1. (Tiyatro) OYUNCULARIN konuya bağlı olup, metne bağlı kalmaması, içinden geldiği gibi konuşması, emprovizasyon.
Oyuncunun doğaçlama anında sunduğu hareketler ve sözler, spontan bir biçimde ortaya çıkar.
2. (Müzik) Doğaçlamanın, müziği ânın içinde ses üretimiyle yani sesi anda kompoze etme itkisiyle nitelediği söylenebilir. Bu açıdan doğaçlama, pek tabii bir kompoze etme biçimidir. Sesi âna açar, ânın kılar. Ânın kendisinden müziği çekip çıkartır.
3. (Edebiyat) 14. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Aşık ve Tekke edebiyatında, kalbe bir anda doğan ilham ile söylenen koşuk türündeki şiirlere doğaç denir. Bu kelimeden türetilmiş olan doğaçlama da, herhangi bir plana bağlı kalmaksızın, ansızın gelişen olayları tanımlamak için kullanılır.