ABSOLUTİZM – SALTÇILIK (Fr. Absolutisme)

1. (Edebiyat) 20. yüzyıl başlarında beliren bir sanat akımı. Konusuz olup da, yalnız renk ve çizgi armonisine dayanan bir resim anlayışı olarak çıktı. Sonra şiire uygulandı. Bu türlü şiir sözlerin yalnız müzik değerine ve bu değerin insanda uyandırdığı duygulara önem veriyor. Edebiyatımızda bu tip anlayışa uyan ilk düşünceler, Ahmet Haşim’in Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar adlı yazısında göze çarpar.

Örneğin, bir edebi eleştirmen, bir eserin belirli bir tema veya stil üzerinde sabitlendiğini ve bu temanın veya stilin eser boyunca değişmediğini savunabilir. Bu durumda, eleştirmenin yaklaşımı absolutist olarak nitelendirilir. Bu yaklaşım, eserin belirli bir yazarın, dönemin veya akımın karakteristik özelliklerini taşıdığına dair güçlü bir inançla ilişkilidir.

Absolutizm, genellikle eserin içerdiği belirli özelliklerin veya temaların, eserin genel anlamı ve değeri üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu varsayar. Bu nedenle, absolutizm, edebiyat eleştirisi ve analizinde sıklıkla kullanılan bir yaklaşımdır. Ancak, bu yaklaşımın sınırlılıkları da vardır. Çünkü her eser ve düşünce, zaman ve mekan içinde değişebilir ve farklı yorumlara açık olabilir. Bu nedenle, absolutizm, edebiyatın dinamik ve çok boyutlu doğasını tam olarak kapsayamaz.

2. Kiliseler, yasama organları veya sosyal seçkinler gibi diğer tüm kurumlar tarafından sınırlandırılmayan bir monarşik güç biçimini tanımlamak için kullanılan tarih yazımsal bir terim.

Halkın üzerindeki kandırma, korkutma, kışkırtma ve cebir şiddet uygulama güçleri son raddesine kadar kullanılır. Pratik hayatın tanrısal / milli iradenin gereği, kader /alın yazısı olduğu ve değiştirilemeyeceği iddiası vardır. Hayatın gerçeği, ahlaki, etik estetik değerler tektir, mutlaktır, evrenseldir. Bireysel veya sosyal farklılıklara göreceli değildir.

Absolutizmi en açık şekilde uygulayan hükümdar Fransa Kralı XIV. Louis’dir. Güneş Kralı olarak bilinen XIV. Louis, “Devlet benim!” cümlesiyle absolutizmi doruk noktasına ulaştırmıştır.

Absolutizm, ağır gözetleme ve sansürle kitlelerin özgürlüğünü sınırlar. Egemen, ilahi konuya hükmetme ve konu için en iyisini seçme hakkına sahip oldukları için devletin yararına neyin en iyi olduğuna bakmaktan sorumludur. Absolutizm terimi, kökenlerini ünlü siyaseti filozof Jean Bodin’in eserlerinde bulur, daha sonra Jean Bodin’in argümanları üzerine inşa edilen Thomas Hobbes. Eserleri, çı kavramından türetilen mutlakiyeti teorinin formülasyonuna yol açar. Bu teoriye göre, sadece bütün devletler egemen olmamalı (ya da devlet değil), aynı zamanda buradaki egemenlik sınırsız ve bölünmemiş olmalıdır (ya da artık egemenlik değildir).

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com