CAZ TARİHİ – Özgürlüğün ve Doğaçlamanın Müziği

Caz, 19. yüzyılın sonlarında ABD’de, özellikle New Orleans’ta doğmuş bir müzik türüdür.

Afrika ritimleri, blues, ragtime ve Avrupa klasik müzik geleneklerinin birleşimiyle ortaya çıkan caz, doğaçlama (improvisation) özelliğiyle diğer müzik türlerinden ayrılır.

Zaman içinde swing, bebop, cool jazz, fusion gibi birçok alt türe ayrılarak dünya çapında bir kültürel fenomen haline gelmiştir.

Caz, sadece bir müzik türü değil, aynı zamanda özgürlük, bireysellik ve sanatsal ifade biçimi olarak görülmüştür.


Caz Müziğin Kökenleri ve Doğuşu (1890’lar – 1920’ler)

Caz müziğin temelleri, Afrika kökenli Amerikalıların iş şarkıları, gospel ve blues geleneğinden doğmuştur.

New Orleans, ABD’de farklı kültürlerin birleştiği bir liman şehri olarak cazın doğuşunda kilit rol oynadı.

Caz müziğin ilk büyük ustaları, genellikle doğaçlamaya dayalı müzik yapan blues ve ragtime müzisyenleriydi.

Buddy Bolden, Jelly Roll Morton ve King Oliver gibi isimler cazın ilk büyük temsilcileri arasındaydı.

1920’lerde Louis Armstrong, cazı bireysel sololar ve doğaçlamalarla bir adım öteye taşıdı.


Swing Dönemi ve Büyük Orkestralar (1930’lar – 1940’lar)

1930’larla birlikte caz, swing müziğin yükselişiyle büyük orkestralar (big bands) tarafından icra edilmeye başlandı.

Duke Ellington, Count Basie ve Benny Goodman gibi sanatçılar, swing müziğin öncüsü oldu.

Bu dönemde caz, ABD’de ana akım popüler müzik haline geldi ve dans salonlarında büyük ilgi gördü.

Ancak caz müzisyenleri, bireysel doğaçlamaya dayalı özgürlükçü yapıyı koruyarak yeni tarzlar geliştirmeye devam etti.


Bebop ve Modern Cazın Doğuşu (1940’lar – 1950’ler)

Bebop, cazın en yenilikçi türlerinden biri olarak 1940’larda ortaya çıktı.

Charlie Parker, Dizzy Gillespie ve Thelonious Monk gibi müzisyenler, swing müziğin basitleştirilmiş yapısına karşı daha karmaşık melodiler, hızlı tempolar ve doğaçlama sololar geliştirdi.

Bebop, caz müzisyenlerini daha çok sanatsal bir ifade olarak ele almaya yöneltti ve ana akımdan ayrıştı.

1950’lerde Miles Davis ve John Coltrane gibi sanatçılar cool jazz, hard bop ve modal jazz gibi türlerle cazı yeniden şekillendirdi.


Caz Müziğin Çeşitlenmesi ve Yenilikçi Dönemi (1960’lar – 1980’ler)

1960’larda caz müzisyenleri, doğaçlamayı daha fazla öne çıkararak avangart caz (free jazz) gibi deneysel türlere yöneldi.

Ornette Coleman ve Sun Ra gibi isimler, klasik armonik kalıplardan tamamen uzaklaşarak özgür doğaçlamaya dayalı caz eserleri ortaya koydu.

1970’lerde fusion caz, rock ve funk müzikle birleşerek yeni bir akım yarattı.

Herbie Hancock, Weather Report ve Chick Corea gibi sanatçılar, cazın elektronik ve rock öğeleriyle birleşmesini sağladı.

Bu dönemde Latin caz da yükselişe geçti ve Santana, Tito Puente gibi isimler bu tarzı popüler hale getirdi.


Caz Müziğin Günümüzdeki Durumu (1990’lar – Günümüz)

1990’lardan itibaren caz, birçok farklı tarzı içinde barındıran geniş bir yelpazeye sahip olmaya devam etti.

Norah Jones, Diana Krall gibi sanatçılar, cazı pop ve folk ile birleştirerek yeni nesillere tanıttı.

Robert Glasper gibi müzisyenler hip-hop ve cazı birleştirerek modern bir sound oluşturdu.

Caz festivalleri (Montreux, North Sea Jazz, İstanbul Caz Festivali gibi) hâlâ dünya çapında büyük ilgi görüyor.

Spotify ve YouTube gibi dijital platformlar sayesinde caz müziğin klasik eserleri yeni nesiller tarafından keşfedilmeye devam ediyor.


Cazın Alt Türleri ve Temel Özellikleri

Caz müziğin en bilinen alt türleri şunlardır:

Dixieland → New Orleans cazının erken formu (Louis Armstrong, Jelly Roll Morton)

Swing → Büyük orkestralarla çalınan ritmik caz (Duke Ellington, Benny Goodman)

Bebop → Karmaşık melodiler ve hızlı tempolar (Charlie Parker, Dizzy Gillespie)

Cool Jazz → Daha yumuşak ve melodik caz türü (Miles Davis, Chet Baker)

Hard Bop → Gospel ve blues etkili caz (Art Blakey, Horace Silver)

Free Jazz → Avangart ve doğaçlama ağırlıklı tür (Ornette Coleman, Sun Ra)

Fusion Jazz → Rock ve elektronik unsurlarla harmanlanmış caz (Herbie Hancock, Weather Report)


Caz Müziğin Popüler Kültürdeki Yeri

Caz Müziği Temalı Filmler

“La La Land” (2016) – Modern bir caz hikayesi
“Whiplash” (2014) – Caz davulculuğu ve disiplin üzerine bir film
“Bird” (1988) – Charlie Parker’ın hayatı
“Round Midnight” (1986) – Paris’te bir caz müzisyeninin öyküsü

Caz Hakkında Kitaplar

“Kind of Blue: The Making of the Miles Davis Masterpiece” – Ashley Kahn
“Jazz” – Gary Giddins & Scott DeVeaux
“Straight Life” – Art Pepper’ın otobiyografisi
“Thelonious Monk: The Life and Times of an American Original” – Robin D.G. Kelley


Caz Müziğin Günümüzdeki Durumu

Caz, dünya genelinde hâlâ büyük festivallerle ve müzisyenlerle varlığını sürdürüyor.

Modern caz sanatçıları hip-hop, elektronik ve dünya müziği unsurlarını cazla birleştirerek yenilikçi eserler ortaya koyuyor.

Dijital platformlar sayesinde eski caz kayıtları yeniden popüler hale geliyor ve yeni nesiller tarafından keşfediliyor.

Caz kulüpleri ve canlı performans mekanları, bu türü yaşatmaya devam ediyor.


MODERN CAZIN ÖNE ÇIKAN YORUMCULARI

1. Kamasi Washington – Saksafoncu, besteci ve prodüktör.
Caz ile Afro-Amerikan kültürünü harmanlayan büyük orkestral yapıtlarıyla tanınıyor.

“The Epic” (2015) ve “Heaven and Earth” (2018) gibi albümleriyle çağdaş caz sahnesine yön verdi.

2. Esperanza Spalding – Basçı, vokalist ve besteci.
2011 yılında Grammy’de “En İyi Yeni Sanatçı” ödülünü kazanan ilk caz müzisyeni oldu.

Cazı Latin, soul ve R&B ile birleştiren benzersiz bir tarza sahip.

3. Robert Glasper – Piyanist ve prodüktör.
Cazı hip-hop ve R&B ile birleştirerek modern caz sahnesini şekillendirdi.

“Black Radio” albüm serisi, neo-soul ve hip-hop etkili cazın öncüsü oldu.

4. Gregory Porter – Bariton sesli caz vokalisti.
Geleneksel caz vokal tarzını modern anlatımlarla yeniden canlandırıyor.

“Liquid Spirit” (2013) ve “Take Me to the Alley” (2016) albümleri Grammy kazandı.

5. Brad Mehldau – Piyanist ve besteci.
Klasik müzik ve cazı bir araya getiren özgün piyano stiliyle tanınıyor.

 The Beatles, Radiohead gibi grupların şarkılarını caz doğaçlamalarıyla yorumlamasıyla dikkat çekti.


CAZI DENEYSEL VE YENİ NESİL SESLERLE BİRLEŞTİREN YORUMCULAR

1. Nubya Garcia – Londra caz sahnesinin önemli saksafoncusu.
Afrika, Karayip ve elektronik müzik unsurlarını cazla harmanlayan bir yaklaşım benimsiyor.

“Source” (2020) albümüyle büyük beğeni kazandı.

2. Makaya McCraven – Davulcu ve prodüktör.
Cazı beatmaking ve hip-hop prodüksiyon teknikleriyle birleştirerek “akışkan caz” anlayışını geliştirdi.

“Universal Beings” (2018) ve “In These Times” (2022) albümleriyle dikkat çekti.

3. Shabaka Hutchings (ve Sons of Kemet) – Saksafoncu ve besteci.
Afrobeat, reggae, hip-hop ve cazı birleştiren enerjik ve politik müzikler yapıyor.

“Your Queen Is a Reptile” (2018) albümüyle büyük yankı uyandırdı.

4. Tigran Hamasyan – Ermeni piyanist ve besteci.
Cazı Ermeni halk müziği, progresif rock ve metal ile birleştiren benzersiz bir tarzı var.

“Mockroot” (2015) albümü büyük ilgi gördü.

5. Thundercat – Bas gitarist, vokalist ve prodüktör.
Cazı funk, hip-hop ve R&B ile kaynaştıran en önemli müzisyenlerden biri.

Kendrick Lamar’ın “To Pimp a Butterfly” albümüne katkıda bulundu.

Son yıllarda caz, geleneksel köklerinden kopmadan hip-hop, elektronik müzik ve dünya müzikleriyle birleşerek geniş bir yelpazeye yayıldı.

Kamasi Washington, Esperanza Spalding ve Gregory Porter gibi isimler, geleneksel caz çizgisini yenilikçi yaklaşımlarla sürdürürken, Nubya Garcia, Shabaka Hutchings ve Makaya McCraven gibi sanatçılar, cazın geleceğini elektronik müzik, Afrobeat ve hip-hop ile yeniden şekillendiriyor.


GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİYLE CAZI HARMANLAYAN SANATÇILAR

1. Okay Temiz – Perküsyon ustası ve besteci.
Caz ile Anadolu ritimlerini, Hint, Afrika ve Latin müziğiyle harmanlayan en önemli isimlerden biri.

Don Cherry ile çalışarak uluslararası caz sahnesinde tanındı.

2. Erkan Oğur – Fretless gitarın (perdesiz gitar) mucidi ve önemli bir caz-folk sanatçısı.
Caz, blues ve Anadolu müziğini iç içe geçiren minimalist ve mistik bir yaklaşımı var.

“Bir Ömürlük Misafir” albümü caz ve halk müziği füzyonunun en güzel örneklerinden biri.

3. Burhan Öçal – Perküsyoncu ve multi-enstrümantalist.
Türk ritimleriyle Batı cazını birleştiren en önemli isimlerden biri.

The Trakya All Stars ve caz orkestrası projeleriyle dikkat çekti.

4. Tamer Temel – Saksafoncu ve besteci.
Caz armonileriyle Anadolu ezgilerini harmanlayan çağdaş cazın önemli temsilcilerinden biri.

“Serbest Düşüş” ve “Bir Kedi Kara” albümleri modern Türk caz sahnesinde dikkat çeken işler arasında.

5. Cenk Erdoğan – Perdesiz gitar ustası ve besteci.
Modern caz, Türk müziği ve film müziklerini birleştiren yenilikçi bir müzikal yaklaşımı var.

Caz festivallerinde ve uluslararası projelerde sıkça sahne alıyor.


ULUSLARARASI CAZ SAHNESİNDE ÖNE ÇIKAN TÜRK CAZ SANATÇILARI

1. Kerem Görsev – Piyanist, besteci ve aranjör.
Oscar Peterson ve Bill Evans tarzı klasik caz tınılarını benimseyerek Avrupa ve Amerika’da önemli caz konserleri verdi.

“Therapy” ve “To Bill Evans” albümleri ile modern caz sahnesinde prestijli bir yere sahip.

2. Elif Çağlar – Caz vokalisti ve besteci.
New York’ta eğitim aldı, Türkiye’de çağdaş caz vokalinin en önemli isimlerinden biri oldu.

“Misfit” albümüyle caz-funk ve soul öğelerini başarıyla harmanladı.

3. Şenay Lambaoğlu – Caz şarkıcısı ve besteci.
Türkçe caz sözleri yazan ve Türkçe caz albümleriyle öne çıkan nadir sanatçılardan biri.

“İçimde Aşk Var” ve “Rüyalarıma Gir” gibi albümleri büyük ilgi gördü.

4. Ece Göksu – Caz vokalisti ve piyanist.
Akustik caz ve geleneksel caz eserlerine getirdiği sofistike yorumlarla dikkat çekiyor.

Uluslararası sahnede de başarılı performanslar sergiliyor.

5. Selen Gülün – Piyanist, besteci ve vokalist.
Modern caz sahnesinde güçlü bir konuma sahip, özellikle kadın caz müzisyenleriyle yaptığı projelerle tanınıyor.

“Kadınlar Matinesi” albümüyle kadın müzisyenleri bir araya getirerek Türkiye’de cinsiyet temelli müzikal projelere öncülük etti.

Türk cazı, hem geleneksel müzik unsurlarını barındırarak hem de uluslararası caz sahnesinde kendine özgü bir yer edinerek güçlü bir gelişim gösteriyor.

Okay Temiz, Erkan Oğur, Burhan Öçal gibi isimler cazı Anadolu ritimleriyle buluştururken, Kerem Görsev, Elif Çağlar ve Şenay Lambaoğlu gibi sanatçılar ise batı caz geleneğine yenilikçi dokunuşlar getiriyor.

 Son yıllarda özellikle kadın caz müzisyenlerinin yükselişi dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor.


Caz Müziğin Türkiye’deki Gelişimi ve Ahmet Ertegün’ün Rolü

Türkiye’de Caz Müziğin İlk Dönemi (1920’ler – 1950’ler)

Caz müziği, Türkiye’ye ilk olarak 1920’lerin sonlarında Batı müziğine ilgi duyan elit kesim aracılığıyla geldi.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte modernleşme hareketleri müziğe de yansıdı ve Batı müziği tarzları Türkiye’de giderek popüler hale geldi.

1930’larda İstanbul ve Ankara’daki bazı otel ve gece kulüplerinde caz grupları sahne almaya başladı.

Bu dönemde caz müzik, özellikle İstanbul’da küçük bir entelektüel kesim tarafından ilgiyle takip edilse de, henüz geniş kitlelere ulaşamamıştı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, batı müziğini teşvik etmesiyle birlikte, caz müzik de popülerlik kazanmaya başladı.

1930’ların sonunda Türkiye’nin ilk caz orkestrası olarak kabul edilen “İstanbul Radyosu Caz Orkestrası” kuruldu.


Ahmet Ertegün ve Türk Cazına Etkisi

Ahmet Ertegün, caz müziğinin Türkiye’de ve dünyada tanınmasında büyük rol oynayan en önemli isimlerden biridir.

Babası Münir Ertegün’ün Washington Büyükelçisi olması sebebiyle ABD’de büyüyen Ahmet Ertegün, burada caz müziğiyle yakından ilgilendi.

1947’de Atlantic Records’u kurarak Ray Charles, Aretha Franklin, John Coltrane gibi isimleri dünya sahnesine taşıdı.

Ahmet Ertegün’ün caz ve blues müziğine olan tutkusu, Türkiye’de cazın gelişmesine de dolaylı olarak katkı sağladı.

Türk müzisyenlerin uluslararası alanda tanınmasını sağlamak için ABD-Türkiye arasındaki kültürel müzik alışverişini teşvik etti.

2006’da vefat eden Ertegün, müzik endüstrisinde cazın küresel anlamda gelişimine en büyük katkıyı yapan figürlerden biri olarak anılmaktadır.


Türkiye’de Caz Müziğin Gelişimi (1950’ler – 1980’ler)

1950’lerde Türkiye’de caz müzik daha fazla ilgi görmeye başladı.

Bu dönemde caz, özellikle büyük şehirlerdeki müzik kulüplerinde ve otellerde sahnelenmeye başlandı.

1950’lerin sonlarına doğru İlham Gencer, Erol Pekcan, Arif Mardin ve Ergüder Yoldaş gibi isimler caz müziği Türkiye’de daha geniş kitlelere tanıttılar.

Arif Mardin, Ahmet Ertegün’ün desteğiyle Atlantic Records’ta çalışarak uluslararası bir başarı elde etti.

1970’lere gelindiğinde, Türkiye’de caz festivalleri düzenlenmeye başladı ve caz kulüpleri çoğaldı.

Sevinç Tevs ve Okay Temiz gibi isimler cazın farklı stillerini icra ederek caz müziğin Türkiye’deki gelişimine katkı sundular.

Okay Temiz, dünya müziği ve cazı birleştirerek farklı projelerde yer aldı ve uluslararası festivallerde sahne aldı.


Türkiye’de Caz Müziğin Yükselişi ve Caz Festivalleri (1980’ler – 2000’ler)

1980’lerle birlikte Türkiye’de caz müziği daha profesyonel bir yapıya büründü.

Bu dönemde TRT ve özel radyoların desteğiyle caz müziği daha fazla dinleyiciye ulaştı.

1984 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından ilk İstanbul Caz Festivali düzenlendi.

Bu festival, dünya çapında önemli caz sanatçılarının Türkiye’de sahne almasını sağladı.

Caz festivallerinin artmasıyla birlikte, Türkiye’de caz müziği akademik düzeyde de incelenmeye başlandı ve müzik okullarında caz eğitimi yaygınlaştı.

Kerem Görsev, Aydın Esen, Önder Focan, Tuna Ötenel gibi isimler, modern Türk cazının en önemli temsilcileri arasında yer aldı.

1990’larda ve 2000’lerde caz müziği, Türkiye’deki müzik festivallerinde ana akım popüler müzik türleriyle birlikte yer almaya başladı.

Bu dönemde Nardis Caz Kulübü gibi mekanlar, caz müziğin Türkiye’deki gelişimine katkı sağlamaya devam etti.


Tülay German ve Türk Cazına Katkıları

Tülay German, Türkiye’de caz müziğin öncülerinden biri olarak kabul edilen ve aynı zamanda Anadolu pop müziğinin gelişimine önemli katkılar sunan bir sanatçıdır.

1950’lerin sonlarından itibaren İstanbul’un caz sahnesinde adını duyuran German, 1960’larda Avrupa’da da tanınan bir sanatçı hâline gelmiştir.

Caz müziğiyle başladığı kariyerinde zamanla halk müziği motiflerini de kullanarak, kendine özgü bir tarz oluşturmuştur.

Özellikle Fransa’da yaptığı kayıtlarla, Türkiye’den çıkan en önemli caz ve dünya müziği sanatçılarından biri olmuştur.

Jean-Christophe Averty’nin yönettiği “Paris-Prague” programında Jacques Brel, Charles Aznavour ve Gilbert Bécaud gibi sanatçılarla birlikte sahne alarak uluslararası bir başarı yakalamıştır.

1964’te Fransa’da kaydettiği “Burçak Tarlası” adlı parça, sadece bir halk şarkısı olarak değil, aynı zamanda dünya müziği ve etnik caz bağlamında bir devrim olarak kabul edilmiştir.

Anadolu ezgilerini caz ve batı müziğiyle sentezleyen ilk sanatçılardan biri olan Tülay German, Türkiye’deki caz müziğinin çok yönlü gelişimine öncülük eden isimlerden biri olarak anılmaktadır.

1970’lerde Paris’e yerleşen ve burada müzik kariyerine devam eden German, sadece caz değil, aynı zamanda protest müzik anlayışıyla da tanınmıştır.

Türk müziğinin dünya sahnesinde duyulmasını sağlayan sanatçılardan biri olarak, caz ve halk müziğinin birleşiminde öncü bir rol oynamıştır.

Tülay German’ın mirası, hem Türk caz müziğinin gelişiminde hem de Türk halk müziğinin Batı’da tanıtılmasında büyük bir etkiye sahiptir.

 Onun adı, Türk caz tarihinin en önemli kadın figürlerinden biri olarak anılmaya devam etmektedir.


Türkiye’de Caz Müziğin Günümüzdeki Durumu (2000’ler – Günümüz)

2000’lerden itibaren Türkiye’de caz müziği, daha çeşitli müzikal etkilerle gelişmeye devam etti.

Anadolu ezgileriyle cazı sentezleyen müzisyenler, Türkiye’nin müzikal çeşitliliğini caz müziğe yansıttılar.

Tuluğ Tırpan, Okay Temiz, Ceylan Ertem, Çağrı Sertel gibi sanatçılar, Türkiye’de caz müziğin gelişimine önemli katkılar sundular.

İstanbul Caz Festivali, Akbank Caz Festivali, Ankara Caz Festivali gibi organizasyonlar, uluslararası caz müzisyenlerini Türkiye’ye getirmeye devam ediyor.

Spotify, YouTube ve Apple Music gibi dijital platformlar sayesinde caz müziğe erişim daha da kolaylaştı ve yeni nesil caz dinleyicileri oluşmaya başladı.

Caz müziği, hâlâ daha küçük ama sadık bir dinleyici kitlesine sahip.

Caz festivalleri, genç müzisyenlerin bu müziği keşfetmesini sağlıyor.

Türk caz müzisyenleri, yurt dışında önemli organizasyonlara katılmaya devam ediyor.

Caz, ana akım popüler müzik kadar geniş kitlelere hitap etmese de, kültürel ve sanatsal açıdan büyük bir önem taşıyor.


Tüm Zamanların En İyi 10 Caz Albümü

Bu liste, caz müziğini şekillendiren ve caz dünyasında çığır açan albümlerden oluşmaktadır. Eğer caz müziğine giriş yapmak veya derinleşmek istiyorsanız, bu albümler olmazsa olmazlardandır!

1. “Kind of Blue” – Miles Davis (1959)

Tüm zamanların en çok satan caz albümü olarak kabul edilir.
Davis’in yenilikçi modal caz anlayışını dünyaya tanıttığı bu albüm, cazın altın çağını temsil eder.
“So What”, “Blue in Green” gibi parçalarla caz tarihine geçti.

2. “A Love Supreme” – John Coltrane (1965)

Cazın en spiritüel ve derin albümlerinden biri.
Coltrane’in manevi uyanışını ve meditasyonunu müziğe döktüğü bir başyapıt.
Saksofonun ruhani bir enstrümana dönüştüğü albüm.

3. “Time Out” – Dave Brubeck Quartet (1959)

Modern cazın ritmik yapısını değiştiren albümlerden biri.
“Take Five” adlı parçası, en çok bilinen caz melodilerinden biri hâline geldi.
Farklı ölçü kullanımlarıyla devrim yaratmıştır.

4. “Blue Train” – John Coltrane (1957)

Hard bop ve bebop’un en önemli eserlerinden biri.
“Blue Train” ve “Moment’s Notice” gibi efsanevi parçalar içerir.
Coltrane’in sololarındaki lirik anlatım, caz müziğinde çığır açmıştır.

5. “Mingus Ah Um” – Charles Mingus (1959)

Cazın en yaratıcı basçılarından Charles Mingus’un kült albümü.
“Goodbye Pork Pie Hat” gibi unutulmaz besteler içerir.
Sosyal eleştiri ve politik göndermelerle dolu bir caz manifestosu.

6. “Ellington at Newport” – Duke Ellington (1956)

Big band cazın en görkemli canlı performans albümlerinden biri.
Newport Caz Festivali’nde kaydedilen bu albüm, Ellington’ın kariyerinde yeni bir dönemi başlattı.
Olağanüstü sololar ve büyük orkestra düzenlemeleriyle efsaneleşti.

7. “Getz/Gilberto” – Stan Getz & João Gilberto (1964)

Caz ve bossa nova’nın kusursuz birleşimi.
“The Girl from Ipanema” gibi bossa nova klasiği hâline gelen parçalar içeriyor.
Cazı Latin ritimleriyle buluşturan albümlerden biri olarak caz tarihinde önemli bir yer tutuyor.

8. “The Köln Concert” – Keith Jarrett (1975)

Tamamen doğaçlama piyano performansıyla caz tarihine geçen bir albüm.
Keith Jarrett’ın tek başına çaldığı, akışkan ve lirik doğaçlamalar içeren efsanevi konser kaydı.
Klasik müzik ile cazın iç içe geçtiği bir başyapıt.

9. “Speak No Evil” – Wayne Shorter (1964)

Modern cazın en özgün albümlerinden biri.
Wayne Shorter’ın özgün besteleri ve saksofon üslubu bu albümde ön planda.
Post-bop akımının en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.

10. “Head Hunters” – Herbie Hancock (1973)

Funk ve caz füzyonunun en önemli albümlerinden biri.
Elektrik piyano ve synthesizer’ların caz müziğinde kullanımı açısından çığır açtı.
“Chameleon” parçası ile caz-funk’ın mihenk taşlarından biri oldu.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com