Geçen haftayı TÜSİAD gündemiyle kapatan Türkiye, bu hafta da TÜSİAD gündemiyle devam ediyor. 13 Şubat Perşembe günü Ankara’da yapılan genel kurulda konuşan Başkan Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras’ın, gündeme dair tespitleri ve hükümete yönelik eleştirileri gündeme damga vurmuştu. Daha sonra iki başkan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma açtı. Ve bugün, Ak Parti grup toplantısında Erdoğan’ın Eyy TÜSİAD diye başlayan konuşması geldi. Erdoğan, patronlar kulübünün haddini aştığını söyledi, derneğe çok sert sözler ve suçlamalarla yüklendi. Konuşmanın hemen arkasından da, yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla iki başkana gözaltı yapıldı. İkisi de polis eşliğinde adliyeye götürüldü.
Ömer Aras, Katar ortaklı QNB Finansbank’ın başkanı, yani profesyonel yönetici. Orhan Turan ise kendi işini kurumuş girişimci. Sanayici bir aileden gelmiyor. Her şeyi sıfırdan başarmış isimlerden. Kurucusu olduğu ODE Yalıtım’ı, alanında Türkiye’nin en büyüklerinden biri haline getirmiş. Kariyerine pek çok girişimcilik ödülü sığdırmış bir iş insanı.
Onun hikâyesi Elazığ’da başlıyor. 1960’ta, Keban ilçesine bağlı Bayındır köyünde doğmuş Turan. 10 yaşındayken ailesiyle beraber İstanbul’a taşınmış. 70’ler tam da İstanbul’un taşının toprağının altın gibi görüldüğü, Anadolu’dan göçlerin en yoğun yaşandığı dönem. Turan’ın çocukluğu Kasımpaşa, Beyoğlu, Dolapdere ve Kurtuluş’ta geçmiş. Kim bilir belki de kendinden sadece 6 yaş büyük, Rize kökenli Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan’la da yolları kesişmiştir, bu tarihi semtin sokaklarında.
Turan Ailesi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’nde okuyan iki ağabeyinin aksine, mühendisliğe ilgi duyan Orhan Turan, sınavda kazandığı Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 1981 yılında mezun olur. Ardından 1982’de Marmara Üniversitesi MBA (İşletme Yönetimi) programını tamamlar. Askerlik dönüşünde üniversitedeki arkadaşlarının kurduğu inşaat taahhüt şirketi ODE’de çalışmaya başlayan Turan, 1988 yılından itibaren yalıtıma odaklanarak bu alanda fark yaratmak amacıyla ODE Yalıtım’ı kurar.
Türkiye’nin zorlu ekonomik dönemeçlerden geçtiği dönemlerde yaptığı hamleler ve yatırımlarıyla ODE Yalıtım’ın Türkiye’nin yüzde yüz sermaye ile üretim yapan en büyük yalıtım şirketi olma yolculuğuna liderlik eder. Halen 75 ülkeye yalıtım ürünleri ihracatı yapan şirketin yüzde 40’ı ihracat gelirlerinden oluşuyor ve 450 kişilik bir ekibi bulunuyor.
ODE Yalıtım, Sabancı Üniversitesi ve TÜSİAD tarafından 2013’ün en rekabetçi şirketi seçilir. Şu anda ODE Yalıtım’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Orhan Turan, sivil toplum kuruluşlarında da oldukça aktif.
Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) kurucu başkanı. 2018-2022 yılları arasında, TÜSİAD’In çatı kuruluşu olan, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Orhan Turan, 29 Mart 2022 tarihinde düzenlenen TÜSİAD Genel Kurulu’nda TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı görevine seçilir. O günden bu yana da başkanlık görevini sürdürüyor.
Orhan Turan’ın, TÜSİAD Başkanı seçildiğinden bu yana yaptığı konuşmalarda hukuk vurgusu öne çıkıyor. Nitekim son genel kurula da, hukuk devleti olmadan kalkınma ve demokrasinin tam anlamıyla olmayacağını vurgulamıştı Turan. Kişisel internet sitesinde de bu konudaki görüşleri yer alıyor.
Şöyle diyor Turan, kendi adını taşıyan sitesinde:
“Denge ve denetleme mekanizmaları kurulmamış, güçler ayrılığı tesis edilmemiş yasama, yargı ve yürütmenin rol tanımlarının net ve demokratik olmadığı bir sistemde sorunlarımızın çözülemeyeceğini bir süredir görüyoruz. Bu yüzden demokrasinin bir yönetim biçimi değil, bir yaşam tarzı olduğu bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor.
Türkiye ne yazık ki uzun bir süredir kültürel kimliklere sıkıştı ve kutuplaştı. Bu nedenle Yeniden ‘biz olmak’ ve ‘ortak bir ufka bakmak’ hayalini canlandırmanın yeni ve sivil bir anayasa dâhil olmak üzere hukuku baştan aşağıya yenilemekten geçtiğine inanıyoruz. Anayasanın, siyasiler arasında bir mutabakat metni değil toplumsal bir sözleşme olduğu akıllardan çıkarılmamalıyız.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Orhan Turan, şimdi bu kadar önem verdiği hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramıyla bir başka açıdan yüzleşiyor. Hukuk devletinin hayatiyetini, kendi özgürlüğüyle test ediyor.
Soruşturmanın sonucu ne olur bilinmez ama Orhan Turan’ın bundan sonraki yaşamını ve sivil toplum faaliyetlerini, hukuk – kalkınma ve demokrasi sacayağının vazgeçilmezliği üzerine kuracağını şimdiden söyleyebiliriz.