AUGUSTUS

Augustus, Roma’nın ilk imparatoru (İ.Ö. 63- İ.S. 14), Roma’ya birlik ve düzen getirdi. Avrupa tarihinde başka hiçbir imparatorluk onun imparatorluğu kadar uzun süre ayakta kalamadı. Onun hükümdarlığı iki çağ arasında köprü kurdu; rakipsiz bir barış, refah ve kültür çağı oldu – Augustus Çağı.

Asıl adı Gaius Octavius olan Augustus, amcası Julius Caesar’ın bir suikasta kurban gittiğini öğrendiğinde yirmi yaşında tanınmamış bir asker, bilgin ve rahipti. Bu kötü haberden daha rahatsızlık verici olan haber ise Ceaser’ın onu varisi tayin etmesiydi. Augustus’un yerini sağlamlaştırması on yedi yılını alacak savaş ve entrikalara mal olacaktı.

Augustus, amcası ve manevi babası olan Caesar’ın adından istifade ederek kendisine destek sağlamak için ismini Julius Caesar Octavianus olarak değiştirdi. Ardından Konsül oldu ve başlarda savaştığı, Caesar’ın hırslı meslektaşı Mark Antony ve müttefiki General Marcus Lepidus ile sonradan ittifak kurdu. Bu üç adamdan oluşan askeri cunta, ikinci ‘Üçlü Hükümdarlık’ dönemini bir vahşetle başlattılar: bir yasağa karşı gelen, aralarında 200 senatörün ve hatip Cicero’nun da bulunduğu binlerce kişi öldürdü. Bu bozulması muhtemel bir barış dönemiydi. Octavian, Pompey’in sağ kalan oğlu Sextus’un ayaklanmasını bastırdıktan sonra, Lepidus’u sürgüne gönderdi. Mısır’ın kraliçesi Cleopatra ile evlendikten sonra başa gelen Mark Antony doğuda her zaman en ciddi tehlikeyi oluşturmaktaydı. Octavian, İ.Ö. 31’de Actium deniz savaşında Mark Antony ve Cleopatra’nın birleşik askeri güçlerini yenerek doğuyu egemenliği altına aldı ve böylece hükümdarlığını sağlamlaştırdı.

Senato İ.Ö. 27’de Octavian’a ‘Caesar Augustus’ ismini verdi. Böylece daha çok güç ve itibar kazanan Augustus, önündeki 41 yılı Roma ve geniş topraklarının fiilen karşı gelinemeyen hükümdarı olarak geçirdi. Ancak bir monarşinin belirtilerini yansıtmamakta kararlıydı; bu yüzden diktatör gücünü çeşitli anayasal düzeltmelerle zekice gizleyerek Senato ve prokonsüllerle (eyalet valileri) ilgili düzenlemeler yaptı. Ancak Stalin’in Rusyası’nda manasız kaçmayacak bir şekilde dili kötüye kullanarak kendisini ‘ilk yurttaş’ olarak nitelendirdi.

Augustus’un çok karmaşık bir karakteri vardı: kendi çocuklarına bile başından beri acımasız ve haşindi. Bir keresinde düşmanlarından biri onun için ‘duygusuz ve pişkin yıldırmacı’ demiştir. Ancak bunlara karşın, aynı zamanda yüce gönüllü, hoşgörülü, anlayışlı, kendisiyle rahatça konuşulabilen, namuslu ve çalışkan bir insandı. Son bir analiz olarak, hünerini konuşturarak manüpüle etmesini bilen bir politikacı ve propaganda ustası olduğu söylenebilir.

Usta bir mimar olan Augustus’un zamanında Roma, adeta başka bir kimliğe büründü. Kendisi de kiremitten bir Roma bulup, mermer bir Roma bıraktığını söylemiştir. Augustus ayrıca geride etkileyici bir yol ağı bıraktı. Sanatçıları korur ve desteklerdi; şair Ovid, Horace ve Virgil ile tarih bilgini Livy’nin dostuydu.

Stratejik bir şekilde imparatorluğun merkezini batıya kaydırdı. Yolları, garnizonları ve askerlerini hükümdarlığından büyük yararlar sağlayan eyaletlerin sınırlarına taşıdı. Bunun sonucunda Pax Romana – Roma Barışı adı verilen dönem başladı. Bu dönem ılımlı ilişkilere ve gelişen ticarete dayanıyor; profesyonel ordu tarafından alttan destekleniyordu. Pax Romana, kayda geçen tarih boyunca Batı Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika kıyılarında birlik, barış ve refahın yaşandığı en uzun dönemdi.

Ülkede Roma yaşamının her yönünü yeniden düzenledi. Bütün idari mekanizmayı elden geçirdi; üzerinde söz sahibi olduğu daha devamlı bir idari teşkilat kurdu. Yeni kanunlar çıkardı; hatta evliliğe yönelik daha katı kanunlarla genel ahlakı iyileştirmeye kalkıştı ve müsrifliği yasakladı. Augustus üç kez evlendi; üçüncü karısı Livia Drusilla’ydı. Varisi olarak seçtiği kişilerin art arda ölümleri son yıllarına gölge düşürdü. Ölümünün ardından yerine üvey oğlu Tiberius –Livia’nın öz oğlu – geçti.

 

KRONOLOJİ

İ.Ö. 63                         23 Eylülde Roma’da doğdu

İ.Ö. 47                         Papalık Okulunda yetiştirildi

İ.Ö. 44                         Ceasar’ın varisi tayin edildi

İ.Ö. 43                         İkinci ‘Üçlü hükümdarlık’ dönemi

İ.Ö. 31                         Actium Deniz Savaşı

İ.Ö. 27                         Senato kendisine Caesar Augustus ismini verdi.

İ.S. 14                         19 Ağustosta Nola, İtalya’da vefat etti

 

‘OLAĞANÜSTÜ YAKIŞIKLI’

  • Augustus’un görünüşü heykeltıraşlar, madeni para ve madalyon yapanlar için bir doğa vergisiydi. Augustus’un yaşam öyküsünü yazan Suetonius, onun için ‘olağanüstü yakışıklı…hafif dalgalı ve rengi altın sarısına çalan saçlar’ der. ‘Parıl parıl ışıldayan gözlerinde ilahi bir güç olduğunun düşünülmesini isterdi.’
  • Augustus birçok eser yazdı ancak hepsi kayıptır. Eserleri arasında Brutus’u hedef alan bir risale, felsefe üzerine bilimsel incelemesi ve hayatının önceki evrelerini anlatan yazılar ve şiirleri vardır.
  • Mimari eserlerinden bazıları bugün bile Roma’da görülebilir – Marcellus Tiyatrosu, Mars Tapınağı’yla birlikte kendi mozolesinin de içinde bulunduğu, sütunlarla çevrili Augustus Forum’u.
WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com