TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını MHP’li Celal Adan dahi okutamazken, Numan Kurtulmuş sıvışıp yurt dışına gitmişken, bu pis iş de bu işlerde mahir eski “sadık” isme kaldı. Bekir Bozdağ, utanç hanesine bir çentik daha attı.
Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay’lıların oyuyla seçilen Can Atalay’ın milletvekilliği, Atalay hakkında Yargıtay kararının TBMM Genel Kurul’da okutulmasıyla düşürüldü. Önce yerel mahkemenin, ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin takmadığı Anayasa’yı, bu kararla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) de takmayarak hukuk devletinin tabutuna son çiviyi çakmış oldu.
Bu karar verilirken de Meclis Başkanlığı koltuğunda eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ oturuyordu. Bozdağ kararı okuttuğu sırada kendisine tepkiler yükseldi. Kendisine hukukçu diyen, Adalet Bakanlığı koltuğunda oturmuş olan Bozdağ’ın kafasına Anayasa kitapçığı fırlatıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarla ve inatla “18 yıl ceza almış terörist” diyerek hedef aldığı Can Atalay kararının okutulmasının Bekir Bozdağ’a nasip olması tabii ki tesadüf değil. Çünkü bu işi ancak o yapardı. Tam da o yapardı, ki kendisi başkasının üstlenmek istemediği ‘pis işleri’ yüklenmekle sadakatini ispatlamış biridir.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un daha önce bekleterek, oyalayarak, milletvekilliği düşürme ayıbını işlememek için köşe bucak kaçması artık son raddeye gelmişti. MHP’li Celal Adan’ın dahi okutmaya içinin el vermediği (!) kararın okutulması işi Kurtulmuş’un hazır Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunduğu sırada Bekir Bozdağ’a yaptırıldı. DEM Partili Sırrı Süreyya Önder’in, daha önce açıkladığı üzere kararın okutulması onun Başkanvekili olarak Meclis’i yönettiği toplantıya denk getirilseydi okutmayacaktı.
Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü oturumu yöneten Bekir Bozdağ’ın neden bu pis için seçildiğini, TİP Genel Başkanı Erkan Baş da şu sözlerle haykırıyordu: “Kurtulmuş okutmadı, Celal Adan, Sırrı Süreyya okutmadı. Bekir Bozdağ okutuyor. Ona yakışıyor çünkü. Bunu ancak Bekir Bozdağ’a yaptırırsın.”
Şimdi, gelin Bekir Bozdağ’a biraz yakından bakalım. Hukukçuluğu nereden gelirmiş, siyasette nasıl yükselmiş, kimsenin yapmak istemediği işleri yüklene yüklene nerelere yükselmiş.
Resmi bilgilere göre Ahmet Duran ve Nuriye’den doğma Bekir Bozdağ, 1 Nisan 1965’te Yozgat Akdağmadeni’nde dünyaya geldi.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Yüksek lisansını Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Anabilim Dalında tamamladı. Ayrıca Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.
Serbest avukat olarak çalıştı. Fazilet Partisi Akdağmadeni (Yozgat) Belediye Başkan Adayı (1999) oldu. Fazilet Partisi Yozgat Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı (1999-2001) görevinde bulundu. Bozdağ’ın avukatlığının da dillere destan olduğu söyleniyor. Ne kadar doğru bilinmez, ancak tek bir dava dahi kazanamadığı rivayet edilir. Ne hikmetse yükselişi de hep hukukta olmuş, asıl alanı ilahiyatta değil.
AKP Yozgat kurucu il yönetiminde Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı (2001-2002); AKP Teşkilat Başkanlığında değişik illerde İl Koordinatörlüğü ve Bölge Koordinatörlüğü (2002-2007); AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeliği; AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı (2015) görevlerinde bulundu.
22, 23, 24, 26 ve 27. Yasama Dönemlerinde Yozgat Milletvekili seçildi. 22. Yasama Döneminde TBMM Adalet Komisyonu Üyeliği (2002-2007), 23. Yasama Döneminde AKP TBMM Grup Başkanvekilliği (2007-2011) yaptı.
61. Hükümette Başbakan Yardımcısı, 61., 62., 64. ve 65. Hükümetlerde Adalet Bakanı, 65. Hükümette Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev yaptı. Cumhurbaşkanı fahri Başdanışmanlığı görevinde (2015) bulundu. 27. Yasama Döneminde Anayasa Komisyonu Başkanlığına seçildi.
13 Eylül 2015 tarihi itibarıyla AKP’nin Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan yardımcısı oldu. 24 Kasım 2015 tarihinde kurulan 64. Türkiye Hükûmeti’nde yeniden Adalet Bakanlığı görevine atandı. 29 Ocak 2022 tarihinde cumhurbaşkanı kararıyla Abdulhamit Gül’ün yerine Adalet Bakanı oldu. Mayıs ayında yapılan 2023 seçimlerinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili olarak seçildi. Bozdağ’ın kariyerinde bir Meclis Başkanlığı görevi eksik kalırken, bu eksikliği de Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü oturum başkanı olarak tarihin kayıtlarına geçti.
Dedik ya pis işler hep ona bırakılır diye. En kritik zamanlarda görevini layıkıyla yerine getiren, Erdoğan’ın en sadık adamlarından biridir Bekir Bozdağ. Hatta belki de en başta gelenidir. Öyle dönemlerde öyle kararlar almış, öyle adımlar atmıştır ki hem Erdoğan’ı kurtarmış, hem bugünkü hukuk düzeninin temellerini atmıştır. Rejimin tam iktidarının “hukuktan” geçtiğini bilen Bozdağ, bakanlık görevinde olmadığı dönemlerde dahi elini bu alanın üzerinden hiç çekmedi.
Birkaç örneği hatırlayalım:
Bekir Bozdağ, içinde hükümet üyesi bakanların da bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının akamete uğramasında önemli görevler üstlendi. O soruşturmaları yürüten polislerin, savcıların, kararları veren mahkemelerin, kısaca o yargının dağıtılması Bozdağ’ın ilk işi oldu. Böylece yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun “yukarı” gitmesini önlemiş, hukuk sopası marifetiyle buna yeltenenlerin de canını okumuştu.
Bekir Bozdağ, 2014’te, o zamanki adı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) olan kurulun üyelerine rüşvet olarak aylıkları arttırmak suretiyle verdiği rüşvetle de hatırlanan bir isim.
Yargıdaki AKP kadrolaşmasının ve tasfiyelerin ana merkezi konumundaki Yargıda Birlik Platformu da yine Bozdağ’ın eserlerinden biri.
Bekir Bozdağ, “kazanmak için her yol mübah” anlayışının önemli temsilcilerinden biri. Son mayıs seçimindeki açıklamalarıyla da bunu bir kez daha kanıtlamıştı. Şanlıurfa’dan aday gösterilen Bozdağ, bir etkinlikte “14 Mayıs akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır” dedi ve ekledi: “Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak. Bu ikisinden birini oluşturmak bizim, aziz milletimizin elindedir.”
Bekir Bozdağ’ın kamuoyunda büyük tepki açıklamalarından biri de “küçüğün rızası” kalıbının geçtiği açıklamasıydı. Bozdağ, 2016 yılında gazetecilere yaptığı açıklamada “çocuğun rızası” diyerek skandal bir açıklamada bulunmuştu. Tarihe kara bir leke olarak geçen sözlerinde Bozdağ, “Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Bunlar tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” demişti.
Bekir Bozdağ, 2016’daki darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yüz binlerce kamu personelinin mahkeme kararı olmaksızın görevlerinden atılmasını da savunabilmiş biri. 2022 Eylül’ünde bir televizyona konuşan Bozdağ, “KHK’lılarla ilgili konuşurken doğru bir cümle de kurmuyorlar. Ortada KHK’ların mağdur ettiği kimse yok. Birisi bir mağduriyetten bahsediyorsa FETÖ bunların bu hale gelmesine neden oldu” diye konuştu. Böylece Bozdağ, on binlerce insanın işinden olmasını, terörist ilan edilmesini, mahkeme kararı olmadan kamudan atılmasını alkışlıyordu.
Yukarıda sıralanan ve dahası buraya yazılsa sayfalar dolduracak sayısız örnekte görüleceği üzere Bekir Bozdağ, defalarca Adalet Bakanlığı koltuğuna oturduğu halde adaletin ve hukukun ayaklar altına alınmasında en birinci görevleri üstlenen isim olmuştur.
Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi de dahil kimsenin üstlenmek istemeyeceği, ileride utançla anacağı her şeyi ‘ancak Bekir Bozdağ’a yaptırırsın.’ Bu, ‘iki kere iki dört eder’ kesinliğindedir…