ve toplumsal sistem biçimidir. Söz konusu yapı, neoliberalizmin etkisiyle sabit istihdam biçimlerinin yerini proje bazlı, esnek zamanlı ve güvencesiz çalışma biçimlerine bırakmasıyla oluşmuştur. Bu sistemde verimlilik arttırılırken, çalışan üzerindeki yük görünmezleşir, güvencesizlik ise bireysel özgürlük kisvesiyle pazarlanır.
“Esnek kapitalizm”, sabit kurallara dayalı Fordist üretim sisteminin çözülmesiyle birlikte ortaya çıkan daha parçalı, dağınık, bireyselleştirilmiş bir kapitalist rejimi tanımlar.
Bu sistemde:
Kalıcı işler yerine geçici projeler ön plandadır
9–5 mesaisi yerine esnek ve uzaktan çalışma yaygındır
Sendikalı işçilik yerine serbest çalışanlık (freelance) desteklenir
Kariyer yerine kişisel marka, kurum sadakati yerine network önemlidir
Esneklik, bu düzende hem işverenin hem de çalışanın ideali olarak sunulur; ama eşit dağılmaz.
Esnek kapitalizm, katı bürokratik yapılar ile rutin odaklı yaşam biçimlerinin insan üzerindeki baskıcı ve sınırlayıcı etkilerini eleştirir gibi görünür. Bu sistemde çalışanlardan beklenen, hızlı hareket edebilmek, değişime anında uyum sağlamak, risk alabilmek ve statükoya bağlı kalmadan üretim süreçlerine katılmaktır. Ancak bu söylemin arka planında, bireyin üzerindeki gizli ve dağınık baskı biçimleri giderek belirginleşmektedir.
Richard Sennett, “career” kavramının İngilizce’de taşıtların kullandığı yol anlamına gelen “carriage” kelimesinden türediğini hatırlatır. Ona göre bir zamanlar kariyer, dümdüz ve öngörülebilir bir yol anlamına geliyordu. Oysa esnek kapitalizm bu yolu kesintiye uğratmış, düz bir güzergâhı inişli çıkışlı, engebeli ve belirsiz bir araziye dönüştürmüştür. Artık bireyler, hangi adımın olumlu sonuç doğuracağını bilmeden, sürekli risk almaya zorlanmaktadır. Bu ise bireyin üzerinde görünmez ama sistematik bir baskı yaratır.
Sennett, bu durumu şöyle özetler:
“Katı bürokrasi biçimlerini eleştiren ve risk almaya vurgu yapan esnekliğin, insanlara kendi yaşamlarını şekillendirmede daha fazla özgürlük tanıdığı söyleniyor. Oysa yeni düzen, sadece geçmişin yürürlükten kaldırılmış kurallarının yerine yeni kontrol biçimlerini geçiriyor. Ancak bu yeni kontrol biçimlerini anlamak oldukça zordur. Yeni kapitalizm, genelde okunaksız bir iktidar rejimidir.” (s.10)
Sennett, sabırsızlığın toplumu kuşattığı bir çağda şu temel soruları gündeme getirir:
Değer yargılarımızı nasıl belirleyeceğiz?
Kısa vadeli planlar üzerine kurulmuş bir ekonomide uzun vadeli hedeflere nasıl odaklanacağız?
Bu sorular, esnek kapitalizmin birey üzerindeki etkisini yalnızca ekonomik düzlemde değil, ahlaki ve psikolojik düzeyde de düşünmeyi zorunlu kılar.
Sennett’e göre “karakter”, bireyin yaşam deneyimlerini hem kendisiyle hem toplumla ilişkilendirerek oluşturduğu bütünlüklü kişilik halidir. Bu bütünlük zaman içinde güven ve güvensizlik ilişkileriyle örülür. Oysa esnek kapitalizm, insan ilişkilerinde yüzeysel teması esas alır. Kimseyi derinlemesine tanıyamayız; Sennett’in ifadesiyle, kimsenin “hayatına tanık olamayız.”
Bunun sonucu olarak:
Güvene dayalı ilişkiler yerini geçici bağlantılara bırakır
İnsanlar birbirinin deneyimlerine değil, yalnızca fonksiyonlarına odaklanır
Her otuz–kırk yılda bir yıkılıp yeniden inşa edilen evler, sürekli yer değiştiren çalışanlar ve yükselen dikey mimari, bu ilişkisizliğin somut uzantılarıdır
Sennett, toplumun geçmişte öngörülebilir yapılar aracılığıyla kendini güvende hissettiğini belirtir. Bu noktada Max Weber’in “demir kafes” kavramına atıfta bulunur:
Bireyin işe başladığında emekliliğini, maaş artışlarını ve enflasyon oranlarını aşağı yukarı tahmin edebilmesi; siyasi ve ekonomik istikrar beklentisiyle yaşaması, doğrusal zaman anlayışına dayanır.
Ancak esnek kapitalizm, bu doğrusal yapıya karşı çıkar. Çünkü belirsizlik ve kaos olmadan sistemin kar üretmesi güçleşir.
Öngörülebilirliğin yerini daimi değişim ve plansızlık aldığında, birey “özgürleştirilmiş” değil; yalnızlaştırılmış olur.
Sennett, Amerikan Rüyası olarak bilinen sınıf atlama idealini bir baba-oğul hikâyesi üzerinden çözümler. Sürekli rekabetin, av ve avcı ilişkisinin hâkim olduğu toplumlarda sınıf geçişkenliği giderek imkânsızlaşır.
Alt sınıftan gelen birey, ne kadar yetenekli ve çalışkan olursa olsun, şansı da yardım ederse ancak orta sınıfa yaklaşabilir. Sistem, başarıyı ödüllendirmez; geçmişten gelen konumları sürdürür.
Standart üretim, uzun vadeli istihdam, sendikal güvence
Sosyal devlet destekleri, çalışan haklarının kurumsallaşması
Margaret Thatcher & Ronald Reagan dönemi politikaları
Devletin küçülmesi, piyasanın serbestleşmesi
Teknolojik gelişmelerle iş yapma biçimlerinin dönüşmesi → Sabit üretim yerine esnek, modüler sistemler
Uber, Airbnb gibi dijital aracılarla çalışan-emek ilişkisi dönüşür
Freelancer ekonomisi büyür
Kişisel markalaşma, çoklu iş yapma norm hâline gelir
“Kariyeriniz yoksa sorun değil, çok sayıda geçici işiniz olabilir” çağı başlar.
Zaman Esnekliği:
– Ne zaman çalışılacağı belirsizdir; mesai değil, “her an hazır olma” kültürü yaygındır
Mekân Esnekliği:
– Uzaktan çalışmayla birlikte iş-yaşam sınırları silinir
Güvence Eksikliği:
– Kıdem, sigorta, emeklilik gibi uzun vadeli haklar yerine geçici ödemeler
Kişisel Sorumluluk:
– Başarı da başarısızlık da bireyin “kişisel tercihlerine” bağlanır
– Sistemsel eşitsizlikler görünmezleşir
Esneklik, görünüşte özgürlük; gerçekte sürekli kendini ispatlama zorunluluğu yaratır.
Sürekli ulaşılabilir olma: E-postaya 22:00’de yanıt vermek norm hâline gelir
Girişimcilik kültü: Her birey, kendi markasını kurmak zorundaymış gibi hisseder
Stajyerlikten mezun olunmaz: Tecrübe, daima biraz daha eksiktir
Yan işler ekonomisi (side hustle): Bir iş yetmez, iki iş moda olur
“Hep meşgul olmak”, başarı göstergesi değil, kronik tükenmişlik belirtisidir.
Dizi ve Filmlerde:
Sorry We Missed You – Esnekliğin adaletsizliği üzerine sarsıcı bir film
The Office, Black Mirror (Nosedive) – İş ve kişisel yaşamın çarpıtılması
Severance – Çalışanların işteki ve özel hayattaki benliklerinin ayrıştırılması
Kitaplarda:
The Corrosion of Character – Richard Sennett
The Precariat – Guy Standing
No Logo – Naomi Klein
Bullshit Jobs – David Graeber
Dijital Medyada:
Influencer ekonomisi, kişisel marka, içerik üreticiliği gibi alanlar da esnek kapitalizmin yeni yüzüdür
“Kendini satmadan çalışamazsın” mottosu yaygınlaşır
Esnek kapitalizm, bir bakıma kuralsız ama yükümlülüğü sonsuz bir sistemdir. Görünürde herkes özgürdür, ama aslında herkes yalnız, yorgun ve kırılgandır.
Esnekliğin bedeli, bireyin kendine güvenmeyi değil; kendini sürekli yeniden inşa etmeyi öğrenmesidir.
Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdakilere de göz atabilirsiniz: