ALDACI – ALDAÇI

TÜRK ve Altay mitolojisinde ölüm meleğine verilen ad. İnanışa göre, cehennem ve yeraltı, ölüler saltanatının hakimi olan “Erlik”, kendi ruhları olan “Aldacı”ları, yeryüzüne gönderir. Aldacı ruhlar insanların ruhlarını alarak onların hayatına son verirler. Böylece ölen insanların ruhlarını, bu Aldacı’ların götürdüğüne inanılır.

Aldacı’nın uzun kara giysileri ve kara bir atı vardır. Aldacı’nın görünümü heybetli ve korku vericidir.

Altaylılara göre ölü bir evden çıktıktan sonra Aldacı denilen kötü ruhlar evde kalır. Bunun için o evden yedi gün dışarıya eşya verilmez ve içeriye de alınmaz. Ev, yedi gün sonra temizlenir ve ancak sonrasında o eve girilip yemek yapılır.

Araştırmacılara göre, ölümü doğal bir sonuç olarak değil de kötü ruhların etkisine bağlayan eski Türklerdeki “Ölüm Meleği” inancı, yabancı dillerin etkisiyle oluşmuştur.

Eski Türklerde ruhun insan bedenini uyku halindeyken ya da hastayken de terk ettiği düşünülürdü. Tinin (ruhun) bu hareketli kısmına Süne adı verilir. Aldacı ise tinin hareketsiz kısmını (Sür) alarak götürür ve yaptığı bu yolculukta kendisine eşlik eder.

Eski Türkler ölümün bir son olmadığına, ölümden sonra yaşama ve ahirete inanırlardı. Sonbahar ise doğanın ölümü demektir. Ölüm bilinmezlik ve gizemdir. Türklerde ölümle ilgili pek çok gelenek vardır. Örneğin ölen birinin ardından yas tutulurken, ölünün kıyafetleri ortaya yığılır ve fakir fukara bunlardan istediğini alır. Bu kıyafet yığınına “Soyha” adı verilir.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com