ANAYASADA belirlenmiş devlet yapısı dışında oluşturulan ve bir devletin siyasi liderliğinden bağımsız olarak kendi gündem ve hedeflerinin peşinde koşan güç ağlarından oluşan bir yapı; devlet içinde devlet.
Baskın Oran’ın tanımına göre, “devlet yetkisini şu veya bu biçimde kullanan kişi veya kurumların meşruluk sınırları dışına taştıkları zaman şiddet kullanmaları halinde ortaya çıkan oluşum…
Mümtaz’er Türköne’ye göre ise devlet görevlilerinin “eşkıyâ yöntemleriyle yetkilerini, kullandıkları kaynak ve imkânları ‘gizlilik’ zırhından istifade ederek devleti korumak için değil, kendilerine çıkar sağlamak için” kullanmalarına derin devlet adı verilir.
İleri sürülen bir teoriye göre, derin devletin başlangıç noktası, Soğuk Savaş döneminde NATO’ya üye ülkelerde oluşturulan ve CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerine dayanır.
Derin devleti dile getiren ilk devlet adamı olan Bülent Ecevit’tir. 26 Eylül 1974’te, Giresun’da yaptığı bir konuşmada geçer:
“12 Mart sonrası dönemde adı sanı ortaya çıkan ve tedbirlerin ve hatta soruşturmaların hukukiliğine ve insaniliğine gölge düşüren Kontrgerilla adlı örgütün, bu resmi görüntülü, fakat gayriresmî örgütün niteliği ve amacı üzerindeki örtü kaldırılamamıştır.”
1996’da yaşanan Susurluk Skandalı’yla giderek yaygınlaşan bir kavram olan derin devletin kökeni ve ne anlama geldiği konusunda farklı savlar vardır.