Sık sık ‘bizim sosyoloji’ ifadesini kullanıyor. Boşuna değil, arkasını yasladığı bir sosyolojiye vurgu yapmak istiyor. Ne var ki övündüğü bu sosyoloji uzun zamandır sadece sözlerde kalmış üzeri tozlu bir gerçeği ifade ediyor. Daha 20 yıl önce savunduğu tüm değerlerini yitirmiş; makama, mülke, güce ve paraya tapmayı ‘dava’ bellemiş; kendi dışındaki herkese kin kusan ve yaşam hakkı tanımayan; geçmişte bir yere kadar anlamlı olabilen ‘memleketin dışlanmış evlatları’ retoriğinin etinden sütünden yününden sonuna kadar faydalanmış; ezilenin haklı direnci yerine ezenin sonsuz şımarıklığına savrulmuş bir ‘sosyoloji’. İşte Avukat Mücahit Birinci, bu saydığım ikinci kısımdaki tüm ‘değerleri’ üzerinde rahatlıkla taşıyabilen biri. Çok da yakışıyor.
Mücahit Birinci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturmada itirafçı olan Murat Kapki’den 2 milyon dolar rüşvet istediği iddiasıyla gündemin ilk sıralarına yerleşti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in attığı taş bu kez epey gürültülü biçimde yerini bulurken, AKP Birinci’yi kesin ihraç istemiyle disipline sevk etti. Birinci ise “siz kovamazsınız ben giderim” temalı Yeşilçam filmleri tadında bir tepkiyle partisinden istifa etti. Belli ki “düşman CHP ve lideri Özgür Özel” karşısında partinin arkasında durmasını bekledi ancak beklentisi boşa çıktı. Birinci, artık kendi partisi nezdinde de “uzak durulması gereken biri” konumunda. Kendisine hayırlı olsun bu yeni “konum”.
Mücahit Birinci, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra medyada türeyen kalemşörlerden. 15 Temmuz’un sıcağı arasında direksiyonu Reis’ten yana kırıp herkesten çok ses çıkarmanın, bağırmanın ve nefret saçmanın “faziletleriyle” erkenden tanışıp ona göre yol yürümesini bilenlerden. AKP içinde yakın olduğu grupların da etkisiyle sosyal medyada hızla “fenomene” dönüştü, kıdemli trollerden biri oldu. Bağırdıkça ünü arttı, başta CHP ve “Kemalistler” olmak üzere kin ve nefret kustukça alkışlayanı arttı. Öyle ki bu üne kayıtsız kalamayan AKP yönetimi sonunda kendisini MKYK üyeliğine kadar yükseldi. Tabi bu “kariyer” atlamasında babası Yavuz Bahadıroğlu’nun etkisini de saymak lazım. Tarihçiliği konusunda epey tartışma bulunan Bahadıroğlu, İslamcı “sosyolojinin”, “yalan söyleyen tarih”e karşı büyütüp piyasaya sürdüğü tarihçilerden. Kadir Mısıroğlu’ndan hallice diyelim bu bahiste. Yoksa ciddi tarih otoritelerince kabul gören bir araştırması, çalışması ya da akışı değiştiren düşünceleri olduğu söylenemez.
Mücahit Birinci, vukuatı bol AKP’lilerden. Sicilinde bir kadına en olmayacak hayasızca saldırı da var, ülkenin kurucusu Atatürk’e dil uzatmak da, CHP’ye oy veren seçmeni aşağılamak da, zengin yaşamını milletin gözüne sokup bununla övünmek de…
Mücahit Birinci, 25 Eylül 1974 tarihinde Rize’de doğdu. İlköğrenimini Haznedar Abdi İpekçi İlkokulu’nda, orta ve lise öğrenimini Akasya Koleji’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Televizyon programlarında yorumcu olarak yer alan Birinci, siyasi hayatına 2012-2014 tarihleri arasında AKP Beylikdüzü İlçe Başkan Yardımcılığı ile başladı. Daha sonra 2014 yılında Beylikdüzü AKP Meclis Üyesi oldu. Beş yıl sonra ise Beylikdüzü AKP Meclis Grup Başkan Vekilliği görevini yürüttü. Daha sonra AKP MKYK üyeliği yaptı.
Atatürk’e hakaretler ettiği pek çok açıklamasıyla tanınan Akit gazetesi yazarı Yavuz Bahadıroğlu (Niyazi Birinci) 2021 yılında hayatını kaybetti. Birinci’nin babası Niyazi Birinci’nin cenaze törenine yakın arkadaşı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılmış ve şunları söylemişti: “Gerçekten bir tarihçi, bir fikir, bir düşünce insanı olarak hakikaten Yavuz Bahadıroğlu, kalemiyle bu işin tam bir fedaisiydi ve hiçbir zaman da kaleminden herhangi bir sapma olmadı. Kalemini bu noktada tam Sırat-ı Müstakim üzere yaşadı ve yaşattı…”
Aynı yıl Birinci, Louis Vuitton marka atkısıyla da gündeme gelmişti. O dönem 5 bin TL olan atkı şu an 20 bin bandında olurken Birinci, atkısının fiyatıyla gündem olmasını görmezden gelerek, şunları yazmıştı: “Aslında sıkıntı şu… Biz kimiz de o atkıyı takabiliyoruz dimi… Mütedeyyinler, maneviyata sahip insanlar kim ki… Dünyanın meşru nimetlerinden tek, azınlık ama egemen düşüncenin kurşun askerleri faydalanır. Bu azgın azınlığa göre biz, “Bizimkiler” dizisindeki kapıcılarız”
Sık sık Atatürk’e hakaret eden Halil Konakçı 2022 yılında, “Sokaklar kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık” diyerek kadınları hedef almıştı. O dönem AKP MKYK Üyesi olan Mücahit Birinci, Konakcı’ya sahip çıkarak “İmam’a yapılan tehditler, hakaretler, sövmeler topyekûn ayaklarımızın altındadır” demişti. Halil Konakcı 2023 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı yönetimine “solucan gibi” demişti. Mücahit Birinci, söz konusu sözlere Twitter nam-ı diğer X üzerinden, “Devam… Allah razı olsun…” sözleriyle destek vermişti.
2023’te, milli voleybolcu Ebrar Karakurt kendisine “Müslüman Türkler olarak sana tahammül ediyoruz” diyen Abdulhamit kullanıcı isimli bir sosyal medya kullanıcısına “Boş yapma Abdulhamit” diyerek yanıt vermesi gündem olmuştu. Daha sonra o yanıtla ilgili pankart açan Karakurt, Birinci’nin hışmına uğramıştı. Birinci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ebrar Hanımın, her başarılı maç sonrası kişisel olarak gündeme gelmek gibi, benim ergence bulduğum, bir talebi mevcut. Milli Takımımız bir zümreye, bir kesime, bir ideolojiye ait değildir” demişti.
Mücahit Birinci, avukatlık kariyerinde genelde “skandal” olaylarla gündeme gelmeyi seviyor anlaşılan. Birinci ile ilgili geçmişte yayınlanan bir haberi hatırlatalım: 2011-2020 yılları arasında “10 milyon dolar yatır, 100 milyon dolar al” vaadiyle AKP çevrelerinden milyarlarca dolar para toplayan grubun avukatlığını AKP MKYK üyeleri Mücahit Birinci ile Türk İslam Karakoç’un yürüttüğü ortaya çıkmıştı.
Mücahit Birinci, tutuklu İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nu da hedef aldı. İmamoğlu tutuklandıktan sonra Birinci, “Dünyanın en mutlu adamı Özgür Özel’dir. Kadını ise, Ekrem’in kıymetli eşi hanımefendidir. Sözlerime kulak verin” ifadelerini kullanmıştı. Birinci, gördüğü tepkiler üzerine daha sonra özür dileyerek şunu söylemişti:
“Ekrem İmamoğlu’nun eşi mutludur şeklinde attığım X’i kendime yakıştıramadım ve sildim. Kıymetli eşinin CB adaylığı ihtimali ile ilgili bir yaklaşımdı. Hata yaptım. Burnumu sokmamam gereken bir alandır. Yanlış oldu, maksadını aşan bir paylaşım oldu. İçtenlikle özür diliyorum üzdüysem”
Mücahit Birinci, CHP lideri Özgür Özel’in “sokağa davet edeceğim günü ben bilirim” sözlerine karşılık “biri, sokak köpeklerini sokağa çıkarmakla tehdit ediyor” paylaşımıyla da tepki çekmişti.
Mücahit Birinci’nin nasıl bir dava adamı ve ahlâka sahip olduğunu anlamak için rüşvet isterken suç üstü yakalanmasının ardından kendi mahallesinden isimlerle de yaşadığı tartışmalara bakmak yeterli. En az kendisi kadar AKP ve Erdoğan sevdalısı gazeteci Nedim Şener’le yaşadıkları “g..t kavgası” şimdiden basın tarihimizin nadide tartışmaları arasına girdi bile. Müptezellikte yarışan ikilinin tartışması adliyede bitmişti. Bakalım devamında neler duyacağız daha.
Mücahit Birinci, AKP’nin kendisi dışındaki herkesi hain, terörist, dış güç gören abuk anlayışının bir temsilcisi olarak; dönemin ruhunu dilinde, benliğinde, ahlakında, iş anlayışında ve hatta suratında doğrudan temsil ediyor. Ona bakmak AKP dönemine bakmak gibi. Ağzı bozuk, ahlakı parayla küfür arasına sıkışmış, döneme uygun olarak Kürtlere, cemaat mensuplarına, canı isterse Alevilere, CHP seçmenine, Kemalistlere, kısaca ülkenin yüzde 60’lık dev bir kitlesine her türlü ağır hakareti yapabilecek tıynetin sahibi.
Nasıl cevval bir avukat olduğunu konuşamadığımız Mücahit Birinci, İslamcı kesimin birçok “öncü babası”nın fazla kredi açılmış çocuğu olarak ülke tarihindeki yerini aldı. O pek sevdiği “sosyolojisi”, onun sayesinde çırılçıplak ortada artık. Çıkarcı, rüşvetçi, küfürbaz, nefret kusan bir sosyoloji…
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
