Animizm ya da Canlandırmacılık (Latince: Anima, ruh, hayvan hayatının ilkesinden, Fransızca: Animisme), doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş.
Bu kavram, tüm canlı varlıklar arasında içsel bir bağlantı olduğunu ileri sürerek, dünyanın insan bedenine çok benzer bir ruh tarafından canlandırıldığını iddia eder.
Kökleri Antik Yunan ve Roma felsefesine dayanan bu fikir, dünya ruhunun kozmosa yaşam ve zeka aşıladığını savunur. Bu kavram, Stoacılık , Gnostisizm , Neoplatonizm ve Hermetizm dahil olmak üzere çeşitli düşünce sistemlerinde etkili olmuş ve tarih boyunca metafizik ve kozmolojik çerçeveleri şekillendirmiştir.
Anima Mundi terimi Okült terminolojinin bir terimi olup, Dünya gezegeninin tümüyle bir canlı varlık olduğu kavramını dile getirmek üzere “Dünya canı” anlamında kullanılır. Zaten Latince’deki iki sözcükten oluşturulmuş terim de sözcük anlamıyla bu anlama gelir. Simyacı Basilius Valentinus’un “Dünya ölü bir vücuttan ibaret değildir” sözüyle belirttiği Anima Mundi kavramı Okültistlerin ardından Teozoflar’ca da kabul görmüştür. Bu kavramı kabul eden görüşe göre, insan bedeninde olduğu gibi, Anima mundi’nin bedeninde de sinir sistemi, dolaşım sistemleri, solunum sistemi ve çakralar mevcuttur. Anima Mundi’nin, insan varlığında olduğu gibi, ruh, süptil beden ve maddi beden olarak, üçlü bir yapıya sahip olduğu kabul edilir.
ANİMA MUNDİ: Susanna Tamaro’nun bir romanı..