Kerim Has: Putin faturayı Türkiye’ye kesmez, Ukrayna üzerinden bir cevap verecektir

Moskova saldırısını, olası etkilerini, Rusya içindeki yansımalarını, bölge ülkelerine ve Türkiye'ye bakan yönünü Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ile konuştuk.

Cuma akşamı Rusya’nın başkenti Moskova terör saldırısıyla sarsıldı. Crocus City Hall adlı konser salonuna yönelik dehşet verici saldırıda en az 133 kişi yaşamını yitiririken yüzlercesi yaralı olarak hastanelere kaldırıldı. Devlet Başkanı Vladimir Putin’in beşinci dönemine başlamasından günler sonra gerçekleşen bu saldırıyı IŞİD üstlendi. Yakalanan zanlılardan biri 4 Mart’ta uzun süredir dini eğitim aldığını öne sürdüğü Türkiye’den geldiğini söyledi. Putin, beklenenden daha sakin ve temkinli açıklama yapsa da atacağı adımlar merak ediliyor.

Moskova saldırısının olası etkilerini, Rusya içindeki yansımalarını, bölge ülkelerine ve Türkiye’ye bakan yönünü Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ile konuştuk.

Muhalif lider Navalny’nin ölümü ve Putin’in yüksek bir oy oranıyla seçilmesinin ertesindeki Moskova saldırısı ne anlama geliyor?

Navalny’nin ölümü direkt Moskova’daki saldırı ile ilgili değildir diye düşünüyorum. Navalny’nin ölümü bir anlamda Putin’in yüksek bir oy oranıyla seçilmesine hizmet etti. Rusya’daki potansiyel muhalefetin etkisi azaldı. Daha da bir dağınık hale geldiler. Her ne kadar Navalny hapiste dahi olsa Rus muhalefeti açısından bir önemi vardı, onun söyledikleri dikkate alınıyordu. Ama Navalny’nin ölümüyle seçimler öncesi konjüktür daha bir dikensiz gül bahçesine dönmüş oldu. Rusya’daki muhalefet potansiyeli de zaten Ukrayna’daki savaşla birlikte çok azaldığı için seçim sonrasında sonuçlara yönelik toplum içerisinden ciddi bir ses yükselmedi. Bunun Moskova saldırısıyla bence doğrudan bir ilgisi yoktur ama dolaylı olarak şu açıdan var. Putin’in yüzde 87 üzerinde oy aldığı söylendiği için Rus toplumunun Putin arkasında kenetlendiği, konsolide olduğu gibi bir görüntü vardı. Ama böyle bir terör saldırısıyla ister istemez “Rusya’da devlet kurumları, istihbarat, güvenlik kurumları iyi çalışmıyor mu, eksikler mi var, zafiyet mi var?..” Bu sorular daha fazla gündeme gelecektir. Geliyor zaten dünden beri. Aynı zamanda yine acaba içeriden bu saldırının gerçekleşmesi konusunda yardım eden birileri var mı yok mu? Yani saldırının ben amaçlarından birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Rusya’nın siyasi askeri eliti içerisinde saldırı sonrası Rusya’nın verebileceği, Kremlin’in verebileceği aşırı tepki ile birlikte çatlaklar oluşturmanın hedeflendiğini düşünüyorum. O açıdan Moskova saldırısı Putin’in yüksek oy oranıyla verdiği o görüntüye zarar veriyor, bir imaj sorunu oluşturuyor. Rusya, askeri konularda ciddi kararlar arefesinde olduğu için bence bir böyle ayrılık oluşturma da amaçlanıyor. Bu görüş pek tabii Rusya’nın saldırının arkasında Ukrayna veya Batı ülkeleri, yabancı istihbarat örgütleri olduğunu tezine dayanıyor.

Saldırı sonrası Putin’in açıklamalarını nasıl değerlendirmek gerekir?

Putin’in yaptığı açıklamada şunu görüyoruz. Saldırıyı IŞİD üstlenmiş olsa da, saldırının taşeronu çeşitli terör örgütleri olsa da, saldırganları yakalamış olsa da, Rusya, asıl fail olarak Ukrayna veya ona destek veren Batılı ülkeleri veya onların istihbarat servislerini görüyor. Putin saldırganların Ukrayna’ya gitmek üzereyken yakalandığını, Ukrayna’nın onlara bir “açık pencere” bıraktığını söyledi. Bu saldırıyı yapanlar, icra edenler terör örgütü mensupları olsalar da, Türkiye’den gelmiş olsalar da Putin’in konuşmasından ve Rusya Soruşturma Komitesi’nden yapılan açıklamalardan gördüğüm her halükarda Rusya bu saldırıyı Ukrayna üzerinden okuma eğiliminde. İcracı olarak teröristler başka ülkelerden gelmiş olabilirler ama planlama, organizasyon ayağı Ukrayna veya Batı olarak görülüyor Kremlin’de. IŞİD taşeron olarak görülüyor. Ruslarda bir deyim var: Kukla’dan ziyade kuklacı’yı bulmak lazım.

Putin’in konuşmasında sakinliği dikkat çekiciydi. Siz bu sakinliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet sakindi, yani böyle yüksek tondan tehditler savurmadı. Bu bir açıdan olumlu diye ben düşünüyorum. Bu saldırının arkasında Amerika var, İngiltere var, Zelenski var, şu var, bu var diye direkt kimseyi suçlamadı, sakin konuştu. Demek ki biraz düşünecek, böyle ani hızlı cevaplar veya bir reaksiyon göstermeyecektir diye ümit ediyorum. Yine de bu saldırıdan sonra Ukrayna’daki savaşın tırmanma ihtimali çok yüksek ama en azından kontrolsüz bir tırmanma olmaz diye düşünüyorum. Rusya’nın topyekûn bir savaş ilanı söz konusu olabilir veya nükleer silah diyenler falan var ama Putin’in sakin konuşmasından anladığımız kadarıyla böyle bağıra çağıra değil de daha sakin bakacaklar. ‘Teknik açıdan inceleyeceğiz. Acaba gerçekten planlayanlar, organize edenler kimler, kime havale etmişler bu işi? Ona göre bir cevap vereceğiz.’ diyor. Bu şekilde sakin gitmesi hem Rusya için iyi hem de Ukrayna açısından iyi diye düşünüyorum. Savaşın gidişatı açısından da iyi. Çünkü daha sert bir tepki, ani tepkiler de verebilirdi. Bu saldırıyı yapanların da zaten Putin’in veya Kremlin’in o tarz böyle ani tepkiler vererek işin kontrolden çıkmasını amaçladıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla o hataya en azından şu saat itibariyle düşmeyecekmiş gibi görünüyor.

Putin (Fotoğraf: Mikhail METZEL / POOL / AFP)

Bu saldırı, Rusya’ya karşı büyük bir meydan okuma. Sizce Amerika’daki 11 Eylül gibi bir etkisi olur mu? Ya da 22 Mart’tan sonra nasıl bir Rusya ve Putin görebiliriz?

Rusya’nın 11 Eylül’ü olarak nitelemek sanırım pek doğru olmaz. Çünkü 11 Eylül sonrası Afganistan ve Irak işgali geldi. Amerika’nın tepkisi devasa oldu. Bence Putin’in açıklaması, genel yetkililerin tonlamalarına baktığımda ben kontrolden çıkan bir cevap vereceğini düşünmüyorum. En azından şu anki hissiyatım o yönde. Bir nükleer silah kullanımı veya Ukrayna’ya savaş ilanı ve ardından Rusya içinde topyekun seferberlik ilanı etmeyecek gibi duruyor şu an için. Kısmi seferberlik ise seçenekler arasında olabilir. Ukrayna’da savaş sahasında zaten Rusya yeterince sert, ama daha bir sert gidecektir diye tahmin ediyorum. Arka kapılardan da CIA ile Rus istihbaratı arasında görüşmeler oluyor zaman zaman. Ukrayna’ya destek veren Batılı ülkelere, en başta Amerika ve İngiltere’ye, Rusya bu terör meselesinde “kırmızı çizgilerini” daha net çizmek, onlarla bu konuda anlaşmak isteyecektir diye düşünüyorum. Dolayısıyla o kanalı kullanıp, eğer onların planladığını düşünüyorsa, güçlü bir mesaj göndermek ister diye tahmin ediyorum hem askeri açıdan sahada hem de arka kapı diplomasisi kanallarıyla.

Rusya, Ukrayna dışında başka nerede saldırı yapabilir? Suriye’de IŞİD’e yönelik bir saldırı, Türkiye’ye yeni bir göç dalgası başlatır mı?

Saldırının temel etkisi Ukrayna’ya olacaktır, yani Amerika ve İngiltere ile bir anlaşmaya varamazlarsa daha da yıkıcı sonuçlar olur kanaatindeyim. Suriye üzerinden o terör örgütlerine, işte IŞİD’e falan bir saldırı düzenler mi? Düzenleyebilir. Ama bu Türkiye ile ilişkilerini riske atacak kadar, Şubat 2020’de olduğu gibi mesela veya 2015 uçak krizi yılında olduğu gibi, ilişkilerin o derece kriz seviyesine varacağını zannetmiyorum. Her ne kadar bu saldırganların Türkiye üzerinden geldiği söylense de, Türkiye’yi direkt böyle bir cezalandırma düşüncesi sanırım hemen olmaz. IŞİD’i bombalayayım, oradan göçmenler Türkiye’ye akın etsinler, ben de Erdoğan’ı sıkıştırayım tarzı bir gelişme pek tabii mümkün ama yine de zannımca düşük ihtimal. Oraları muhtemelen bombalar ama o kadar büyük çapta Suriye üzerinden cevap vermez diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye ile ilişkiler şu an Rusya için çok önemli. Türkiye üzerinden Batı ürünleri tedarik ediliyor. Karşılıklı ticaret 70 milyar dolarlarla tarihi rekoruna erişmiş vaziyette. Ambargolar altındaki Rusya için bu rakamlar şimdilerde çok hayati. Şu an Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerini bozma lüksü yok. O yüzden o saldırganlar hepsi de Türkiye’den geldik deseler de, Türkiye’de eğitim aldık, işte çeşitli radikal dini kurslara gittik falan gibisinden şeyler de söyleseler, onu ben en azından resmi düzeyde Moskova’nın hazmetmek durumunda kalacağını düşünüyorum. İlişkiler mutlaka etkilenir, belki Putin’in Türkiye ziyareti bir kez daha ertelenir ama bozulmaz. Yakın vadede bozulmaz. Her halükârda Rusya şu an faturayı hemen Türkiye’ye kesme taraftarı değildir diye düşünüyorum.

Rusya’nın başkenti Moskova’daki terör saldırısında ölü sayısı artıyor. (FOTOĞRAF: AFP)

Rus uçağının düşürülmesi, Büyükelçi Karlov suikastı gibi olaylarda iki ülke ilişkileri etkilenmişti. Saldırganların Türkiye’den gittiği iddiası doğrulanırsa, bu ilişkileri etkiler mi?

Büyükelçi öldürülünce Erdoğan hemen telefona sarılıp Putin’i aramıştı, yani biz yokuz arkasında demek için. Uçak krizi gibi değildi. Uçak krizinde uçağı biz düşürdük diye açıklama yapılmıştı defalarca. Bu sefer de yine Karlov suikastında olduğu gibi Erdoğan, Rus tarafı bazı saldırganların Türkiye’den geldiği yönündeki kayıtları dünyaya duyurunca, hızlıca yine Putin’i telefona aradı. Halbuki önceki gün Erdoğan’ın Fidan üzerinden Lavrov’a ve Putin’e taziyelerini ilettiği haberleri Rus medyasına düşmüştü. Anlaşılan telefon görüşmesi de gerekli görülmüş sonradan.

Büyükelçiyi öldüren o polis nasıl böyle radikal eğitimden geçti Türkiye’de sizce?
Türkiye o açıdan mümbit bir ülke haline geldi maalesef. O polis El Nusracı bir polis dahi olsa asıl hesap Suriye üzerineydi. Burada da yine Türkiye’de tedrisattan geçmiş olsa da, mesele direkt IŞİD’le alakalı değil veya IŞİD’in Rusya’yla bir hesaplaşması tarzında değil gibi duruyor. Saldırı IŞİD’e havale edilmiş, ama mesele Ukrayna üzerinden bir hesaplaşma gibi gözüküyor. Tabi burada başka bir önemli konu da, Türkiye özellikle son 10 yılda terör örgütlerinin veya radikal cihatçı grupların “kuluçka dönemlerini” ve hatta gelişim dönemlerini geçirdiği bir ülke haline geldi. Bu da Türkiye için böyle Büyükelçi suikastı, Moskova terör saldırısı gibi meselelerle günün sonunda “çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde…” meselesine dönebilir ve Türkiye’nin kendisini hem bu terör örgütleriyle çok çatışmacı bir atmosfere sürükleyebilir hem de Rusya dahil başka ülkelerle de ilişkilerinin olağanüstü derecede bozulmasına yol açabilir. Yani, dünyaya “terör ihraç eden” bir ülke haline gelme riskini artırıyor verilen bu resim Türkiye için. İşin üzücü yanı bu. Öte yandan Rusya’nın faturayı yine de mevcut şartlarda direkt Türkiye’ye çıkarma değil de, Ukrayna üzerinden bir şekilde cevap vermek isteyeceğini tahmin ediyorum. Her halükarda Rusya’ya ambargo uygulamayan tek NATO üyesi olarak Türkiye’yle ilişkileri bu tarz sınamalara rağmen Rusya’nın çıkarları açısından hala ağır basıyor, değerli bulunuyor.

Saldırıyı IŞİD üstlense bile bundan sonraki gelişmeler nasıl bir seyirde ilerler? Bu saldırı, Putin dahil, kimin işine yarayabilir?

Eğer bence yakın bir zaman içinde Rusya’da yeni bir seferberlik ilanı gelirse, bu saldırı Kremlin için o seferberlik ilanını kolaylaştırır. “Allah’ın lütfu gibi bir duruma” dönüşebilir. Seferberliğe itiraz azalır. Rusya’da insanlar, Putin’in veya Kremlin’in Ukrayna’da izlediği politikaya destek veriyor büyük oranda ama kimse öldürmek veya ölmek istemez. Rusya’da savaşa destek yüksek olsa da seferberliğe destek öyle yüksek değil. Orada kendi çoluk çocuğu gidiyor, eşi gidiyor. Şimdiye kadar en az 300 bin kişi kısmi seferberlikle silah altına alındı, bu rakam bile Rusya toplumunu bir ölçüde sarstı. O yüzden hapishanelerden serbest bırakılan binlercesi de gitti cepheye. Orta Asya’dan, Afrika’dan gelip 6 ay, 1 yıl içinde Rusya vatandaşlığı verilenler gitti. Nepal’den, Vietnam’dan savaşmaya gidenler oldu Rusya tarafında Ukrayna’ya. Para karşılığında orduyla sözleşme imzalayıp cepheye giden de hakeza çokça var. Bunlara Rusya toplumu tepki göstermiyor, kendi evladının, kocasının savaşmasındansa başkasının cepheye gönderilmesi tabii ki daha fazla tercih ediliyor. Dolayısıyla yakın bir zaman içerisinde ikinci bir seferberlik ilanı olursa Moskova’daki bu saldırıya ben Rusya içerisinden hem siyaseten hem istihbarat açısından yol verildiğini düşünürüm. Onun için biraz beklemek lazım, failin tam adresini göstermek açısından.

Fotoğraf: Karen Minasyan / AFP)

Öte yandan, bu saldırıyı gerçekleştirenler Rusya içerisindeki bu toplumsal etnik-dini-mezhebi fay hatlarını da kaşımak istemiş olabilirler diye de düşünüyorum ama şu ana kadar Rusya’nın verdiği tepkiye bakarsak, kontrol altında gibi duruyor durum. Yani o toplumsal fay hatları çok harekete geçirilemeyecek gibi de duruyor. Bir başka hedef de Kremlin’in ani kararlar alarak savaş ilanı gibi, topyekûn seferberlik gibi Rusya’nın askeri-siyasi eliti içerisinde çatlak oluşturmak amaçlamak istemiş de olabilirler. Prigojin isyanı sırasında biz bunu gördük. O zaman Rus askeri-siyasi elitinin belli kliklere ayrılmış olduğunu gördük. Prigojin öldürülünce bütün o farklı klikler, Putin’in arkasında tekrar hizalandılar. Bu saldırıyla eğer Putin böyle çok ani kararlar alırsa, topyekûn seferberlik ilan ederse veya direkt savaş ilanı söz konusu olursa o askeri-siyasi elit içerisinde de çatlaklar Wagner isyanı sırasındakinden çok daha fazla büyüyebilir zannımca kısa bir zaman içerisinde. Dolayısıyla işte şu bir hafta on gün bence çok önemli. Putin’in atacağı adımlar, Kremlin’in vereceği reaksiyon terör saldırısını asıl organize eden ve planlayanların kimler olduklarını ve hedeflerine ulaşıp ulaşamayacaklarını da bize gösterecek.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com