1923 BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ – Lozan’ın Kritik Ekseni, Denizlerin Jeopolitik Kapısı

Osmanlı sonrası uluslararası düzenin en tartışmalı başlıklarından biri: Boğazların askerî statüsünü, geçiş rejimini ve egemenlik sınırlarını yeniden tanımlayan tarihsel dönemeç.


1923 Boğazlar Sözleşmesi Nedir?

1923 Boğazlar Sözleşmesi (İng. 1923 Straits Convention; Alm. Vertrag über die Meerengen 1923; Fra. Convention de 1923 sur les Détroits), Lozan Barış Antlaşması’nın ek protokollerinden biridir ve İstanbul ile Çanakkale Boğazlarının yönetimini, geçiş özgürlüğünü ve askerî statüsünü düzenler.

Sözleşme, Boğazların uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmesini öngörür; Türkiye’nin askerî varlığını sınırlandırırken barış zamanında gemilere serbest geçiş garantisi verir.


Dünden Bugüne 1923 Boğazlar Sözleşmesi

Lozan görüşmeleri sürecinde Boğazlar, Türkiye’nin egemenlik taleplerinin en zorlu başlıklarından biri oldu. Müttefik devletler, Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki güç dengelerini gözeterek Boğazların tamamen uluslararası statüye kavuşmasını isterken; Türkiye güvenlik gerekçesiyle tam egemenlik talep ediyordu.

1923’te kabul edilen Sözleşme, bir uluslararası komisyon kurulmasını ve Boğazların askerden arındırılmasını şart koştu. Türkiye, komisyona başkanlık etmesine rağmen Boğazların denetiminde sınırlı bir rol üstlendi.

Bu durum, genç Cumhuriyet için önemli bir egemenlik kısıtlamasıydı; fakat Lozan’ın genel dengeleri içinde kabul edilmiş bir uzlaşma niteliği taşıyordu.

1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi yürürlüğe girince, 1923 rejimi tamamen sona erdi. Böylece Türkiye, Boğazlar üzerindeki askerî ve idari egemenliğini büyük ölçüde geri kazandı.


► Boğazlar neden uluslararası bir meseleydi?
Çünkü İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan tek doğal geçittir; bu nedenle Rusya, İngiltere, Fransa ve Balkan devletleri için tarih boyunca askerî ve ticari önem taşımıştır.


► Sözleşme Türkiye’nin egemenliğini nasıl sınırladı?
Boğazların askersizlaştırılması ve uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmesi, Türkiye’nin güvenlik ve kontrol kapasitesini önemli ölçüde azaltmıştır.


► Ticaret gemileri için geçiş rejimi nasıldı?
Barış zamanında tüm devletlerin ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçebilirdi. Bu ilke, Osmanlı döneminden beri süregelen “açık Boğazlar” yaklaşımının devamı niteliğindedir.


► Askerî gemilere ilişkin hükümler ne getiriyordu?
Barış zamanında savaş gemilerinin geçişi serbest olmakla birlikte belirli tonaj sınırlamalarına ve komisyona bildirme yükümlülüğüne tabiydi. Türkiye bu süreçte denetim yetkisine sahip değildi.


► 1923 Sözleşmesi neden kısa ömürlü oldu?
Uluslararası dengeler hızla değişti; özellikle İtalya ve Almanya’nın silahlanması ile Sovyetler Birliği’nin güvenlik kaygıları arttı. Türkiye’nin Montrö ile yaptığı diplomatik hamle sayesinde 1936’da daha avantajlı bir rejim kabul edildi.


Popüler Kültürde 1923 Boğazlar Sözleşmesi

Belgesellerde Lozan’ın kritik maddelerinden biri olarak sıkça anlatılır.

Diplomasi tarihine ilişkin kitaplarda “geçiş rejimleri” tartışmalarının başlangıç noktalarından biridir.

Türkiye’nin egemenlik mücadelesi bağlamında tarih dizilerinde ve popüler tarih yayınlarında önemli bir kırılma olarak aktarılır.


Genel Değerlendirme

1923 Boğazlar Sözleşmesi, bir geçiş dönemi rejimidir: bir yandan genç Türkiye’nin uluslararası tanınmasını sağlarken, diğer yandan Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını sınırlamıştır.

Yine de, 1936 Montrö Sözleşmesi’ne zemin hazırlayan tartışmaları doğurmuş; Türkiye’nin diplomatik reflekslerinin olgunlaşmasında temel bir rol oynamıştır.

Bugün dahi Boğazlar, uluslararası hukuk ve jeopolitik analizlerde stratejik önemini koruyan bir konu başlığıdır.


Velev’den İlgili Maddeler

AUKUS
ATLANTİK KONSEYİ
JEOPOLİTİKA
OECD
NATO