EKONOMİ POLİTİK – Gücün, Paranın ve Ahlâkın Kesişimi

Bir toplumun vicdanı, yalnızca yasalarında değil; ekmeğini nasıl paylaştığında da gizlidir.


Ekonomi Politik Nedir?

Ekonomi politik (İng. Political Economy; Alm. Politische Ökonomie; Fra. Économie Politique), üretim, bölüşüm ve tüketim ilişkilerini yalnızca piyasa verileriyle değil, toplumsal yapılar ve iktidar biçimleriyle birlikte inceleyen bir disiplindir. Kavram, ekonomiyi teknik bir alan olmaktan çıkarıp, adaletin, mülkiyetin ve özgürlüğün kesişiminde yeniden düşünür.
Kısacası ekonomi politik, “kim üretir, kim kazanır, kim karar verir?” sorularının felsefi karşılığıdır. Paranın akışını izlerken, insanın ve emeğin değerini de tartar.


Dünden Bugüne Ekonomi Politik

Ekonomi politiğin kökleri, 17. yüzyılın merkantilist düşüncesine uzanır. O dönemde devletin zenginliği, altın rezervleriyle ölçülür; ekonomi, siyasetin bir uzantısı sayılırdı. 18. yüzyılda Adam Smith, Ulusların Zenginliği adlı eseriyle bu ilişkiyi tersine çevirdi: Artık bireysel çıkarların “görünmez el” aracılığıyla toplumsal faydaya dönüşeceğine inanılıyordu.
David Ricardo emeğin değerini merkeze aldı; Karl Marx ise bu değerin sömürüye nasıl dönüştüğünü gösterdi. Marx’tan itibaren ekonomi politik, yalnızca ekonomik bir model değil, toplumsal bir eleştiri biçimi hâline geldi.

20. yüzyılın ikinci yarısında John Maynard Keynes’in devlet müdahalesini savunan anlayışı, Friedrich Hayek’in serbest piyasa idealiyle çatıştı. Bu iki isim, refah devletiyle neoliberalizm arasındaki ideolojik savaşın simgesine dönüştü.
Bugün ekonomi politik, Thomas Piketty’nin gelir eşitsizliğine dair istatistiksel analizlerinden, Nancy Fraser’ın feminist ekonomi eleştirilerine uzanan geniş bir düşünce alanıdır. Ekonomiyi yalnız rakamlarla değil, adalet ve dayanışma kavramlarıyla da okumaya çalışır.


► Ekonomiyle ekonomi politik arasındaki fark nedir?
Ekonomi, genellikle matematiksel modellerle ilgilenir; üretim, tüketim ve fiyat mekanizmalarını soyut biçimde inceler. Ekonomi politik ise bu süreçleri tarihsel bağlama yerleştirir. “Nasıl?”dan çok “kimin için?” sorusuna odaklanır. Dolayısıyla ekonomi, piyasanın işleyişini anlatır; ekonomi politik, bu işleyişin adaletini sorgular.


► Ekonomi politik kavramını kim ortaya atmıştır?
Kavramı sistematik biçimde ilk kullanan kişi, 1615’te Traicté de l’œconomie politique adlı kitabıyla Fransız düşünür Antoine de Montchrétien’dir. O dönemde ekonomi politik, devletin zenginliğini artırma sanatını ifade ediyordu. Zamanla “devlet sanatı” anlamından “toplum bilimi” anlamına evrilmiştir.


► Marx’ın ekonomi politiğe katkısı neydi?
Marx, klasik ekonomi politiği tersyüz etti. Ona göre değer, metaların değil, emeğin ürünüdür. Kapitalist sistem, bu emeği görünmez kılarak sömürü mekanizması kurar. Bu yüzden Kapital, sadece bir ekonomi kitabı değil, bir uygarlık eleştirisidir.


► Ekonomi politik neden yeniden gündemde?
Küresel krizler, iklim felaketleri ve gelir uçurumları, ekonominin sadece teknik bir alan olmadığını gösterdi. Pandemi sonrası dönemde devletin ekonomideki rolü, yeniden tartışma konusu oldu. Ekonomi politik bugün, “piyasa mı, toplum mu?” sorusunu bir kez daha gündeme taşıyor.


► Günümüzde ekonomi politiğin en güncel konusu nedir?
Dijital kapitalizm. Veri, yeni sermaye biçimi hâline geldi. Facebook’tan Amazon’a uzanan platform ekonomisi, üretim ilişkilerini görünmez algoritmalarla yeniden şekillendiriyor. Ekonomi politik, artık yalnız fabrikadaki işçiyi değil, ekrandaki kullanıcıyı da analiz ediyor.


Popüler Kültürde Ekonomi Politik

Ekonomi politik, yalnız ekonomi kitaplarında değil, sinemada ve edebiyatta da derin izler bırakmıştır. Ken Loach’un Sorry We Missed You filmi, modern emek sömürüsünü dramatik bir portreye dönüştürürken; Bong Joon-ho’nun Parasite’ı sınıf uçurumunun alegorik bir anlatımıdır.
Edebiyatta John Steinbeck’in Gazap Üzümleri, kapitalist sistemin yarattığı göçmen işçi trajedisini, Émile Zola’nın Germinal’i ise işçi sınıfının tarihsel bilincini anlatır. Bu eserlerin her biri, “ekonomi”nin insan hayatına nasıl sirayet ettiğini gösteren birer ekonomi politik metnidir.


Genel Değerlendirme

Ekonomi politik, bir hesap bilimi değil, bir vicdan bilincidir. Sadece kârı değil, eşitsizliği; sadece büyümeyi değil, dağılımı da sorar. Kapitalizmin kalbinde, etik bir soru yankılanır: “Bir toplumun serveti, kaç kişinin yoksulluğuna dayanır?”
Bu nedenle ekonomi politik, teknik bir alan değil, insanın kendisiyle yüzleştiği felsefi bir aynadır.


VELEV’DEN İLGİLİ MADDELER

MARKSİZM
KAPİTALİZM
WEBER
NEOLİBERALİZM
YOKSULLUK SINIRI