ALGORİTMA – Görünmeyen Aklın Görünür Hesapları

Algoritma görmez, ama yönlendirir. Kimi izleyeceğimizi, neye inanacağımızı, kimi seveceğimizi o belirler.


Algoritma Nedir?

Algoritma, belirli bir problemi çözmek ya da bir işlemi gerçekleştirmek için takip edilen adım adım işlemler dizisidir. Matematik, bilgisayar bilimi, mühendislik ve gündelik yaşamda karar alma süreçlerinde kullanılan algoritmalar, özellikle dijital çağda sosyal medya, arama motorları, alışveriş siteleri ve yapay zekâ sistemlerinin temelini oluşturur.

Bugün algoritma yalnızca teknik bir terim değil; insanların bilgiyle, zamanla, birbirleriyle ve hatta kendileriyle olan ilişkisini şekillendiren bir sistemsel güçtür. Yani artık bir kod parçası değil, kültürel ve politik bir varlıktır.


Dünden Bugüne Algoritma

Algoritma kavramı, adını 9. yüzyılda yaşamış Müslüman matematikçi El-Harezmi‘den alır. Onun Latince’ye çevrilen çalışmaları, Avrupa’da bu terimin yerleşmesine yol açar. İlk başta yalnızca aritmetik işlemleri ifade eden algoritma, zamanla modern bilgisayarların çalışma mantığını tanımlayan bir temel kavrama dönüşür.

20. yüzyılın ortalarında Alan Turing, algoritmalarla çalışan makinelerin teorik altyapısını kurdu. Ardından dijital devrimle birlikte algoritmalar sadece hesaplama değil, öğrenme, filtreleme, sıralama ve tavsiye işlevleriyle hayatın her alanına nüfuz etti.

Bugün, Facebook haber akışımızdan Netflix’in önerilerine, Google sonuçlarından Tinder eşleşmelerine kadar pek çok kararı “bizim adımıza” algoritmalar verir. Bu sistemler görünmezdir ama yönlendiricidir; teknik görünür ama değer yüklüdür.


1. Algoritmalar tarafsız mı?
Hayır. Algoritmalar, insan eliyle yazılır; verilerden öğrenir. Dolayısıyla hem geliştiricinin niyetini hem de verinin önyargılarını taşırlar. “Tarafsız teknoloji” miti, algoritmaların sonuçlarını doğal ve objektif gösterir ama aslında birçok algoritma, toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf gibi ayrımcılıkları yeniden üretme potansiyeline sahiptir.


Algoritma hayatımızı nasıl etkiliyor?
Ne izleyeceğimizden ne okuyacağımıza, ne satın alacağımızdan kimi arkadaş olarak ekleyeceğimize kadar birçok dijital davranış algoritmalarla şekilleniyor. Zamanla algoritmalar, bireyleri “filter bubble” (fikir baloncuğu) içine alarak yalnızca kendi inançlarını pekiştiren içeriklere maruz bırakabiliyor.


Sosyal medya algoritmaları neye göre çalışır?
Beğeniler, yorumlar, paylaşım sıklığı, izleme süresi gibi sinyaller üzerinden kullanıcının ilgi alanları belirlenir. Bu verilerle içerikler önceliklendirilir. Amaç, kullanıcıyı mümkün olduğunca uzun süre platformda tutmak ve daha fazla reklam göstermektir. Yani algoritmanın nihai hedefi, dikkatimizin ekonomik sömürüsüdür.


Algoritmalar yaratıcı olabilir mi?
Yapay zekâ algoritmaları, şiir yazabiliyor, resim yapabiliyor, beste oluşturabiliyor. Ancak burada yaratıcılığın sınırı ve niteliği tartışmalıdır. Bu sistemler, var olan örneklerden yola çıkarak “türetilmiş yenilikler” sunar. Gerçekten yaratıcı mı, yoksa sadece iyi taklitçi mi? Cevap, hem teknik hem felsefi bir tartışma doğurur.


Algoritmalardan korunmak mümkün mü?
Tam anlamıyla değil. Ancak algoritmanın yönlendirmelerinin farkında olmak, farklı kaynaklara erişmek, önerilenin dışına çıkmak, gizlilik ayarlarını denetlemek ve zaman zaman “rastgele” seçimler yapmak dijital özerkliğimizi kısmen koruyabilir. En önemli adım: Görünmeyeni sorgulamak.


Popüler Kültürde Algoritma

Sinema: The Social Dilemma (2020), algoritmaların sosyal medya kullanıcılarını nasıl yönlendirdiğini çarpıcı biçimde anlatır.

Edebiyat: Dave Eggers’ın The Circle romanı, algoritmik gözetimin distopik bir tasviridir.

Sanat: Refik Anadol’un “makine öğrenmesiyle görselleştirme” işleri, algoritmaların estetik potansiyeline dair deneysel bir alan açar.

Müzik: Spotify, kullanıcı verilerini işleyerek kişisel “Haftalık Keşif” listeleri oluşturur; ama bu algoritmalar bazen dinleyiciye ait olmayan kimlikler inşa edebilir.

Eleştirel Teori: Cathy O’Neil’in Weapons of Math Destruction kitabı, algoritmaların görünmeyen yıkıcılığını gözler önüne serer.


Genel Değerlendirme

Algoritma, çağımızın yeni görünmeyen elidir. Artık sadece işlemez, seçer; sadece sıralamaz, yönlendirir; sadece hesaplamaz, hükmeder. Ve asıl tehlike şudur: Onu sorgulamadan, önerdiğine razı olmaktır. Çünkü algoritmalar yalnızca veriyle değil, bizden aldığı dikkat, zaman ve kararsızlıkla beslenir. Onu çözmek, yalnızca teknik değil, etik bir zorunluluktur.


Velev’den İlgili Maddeler

DİKKAT EKONOMİSİ
POPÜLER KÜLTÜR
FREEMIUM KÜLTÜRÜ
YAPAY ZEKÂ
MALİ OLİGARŞİ