Bir ülkü (Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal) uğrunda sürekli çalışan kimse… Kendisini topluma, insanlığa vakfetmiş, adamış insan…
Dava’nın başarılı olması için mücadele eden ve davasına karşı olanlara yaşayışıyla, sözleriyle iyi örnek olup hakikati çok iyi temsil edendir.
Dava ruhuna sahip olanlar hayatlarını ideallerine göre program altına alır, his ve düşüncelerini, ideallerinin istikametinde disipline eder, arzu ve isteklerine yine bu çerçeve içinde gem vururlar. Onların yasadıkları hayat, kendi hayatları değil, ideallerinin gerektirdiği hayattır.
Sıklıkla sağ siyasette kullanılan ifade daha çok 27 Mayıs Darbesi sonrası popülerlik kazanmıştır.
Darbe sonrası kapatılan Demokrat Partili siyasetçiler, siyasi çizgilerinin devamını belirtmek için dava adamı ifadesini kullanmıştır. Daha sonraki 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül Darbesi gibi askerî müdahalelerle siyaset yapması yasaklanmış ya da hapis yatmış kişiler için de kullanılmıştır.
Zaman içinde bu ifade Milliyetçi ve İslami kesim tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. MHP kurucu lideri Alparslan Türkeş, “Davadan döneni vurun” sözü[2] ile ülkücü hareketin kararlılığını vurgulamış, Millî Görüş’ün savunucusu ve siyasi kariyerinde İslami bir çizgi takip eden Necmettin Erbakan bu hareket içinde dava adamı olarak görülmüştür.