1. ISITMAK, kızgın duruma getirmek.
Bir örnek:
“Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.”
Haldun Taner
2. Birini çok üzmek, tedirgin etmek.
Bir örnek:
“İhtiyarlık kepaze şey. Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.”
Reşat Nuri Güntekin
3. Birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak.