ABRAHAM LINCOLN

Abraham Lincoln (1809 – 65) Amerika Birleşik Devletlerinin 16. Başkanıydı. Köleliğin kaldırılmasından o sorumlu olsa da Amerikan tarihindeki en kanlı çatışmalardan birini yürüttü, üstelik tarihi bir yanlışı düzeltmek için değil, tarihi bir prensibi, bir ulusun birliğini korumak için.

Her ne kadar biraz abartılmış olsa da Lincoln efsanesi Lincoln’un kendisinden bile daha inatçıydı; kütükten yapılmış bir kulübede doğmuştu ve tamamen kendi kendini yetiştirmişti. Avukat olmaya hak kazanmasının ardından Whig mensubu olarak Illinois Parlamentosu’ndan siyasete atıldı (1834 – 41); ardından Kongre’ye terfi ederek (1847 – 49) kademeli olarak kölelerin azat edilmesi için yasa tasarısı sundu.

Avukatlığa devam etmek için siyaseti bırakan Lincoln, Kansas – Nebraska Kanunu’nun (1854), batı topraklarını köleliğe açması üzerine mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Kaderini yeni Cumhuriyetçi Parti’nin ellerine teslim ederek Demokratlardan başarılı muhalifi Stephen A. Douglas ile köle meselesini tartışırken 1858’de tüm ulusça tanınan birine dönüştü. 1890’da dörtlü seçim mücadelesiyle oyların sadece yüzde otuz dokuzunu alarak Başkanlık koltuğuna oturdu. Göreve geldiği sırada güneyden yedi devlet Birlikten ayrılarak kendi Konfederasyonlarını oluşturmaya girişmişti. Lincoln görevi teslim alırken yaptığı konuşmada köleliğin var olduğu yerlerde devam edeceğini taahhüt etti; fakat aynı zamanda Birliğin dayanışmasını muhafaza etmeye yönelik kararlılığını da doğruladı. Dört devlet daha Birlikten ayrıldı; ancak Lincoln başarılı bir hamleyle ayaklanmaya meyilli bir sonraki dört devletin bağlılığını garantiledi.

Konfederasyondan çok daha fazla sanayi ve insan gücü kaynağına sahip olmasına rağmen Lincoln’un savaş fikri liyakatsiz generalleri tarafından başlangıçta askıya alındı. Aşırı tedbirli George B. McClellan (1826 – 86), Robert E. Lee’nin Eylül 1862’de Antietam’da kuzeye yaptığı saldırıları püskürttüyse de Lee’yi elinden kaçırdı; buna rağmen Lincoln bu sınırlı başarıyı, Köleliğin Azat edildiğini duyuran Özgürlük bildirisini hazırlarken sermaye olarak kullanmasını bildi. Azat edilen köleler, isyan altında olan bölgelerde askerlik hizmetine alındılar; fakat kölelik 1865’te On üçüncü Düzeltme yürürlükten geçinceye kadar resmi olarak son bulmadı.

Fredericksburg ve Chancellorsville’deki yenilgilerin ardından Birlik, nihayet Temmuz 1863’te Gettysburg’da Konfederasyonun ilerleyişini durdurarak galip geldi. Aynı yılın 19 Kasımında, Lincoln’un bu kanlı muharebe üzerine yaptığı kısa ve öz veda konuşması Amerikan hitabetinde bir dönüm noktasına işaret eder. Fakat konuşma orada bulunan birçok insan tarafından duyulmadı ve basında çok az yer buldu.

Ulysses S. Grant, Vicksburg’u ele geçirip Batıda Konfederasyon birliklerini dağıttığı zaman Lincoln onu Başkomutan tayin etti. Grant, batı seferini General Sherman’a havale ederken, General Sheridan’ı Georgia yoluyla büyük bir baskının başına koydu; kendisi ise Lee’nin birliklerini Virginia’da kuşattı fakat meydanda kesin bir zaferle bozguna uğratmayı başaramadı. Buna rağmen Birliğin başarıları 1864’te yüzde 55 oyla Lincoln’un tekrar Başkan seçilmesi için yeterli oldu. Lincoln, ikinci kez göreve başlarken büyük bir hünerle yaptığı konuşmada yenik düşen Güneyin, savaş sonrasında yeniden yapılanmasının taslağını çizerek ileriyi betimlemeye çalıştı; (‘Kimse için kötülük düşünmeden, herkese merhametle…’) oysa intikam peşindeki bir Kongre için bu sözlerin fazla müsamahakar olduğu anlaşıldı. Fakat bu mesele, Lee’nin teslim olduğu hafta içinde, bir suikastçının eli Başkana uzanınca çözümsüz kaldı.

Kendisine ince bir nükte ve süssüz bir hitabet zekası bahşedilen Lincoln, sağlığında düzenbaz, kurnaz, kararsız ve laf cambazı olmakla eleştirildi; 1863’te Vanity Fair dergisi ‘Kurnaz Popülizmi’ manşetiyle bu iddialara yer verdi. Bir Başkan olarak kimi zaman sesinin olduğundan daha radikal çıktığı zamanlar oldu; oysa Başkan olarak hayatta kalabilmek için istediğinden daha dikkatli olmaya mecburdu.

KRONOLOJİ

1809                12 Şubatta Hodgenville, Kentucky’de doğdu.

1834                İllinois Parlamentosuna girdi.

1847 – 49        Parlamento üyesi olarak Meksika Savaşına karşı çıktı ve köleliğin                                    kaldırılmasını teklif etti.

1858                Lincoln – Douglas münakaşası

1860                Başkan seçildi.

1863                Özgürlük Bildirisi

1864                Tekrar Başkan seçildi.

1865                9 Nisanda Robert E. Lee teslim oldu; 15 Nisanda Lincoln, Ford’s Tiyatrosunda               (Washington, DC) aktör John Wilkes Booth tarafından suikasta uğrayarak hayata veda etti.

‘Bu devlet, ulusuyla birlikte ve ulusu için yeryüzünden asla silinmeyecektir’

LINCOLN’UN SESLENİŞİ

  • Lincoln’un 19 Kasım 1863’te Gettysburg Millet Meclisinin açılışında yaptığı konuşmayı zamanın en meşhur konuşmacılarından Edward Everett’in iki saatlik hitabeti izledi. Everett, daha sonra Lincoln’a şöyle yazdı: ‘Senin iki dakika içinde değindiğin esas konuya iki saatlik konuşmamda yaklaşabilmiş olmayı dileyerek kendimi şımartmak isterdim.’
  • ‘Bundan seksen yedi yıl önce atalarımız bu topraklara gelerek özgür ve tüm insanların eşit yaratıldığına inanan yeni bir ulus yarattılar.’
  • ‘Bugün, bu kadar inanan ve kendini adamış bu ulusun ya da herhangi bir ulusun uzun zaman ayakta kalıp kalmayacağını anlamaya dair büyük bir iç savaş vermekteyiz. Bu savaşın büyük muharebe alanında toplanmış bulunuyoruz. Burada bu ulusun hayatta kalması için kendi canlarını feda edenlere bu meydandaki nihai mekanlarını adamak için varız. Bunu yapıyor olmamız tümüyle layık ve münasip olan şeydir.’
  • ‘Fakat bundan da öte, bu meydanı kutsayamayız, adayamayız ve takdir edemeyiz. Bu mücadelede can veren ya da hayatta kalan cesur kahramanlar, bizim bir şeyleri yüceltme ya da hor görmeye dair acizliğimizden ayrı olarak zaten burayı kutsadılar. Dünya bizim burada söylediklerimizi çok az dikkate alacak ve uzun süre hatırlamayacaktır; fakat bu cesur adamların burada yaptıklarını asla unutmayacaktır. Biz, sağ kalanlar, asıl burada savaşanların yarım bıraktıkları görevi asilce tamamlamaya kendimizi adamalıyız. Asıl bizler, şerefiyle ölenlerin bizlere bıraktığı bu büyük göreve kendimizi adamalıyız. Kanlarının son damlasına kadar bağlı oldukları bu dava için fedakarlık sırası şimdi bizde. Bu cesur adamların burada boşu boşuna can vermediğini kanıtlamalıyız – bu ulus Tanrının izniyle yeni bir özgürlüğe kavuşacaktır – bu devlet, ulusuyla birlikte ve ulusu için yeryüzünden asla silinmeyecektir.’
WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com