ÇALMA HASTALIĞI – KLEPTOMANİ

ÇOK az toplumda hırsızlık önemsenmiş ve en maharetli hırsızlar yüceltilmiştir. Ayrıca haydutlar arasında ve çocuk çetelerinde en çok hırsızlık yapanların statüsü yükselir. Bunlar dışında hırsızlık, adi bir suç sayılmış ve suçu ispatlanan hırsızlar cezalandırılmıştır. kimi insan hırsızlığı bir meslek haline getirir ve yakalanma riskine karşın geçimini hırsızlıkla yapmaya çalışır. Kimi de çok zor durumda kalmadıkça hırsızlığa tenezzül etmez. Çok çeşitli hırsızlık türü ve yöntemi bulunmaktadır. Burada sadece hastalık olarak kabul edilen kleptomani üzerinde durulacaktır.

Kleptomani, kişiyi hırsızlığa sürükleyen çok güçlü bir dürtü olarak ortaya çıkar. Kişi, bu dürtüye karşı koyamaz ve hırsızlık eylemini gerçekleştirir. Genelde ihtiyacı olmayan nesneleri çalar; çünkü kleptomani hastasının ekonomik koşulları çok iyi olabilir ve ihtiyacı olan her şeyi ekonomik olanaklarıyla elde edebilir. Ancak, içindeki nedensiz dürtüler, onu hırsızlığa sürükler. Çaldığı nesnelerin birçoğunun maddi değeri de pek azdır. Örneğin, çiklet, çikolata, oyuncak vb. şeylerdir. Maddi değeri yüksek olan nesneleri de çalabilir. Çoğu zaman bu nesneleri kendisi için kullanmaz; ya başkasına verir, ya çöpe atar, ya da başka bir zaman geri götürüp fark ettirmeden yerine bırakır. Kimi de çaldıklarını kullanmadan bir köşede biriktirir.

Hasta, yakalanabilme ihtimalinin olabileceğini ve yakalanırsa ele güne karşı rezil olabileceğini de hesaba katar; ama bir şeyler çalmadan duramıyor. Genelde yakalanma riskinin en az olduğu durumlarda çalma dürtüsünü tatmin yoluna gider. Yakalandığında ise, eşi, çocukları veya anne babası tarafından hayretle karşılanabilir; çünkü maddi anlamda ihtiyacı yoktur veya çaldığı şey herhangi bir değere sahip olmayabilir.

Kişi, çalma eyleminden önce şiddetli bir gerginlik yaşar ve herhangi bir şey çalamazsa kendini huzursuz hisseder. Bir yolunu bulup bir şeyler çaldıktan sonra gerginlikten kurtulur ve rahatlar. Genellikle yakalanma riskinin devam ettiği süre içinde kişi haz alarak doyuma ulaşır. Risk ortadan kalktıktan sonra belli bir süre çalma dürtüsü görülmez.

Çoğu hasta alışveriş yaparken fark ettirmeden bir şeyleri aşırır. Önceden çalacağı şeylerin listesini yapmaz ve zihninde bir plan oluşturmaz. Yaptığı hırsızlığı en yakın arkadaşına bile söylemekten çekinir ve bütün eylemlerini yalnız yapar. Hırsızlık yapacağı yerin kendisi için bir önemi yoktur. İşyeri sahibinin tanıdık olup olmaması önemli değildir, onun için önemli olan bu dürtüsünü sorunsuz tatmine ulaştırabilmesidir. Önceden ciddi bir plan yapılmadığı için büyük soygunlar görülmez. Çünkü büyük çaplı hırsızlıklar, organizeli yapılır ve birden çok kişinin katılımıyla gerçekleşir. Kleptomoniler daha çok mağazalarda çalma dürtülerini doyuma ulaştırırlar. Zaten mağaza hırsızlarının 5 ila 10 biri kleptomani hastasıdır.

Kişi yaptığı işin yanlış ve utanç verici olduğunun farkındadır. Her hırsızlıktan sonra pişmanlık duyar ve çoğu zaman bir daha yapmayacağına dair kendine söz verir; çünkü yoğun suçluluk duyguları içindedir. Ancak çalma dürtüsü ortaya çıktığında yerinde duramaz ve bir daha hırsızlık yapmayacağına dair kendine verdiği sözü tutamaz.

Hastalık her yaşta ve her iki cinste görülebilir. Belli aralıklarla tekrar edebilir. Tedavi pek istenilen sonucu vermeyebilir. Nedeni konusunda da kesin veriler bulunmamaktadır. Diğer dürtü kontrol bozukluklarına göre daha sık görülen bir hastalık olsa bile görülme oranı binde 6 civarındadır. Her yaşta görülebilir ancak genellikle 30-40’lı yaşlardan sonra görülür.

Bu dürtü kontrol bozukluğu birçok yönden obsesif kompulsif bozukluğuyla aynı nitelikleri taşır. Bu nedenle birbirine yakın hastalıklar olarak bilinirler. Kleptomoni ile takıntı hastalarının seratonin hormonunda benzer bir bozukluk görülmüştür. Takıntı hastalarına önerilen ilaçların, kleptomaniler içinde yarar sağladığı belirtilmektedir.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com