ASHOKA

Ashoka, (İ.Ö. 300-232) Hindistan’ın ilk büyük hükümdarı. Şiddetten vazgeçerek Budizm’i benimseyen Ashoka, imparatorluğunu insan hayatının kutsallığına duyduğu tereddütsüz saygıyla yönetti. Halkını tümüyle yeni bir toplumsal felsefeyle tanıştırdı.

Ashoka, kuzeydeki başkent Pataliputra’dan – bugünkü modern Patna – başlayarak Hindistan’ın büyük bir kısmını egemenliği altına alan Maurya Hanedanlığının üçüncü kralıydı. Günümüzde Hindistan’ın Orissa şehri olan Kalingas’ın doğu kıyısındaki krallığı fethetmek üzere yola çıktığı savaşa kadar geçen yıllarda kendi isteklerine düşkün savurgan bir hayat sürdü. Tuttuğu kayıtlara göre, 100 000 insanın katledildiği savaşın dehşeti onu öyle sarstı ki şiddetten vazgeçerek Budist bir keşiş olmaya karar verdi. Gelecek otuz yıl boyunca, hem keşiş hem de kral olarak, müşfik bir şekilde imparatorluğunu barış ve refah içinde yönetti.

Ashoka ile ilgili tüm bildiklerimizi teori ve pratikte temellendirdiği yeni toplumsal felsefesini anlatan bir dizi fermandan öğreniriz. Bu fermanlar, Hindistan halkı için Prakritçede, imparatorluğunun kuzey batısındaki halkı için ise Yunanca ve Aramca dillerinde kayalara ve sütunlara yazılmışlardır.

Bhibaneswar yakınlarındaki Dhauli taşında, kralın Kalingaslara karşı giriştiği savaşta yapılan katliamdan ‘çok derin üzüntü ve pişmanlık’ duyduğu yazılıdır. Ashoka’nın, Budizm öğretilerini tamamen kabul etmesi bu fermanları desteklemiştir. Budist dharma, kendini tanrıya adamayı, dürüst bir yaşamı ve erdemli olmayı gerektirir (Evrensel İlke). Kral, bu felsefeyi ‘dharma tarafından fethedilme’ olarak niteleyerek daha da ileriye taşımıştır. Kendini tanrıya adamanın yolu ana babaya itaatten; arkadaşlara, tanıdıklara, akrabalara, Brahminlere (Hindu rahiplere) ve zahitlere karşı cömertlikten; yaşamın kutsallığına saygıdan; şiddet, israf ve küfürden kaçınmaktan geçer.

Ashoka, balık tutmak da dahil olmak üzere hayvanların yok yere katledilmesini yasakladı. Dharmanın yerine getirilip getirilmediğinden emin olmak için bakanlar atadı ve felsefesini yaymaları için yurtdışına, Suriye ve Mısır kadar uzak yerlere misyonerler gönderdi.

Eyalet yöneticilerine sunduğu tasarıda Ashoka şunlara değinir: ‘Yine de başarıyı imkansız kılan bazı eğilimler mevcut: kıskançlık, azimli olamama, haşin olma, sabırsızlık, aylak ve tembel olma isteği. Bu yüzden içinizde böyle eğilimlerden kaçınma isteği duymalısınız.’

Ashoka, kendine de benzer sınırlamalar getirmiştir: ‘Dolayısıyla günün her saatinde ve bulunduğum her yerde – ister akşam yemeğinde, ister bir hanımlayken, ister yatak odamda, ister tuvalette, ister yolda, isterse sarayın bahçesinde olayım- görevlendirdiğim adamlarımın beni sürekli halkın dertlerinden haberdar etmelerini sağlarım. Nerde olursam olayım insanlarımın sorunlarını çözmeye hazırım ve kamu yararı için çalışmak zorundayım.’

Bütün bunlar sadece Tanrı’ya saygı için girişilmiş bir propagandaya hizmet etmek için değildi. Fermanlar, açık sözlülüğü ve samimiyeti güçlendiren bir halka gibiydi ve Ashoka kendi de öğütlediği her şeyi uyguluyordu. Öğretisini imparatorluk topraklarındaki her yere yaymak için sık sık seferlere çıktı. Tebaasının refahını gözetecek çok şey yaptı: geniş bir yol şebekesi kurdu; yol kenarları gölgelik olsun diye banyan ağaçları dikti; yolda insanlar dinlenebilsin diye dinlenme yerleri inşa etti; şifalı bitkiler yetiştirdi ve hem hasta insanlar, hem kendi tebaası, hem de hayvanlar için hastaneler tesis etti.

Ashoka, bilhassa kadınların ihtiyaçlarının ve kırsal kesimde yaşayan fakir halkın kötü durumunun farkındaydı. Din hürriyeti prensibini destekliyordu; emir vermekten ziyade ikna kabiliyetiyle daha çok şey başardığını söylerdi. Onun ardından çok az lider, belki de kimse halkını böylesine hoşgörüyle yönetmedi.

Ashoka öldükten sonra, onun kendini tanrıya adama kuralı fazla uzun sürmese de, Ashoka’nın Hindistan’a benzeri görülmemiş barış ve refah dönemi yaşattığı, Budizm ve öğretilerinin tüm dünyaya yayılmasını sağladığı bir gerçektir.

 

KRONOLOJİ

İ.Ö. 300                      Doğduğu yıl

İ.Ö. 273                      Tahta çıktı

İ.Ö. 269                      Kral tacını giydi

İ.Ö. 264                      Kalingas Krallığına savaş açtı

İ.Ö. 260                      Budist bir keşiş oldu

İ.Ö. 232                      Ölüm yılı

 

Ashoka’nın fermanları dini bir propaganda olmaktan çok uzaktı; fermanlar içtenliğin güçlendirilmesine hizmet eden bir halka gibiydi.

 

FERMANLAR

  • Büyük Kaya Fermanları ve Sütun Fermanları Ashoka’nın bütün Budist öğretilerinin en kapsamlılarıydı; dini ve ideolojik hoşgörünün, şiddetten kaçınmanın, adaletin ve ilişkilerdeki uyumun önemini vurguluyorlardı.
  • Küçük Kaya Fermanları Ashoka’nın Budizm’e bağlılığını anlatıyordu.
  • Ashoka’nın tam ismi Ashokavardhana’ydı. Kitabelerin çoğunda kendisinden Kral Priyadarsin olarak bahsedilirdi.
  • Sarnath’ta bulunan Ashoka sütununun başındaki aslanlar bugün Hindistan’ın ulusal amblemidir.
WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com