ALKOL BAĞIMLILIĞI

ALKOL, eski çağlardan beri bilinen ve kullanılan bir maddedir; keyif vermek, sakinleşmek, rahatlamak, sıkıntılardan kaçmak için kullanılan alkol, ilaç işlevi de görmüştür. Bireyin duygulanım ve zihinsel yapısı üzerinde farklı derecelerde etki oluşturan alkol, bağımlılık yapan bir nitelik taşır. İnsanlar, alkolü çok değişik biçimlerde kullanırlar. Sosyal içici olarak bilinen kişilerde, alkol kişinin sağlığını ve sosyal yaşamını ciddi anlamda aksatan bir boyuta ulaşmaz ve kesildiğinde yoksunluk belirtileri oluşturmaz. Ancak sosyal içicilik ciddi bir risk taşır ve bağımlılığa giden alt yapıyı hazırlar; çünkü kullanımda kontrol kaybedilirse bağımlılık kaçınılmaz olur.  Nitekim bağımlılar, önce sadece birer sosyal içicidirler.

Sosyal içicilik hastalık değildir, ama alkol miktarı her geçen gün artarsa, giderek bağımlılık oluşur. Sonra kişi bırakmak istediğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkar ve bırakamaz; çünkü bağımlılık oluşmuştur, yani artık tedaviyi gerektiren bir hastadır.

Alkolün kötüye kullanımı giderek artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Toplum sağlığı açısından giderek ciddi bir sorun haline gelmekte ve kullanım yaşı her geçen gün aşağılara çekilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu sorun daha büyük boyutlara ulaşmış ve yaygınlık oranları sosyal içicilikte yüzde 90’lara, bağımlılıkta ise yüzde 20’lere dayanmıştır. Ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda alkolizm yer almaktadır. Bağımlılığın en çok görüldüğü yaş aralığı 20 ila 40’dır. Bağımlılık, erkeklerde daha fazla görülmekte; ancak sosyal ve ekonomik gelişmeye paralel olarak kadınlarda da artmaktadır. Ülkemizde alkol kullanımı ile ilgili yeterli istatistikî bilgiler bulunmamaktadır; ancak alkol bağımlılığının kadınlara oranla erkeklerde kat kat fazla olduğu kesindir.

Alkol bağımlılığına yol açan etkenler tam olarak aydınlatılmamış, ancak çok sayıda faktöre bağlı olarak ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Bireyin kişilik ve biyolojik yapısının yatkınlığı, kalıtsal özellikleri, kendini kontrol edebilme yeteneği, sosyal çevresi, iş koşulları, ruhsal ve bedenseller sorunları, eğitim düzeyi vb etkenler bağımlı olmasını ve bağımlılık düzeyini belirler. Alkolizmin nedenleri erkeklerde ve kadınlarda farklılaşabilmektedir.

Alkol tutsağına girmiş kişi, istese de kendini kurtarmamaktadır. Aile ilişkileri, iş yaşamı ve sağlığı bozulduğu halde alkolden vazgeçememektedir. Alkol uğruna işini, ailesini ve sağlığını yitiren insanlar vardır. Alkol bağımlılığı, birçok ruhsal bozukluğu da beraberinde getirir.

Alkol kullanımı sonucu oluşan zararlardan bir kaçı şöyle sıralanabilir:

  • Fiziksel sağlık sorunları,
  • Sosyal ilişiklerde bozulma,
  • İş performansında düşüş,
  • İşsiz kalma,
  • Okul başarısızlığı,
  • Trafik kazaları,
  • Aile içi ilişkilerin bozulması
  • Ruhsal bozukluklar
  • İntihar ve suça yönelme
  • Yangına sebebiyet verme, çarpma, düşme gibi bireysel kazalar

Alkol insan bedenine büyük zarar vermektedir. Alınan alkol doğrudan kana karışır; ancak kandan atılması bu kadar hızlı ve kolay olmamaktadır. Kana karışan alkol, başta beyin hücreleri olmak üzere vücuttaki bütün hücrelere etki eder. Karaciğerde aşırı hidjoren oluşturduğunda karaciğerin fonksiyonlarını bozar. Böbreklere ve beyin hücrelerine büyük zararlar verir. Ayrıca mide, bağırsak ve pankreasta ağır hasarlara yol açar. Çeşitli kanserlere, kısırlığa ve beslenme bozukluklarına neden olur. Karaciğerde hücrelerin beslenmesini sağlayan bir maddeye dönüşür ve kişi günlerce bir şey yemezse bile normal yaşamını sürdürür ve fazla bir açlık hissetmez. Bu da düzensiz bir beslenme alışkanlığına yol açar. Kötü beslemeye bağlı olarak birçok sağlık sorunu ortaya çıkar. Hamilelikte kullanıldığında bebeğe onarılamaz zararlar verir.

Alkol bağımlılığının standart bir tanımı yoktur. Dünya sağlık örgütü şöyle bir tanım yapmaktadır: “Alkolik, alışılmışın dışında alkol içen, bunun sonucunda bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığı bozulan, buna rağmen alkol alma isteğini önleyemeyen, tedaviyi gerektiren kişidir.

Alkolizm teşhisi genellikle dikkatli bir bilgi toplama ile konabilir. Ewing şu soruları sormayı önermektedir (Saygılı, 2003):

  1. Hiç içmekten vazgeçme ihtiyacı duydunuz mu?
  2. Hiç içmenizin eleştirilmesinden rahatsızlık duydunuz mu?
  3. İçki içtiğiniz için suçluluk duydunuz mu?
  4. Hiç sabahları mahmurluğunuzu çözmek için bir şey kullandınız mı?

Bu dört sorudan herhangi birine evet cevabı alınması alkolizm ihtimalini düşündürür. İngiliz Royal Collage Hastanesi, günde 1.75 litre bira içen erkeklerle, 1.5 litre bira içen kadınların alkolik olduğunu ileri sürmektedir.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com